BURSA (A.A) - Bursada, oğulları böbrek nakli bekleyen, ancak
böbreklerinde 7 milimetre çapında bulunan taş bulunan iki babanın organlarını,
ameliyatla alıp, dışarıda masada özel bir yöntemle taşları kırıldıktan sonra
oğullarına başarıyla nakleden Prof. Dr. Bülent Oktay, dünyada rutin olmayan bir
yöntemi uyguladıklarını söyledi.
Prof. Dr. Oktay, cerrahi müdahalenin gerçekleştirildiği özel hastanede,
ameliyat ettiği Selahattin Taç (29) ve Ümmet Yangın (24) ile düzenlediği basın
toplantısında, böbreğin sürekli taş yapmasının böbreğin verilmesine engel
olduğunu belirtti.
Buna karşılık tek taşlar ve tekrarlamayan taşlar olduğu durumlarda, mevcut
taşı almak şartıyla böbrek naklinin yapılabileceğini ifade eden Oktay, Rutin
uygulama, bu taşların ameliyattan önce alınıp taşsız hale getirilip bir süre
takip edildikten sonra böbrek nakline gidilmesi şeklindedir. Ancak bu iş,
vericiye iki ayrı ameliyat yükler. Taş kırma, taştan kurtarma ameliyatı olacak.
Aradan bir süre geçecek ve sonra da böbreğini vermek için ameliyat olacak. Biz bu
iki külfeti üst üste bindirmeyelim diye bu işi tek seansta yapmayı planladık ve
dünyada rutin uygulanmayan bir yöntemi uyguladık diye konuştu.
Gerekli ekipmanın olması durumunda böbrekteki taşın dışarıda
kırılabileceğini ifade eden Oktay, şöyle devam etti:
Böbrek zaten çıkarılıyor nakledilmek için. Çıkarıldıktan sonra özel bir
masa var. Sıcak ortamda oksijensizlikten çok etkilendiği için bu masada özel
soğutucu bir sıvıdan geçiriliyor. İçindeki taşı o sırada böbrek dışardayken
kırmak mümkün. Dünyadaki yayınlarda ne yapıldığına baktığımız vakit, sadece düz
olan, ince, uzun bükülmeyen üreteroskop dediğimiz özel cihazla kanaldan girilip
böbreğin çıkışındaki taşlara müdahale edilebilmiş. Ama tıbbi yayınlarda, böbreğin
içine kıvrılabilir kabloya benzer, kumandayla kıvrılabilir özel cihazla, böbreğin
havuzcuklarında dolaşıp taşı bulup orada lazerle kırıp, böbreği taşsız hale
getirip nakletmeyle ilgili bir yayın yok. Biz yayınlayacağız bunu. Onun için hem
tıbben değerli hem bizim için hem hastalar için değerli bir yöntem.
Oktay, taşlı bir böbreğin nakledilmesi durumunda problemlerle
karşılaşılabileceğini dikkati çekerek, Böbreğin bir siniri yok. Zarından
sıyrılıp nakledildiği için de normal kişilerde çekilen ağrıyı, nakilli böbrek
hissetmez. Taş, hastanın hiç haberi olmadan idrar yollarını tıkar ve böbrek
kaybolma riskiyle karşı karşıya kalır. Biz bu riski ortadan kaldırmak için ve
hastayı iki kez ameliyattan sakınmak için daha evvel uygulanmamış bir yöntemi
uyguladık. Hastaların sağlık durumu son derece iyi dedi.
-Hastaların sağlık durumu iyi-
Babasından alınan taşlı böbreğin özel bir yöntemle taşlarının kırılması ve
kendisine nakledilmesiyle sağlığına kavuşan Selahattin Taç da yaklaşık dört
yıldır diyalize bağlı bir şekilde yaşadığını, iki yıl önce kadavra listesine
yazıldığını, diyalize bağlı olduğu için de çalışamadığını söyledi.
Kadavradan böbrek çıkmayınca, babası Alaattin Taçtan, kendisine böbrek
nakledildiği anlatan Taç, Böbreğimi babamdan aldım. Şu an çok şükür iyiyim. 4
yıldır bekliyordum, diyalize giriyordum. Çalışamıyor, babama yardım edemiyordum.
Şimdi çok şükür iyiyim, çalışabilirim. Eski işime başlayacağım. Kaynakçıydım yine
aynı işi yapacağım dedi.
Selahattin Taçın babası Alaattin Taç da arkadaşlarının tavsiyesi üzerine
özel bir hastaneye geldiklerini, bir hafta içinde bütün tahlillerin yapıldığını
ve kendi böbreğinin oğluna nakledildiğini anlattı. Alaattin Taç, yaklaşık 7
yıldır böbreğinde 7 milimetre çapında taş olduğunu belirterek, Özel bir
yöntemle taşları temizlediler. Oğlum sağlığına kavuştu, çok memnunum diye
konuştu.
Ümmet Yangın da kendisine 3 yıl önce böbrek yetmezliği teşhisi konulduğunu
ve o zamandan beri tedavi gördüğünü belirterek, Daha önce böyle bir
rahatsızlığım yoktu. Bu yüzden böbrek nakli yapmayı düşünmediler. Ama son
zamanlarda böbreklerimin çalışması düşünce babamın böbreğinin uyduğunu
söylediler. O yüzden babamdan aldılar, bana naklettiler. Allaha şükür sağlığıma
kavuştum. Bağışlanan her organ, bir insanın canını kurtarır. Bu rahatsızlık ağrı
yapıyor, uykusuzluğa neden oluyor, sosyal hayatı da etkiliyor. Hareket etmeyi
dahi engelliyor ifadelerini kullandı.
Muhabir: Büşra Nur Özcan / Haluk Yüksel
Yayıncı: Doğan Sarıtaş