BALIKESİR (A.A) - Zafer Akpınar - Son 5 yılda ciddi büyüme
gösteren Eti Maden İşletmeleri Bandırma Bor ve Asit Fabrikalarında 2007de 180
bin ton olan rafine bor üretimi, 2012 yılında 335 bin ton civarında gerçekleşti.
Yaklaşık 2 milyon avroluk filtre makinesini, Türkiyede dörtte biri fiyata
ürettiren fabrika yönetimi, benzer şekilde birçok cihazda yerli ürünleri tercih
edince, yurt dışına ödenen milyonlarca dolar ülkede kaldı.
İşletme Müdürü Recep Şekerci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Eti Bankın
14 Haziran 1935 yılında kurulduğunu, 1964 yılında da Bandırma Bor ve Asit
Fabrikalarının temelinin atıldığını söyledi. Yaklaşık 3 yıl sonra da borun
işlenerek satılması kapsamında küçük çaplı üretimin başladığını dile getiren
Şekerci, bugüne kadar tesisin büyüyerek geldiğini anlattı.
Bandırmadaki tesislerinin üç ana yerleşkede kurulu olduğunu aktaran
Şekerci, şöyle devam etti:
Biri 130 bin metrekaresi kapalı 640 bin metrekare alan üzerinde bor
ürünleri ürettiğimiz fabrikaların bulunduğu yerleşke. İhtiyacımız olan buharın ve
suyun, elektrik enerjisinin üretildiği buhar santralimiz var. Ürettiğimiz
ürünleri stokladığımız, ambalajladığımız diğer bölümlerimiz var. İkincisi, Erdek
yolu üzerinde sülfirik asit fabrikamız. Bor kimyasallarını işleyince bu fabrika
gündeme geliyor. 1973 yılında 120 bin ton kapasiteyle sülfirik asit fabrikası
yapıldı. 2004 yılına kadar bu tesis çalıştı. Kütahya Emette borik asit fabrikası
kurulmasıyla kurumun sülfirik asit ihtiyacı artıyor. Bu yüzden Erdek yolu
üzerindeki yerleşkeye 240 bin ton kapasiteli yeni bir sülfirik asit fabrikası
yapılıyor.
Şekerci, üçüncü yerleşkenin, Eti Madenin yurt dışına açıldığı 3 kapıdan
biri Bandırma Limanındaki yükleme tesisi olduğunu vurgulayarak, buradan 2012de
84 ülkeye bor ürünü gönderildiğini bildirdi.
-Milyonlarca dolar para yurt dışına gitmedi-
Şekerci, kurumun son 5 yılda ciddi büyüme gösterdiğini belirterek, bu
büyümede, yurt dışından milyonlarca dolara alınan makineleri, Türk mühendis ve
işçilerinin yapar hale gelmesinin etkili olduğunu anlattı.
Bir süre öncesine kadar üretimde kullanılan dev makinelerin milyonlarca
dolara yurt dışından satın alındığını aktaran Şekerci, şunları söyledi:
Örneğin bir ekipmanı, 600 bin avrolara yurt dışından alırken Aydında bir
firmayla Ar-Ge çalışmaları yaptık. 6-8 ay çalıştık ve başarılı olduk. Makineyi
350 bin liraya yaptırdık. Tesiste bu yerli makineden 4 tane var. Toplam
kazancımız, birkaç milyon lira oldu. Önceden Almanya ve Avustralyaya bağımlı
olduğumuz, arıza durumunda servisi yaklaşık 2 ay beklediğimiz santrifüjü kendimiz
yaptık. Yüz binlerce dolar cebimizde kaldı. Yaklaşık 2 milyon avroluk filtre
makinesini, Türkiyede dörtte biri fiyata ürettirdik. Kendi madenimizi, yerli
makinelerimizle işler hale geldik.
-Göze damlatılan ilaçta bile bor var-
Şekerci, 2007 yılında 180 bin ton olan rafine bor üretiminin 2012 yılında
335 bin ton civarında gerçekleştiğini vurgulayarak, bir yandan kapasite
artırdıklarını bir yandan da aralıksız üretim yaptıklarını söyledi. Yıllık
hasılanın 2007 yılında 89 milyon lira iken 2011 yılında 245 milyon liraya
ulaştığını dile getiren Şekerci, bu üretimin yüzde 97sinin 84 ülkeye ihraç
edildiğini anlattı.
Bor tesislerinin iyi çalıştırılmadığına yönelik eleştiriler yapıldığını
belirten Şekerci, şunları kaydetti:
Değirmenin ürünü ne- Un. Peki niye poğaça yapmıyor. Bizim ürünlerimiz
izolasyon, cam, kimya sanayinde kullanılıyor. LCD ekran televizyon ve
bilgisayarların ekranında bor var. Gözünüze damlattığınız ilaçta bile bor var.
Farmakoloji sektörüne girip ilaç mı üretmeliyim- LCD ekranda bor var diye
televizyon mu üreteyim- Bütün dünyadaki bor, 4 milyon ton. Yıl içinde kullanılan
miktar 4 milyon ton. Bunun 2,1 milyon tonunu Eti Maden vermiş. Pazar payımız
yüzde 50 civarında. 2023e kadar yüzde 75-80lere kadar çıkarmak için stratejik
planlar var. Dünyanın bor pazarı ise 2,5 milyar dolar...
Şekerci, büyüme hızı yavaşlayan Çine yapılan bor ihracatının olumsuz
etkilendiğini ifade ederek, Kuzey Amerikaya yapılan ihracatın ise toparlanmaya
başladığını sözlerine ekledi.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş