KASTAMONU (A.A) - İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Ak,
boyun ağrısı mevcut olan her 100 hastanın 3ünde, ağrıların boyun fıtığına bağlı
olabileceğini söyledi.
Ak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, boyun ağrılarının birçok sebeple
ortaya çıkabileceğini belirterek, bu nedenler arasında boyun kaslarında tutulma,
romatizmal hastalıklar, tümörler, yumuşak doku ve kemikleri içeren enfeksiyonlar
ile fıtıkların yer aldığını ifade etti.
Boyun fıtığının, omurganın bir hastalığı olduğunu ve ilerleyen yaş sıklığına
göre artış gösterdiğini vurgulayan Ak, "Boyun ağrısı mevcut olan her 100 hastanın
3ünde, ağrıların boyun fıtığına bağlı olabileceği bildirilmiştir" diye konuştu.
Ak, boyun fıtığının, ilerleyen yaşla ortaya çıkan yıpranmaya bağlı olarak
daha sık görüldüğünü aktararak, tekrarlayıcı ve zorlayıcı boyun hareketleri,
boynun darbe aldığı kazalar, ağırlık kaldırmanın sık olduğu sporlar ve bilgisayar
başında oturma sonucu uzun süre hareketsiz kalmak gibi sebeplerin de bu
hastalığın oluşmasını kolaylaştırabildiğini ifade etti.
Tam olarak yeri tarif edilemeyen boyun ağrıları, belirli bir düzeni olmayan
boyun tutulmaları ve yastık değiştirme ihtiyacı gibi durumların hastalığın
belirtileri arasında olduğunu bildiren Ak, "Hastayı asıl rahatsız eden şikayet,
boyun fıtığının sinir köklerine ve omuriliğe bası ile ortaya çıkanlardır.
Genellikle ani başlayan kol ağrısı, en sık uyarıcı şikayettir. Büyük ihtimalle,
omurilikten çıkan bir sinirin çapının, daralmış bir sinir kanalında sıkıştığına
işaret eder" dedi.
-"Sadece ağrı ameliyat için yeterli bir sebep değildir"
AK, boyun fıtığı tedavisinin, ilaç kullanımı, fizik tedavi ve ameliyatı da
içeren farklı basamaklardan oluşan karmaşık bir tedavi olduğunu kaydederek, her
hastanın şikayetleriyle birlikte kendi bazında değerlendirilerek uygun tedavi
seçeneğine yönlendirildiğini belirtti.
Tekrarlayıcı boyun hareketlerinden ya da uzun süre hareketsiz kalmaktan
kaçınmak, ağır sporlardan uzak durmak, ideal kiloya sahip olmak, iş şartlarında
düzenleme gibi yöntemlerle şikayetlerde gerileme sağlanabildiğini vurgulayan Ak,
ek olarak hasta şikayetlerinin en fazla olduğu dönemde uygulanan ağrı kesici ve
kas gevşetici ilaç tedavisinin rahatlama sağladığını söyledi.
Ak, boyun kaslarının güçlendirilmesi ve boynun daha dengeli bir şekilde
hareket ettirilmesinin öğrenilmesi açısından fizik tedavinin de önemli olduğunu
belirterek, "Bu yöntemlerle fayda sağlanamayan, radyolojik ve elektrofizyolojik
yöntemlerle fıtık ve sebep olduğu sinir hasarı ortaya koyulabilmişse ameliyat
seçeneği değerlendirilir. Güçsüzlük saptanmayan durumlarda, sadece ağrı ameliyat
için yeterli bir sebep değildir. Bu hastalarda yaşam şekli değişikliği önemlidir.
Diğer taraftan, sinir hasarına işaret eden güçsüzlük ya da belli duyu alanlarında
saptanan uyuşukluk ameliyat seçeneğini öne alabilir" diye konuştu.
-Boyun fıtığı olmamak için-
Kişinin yaşam koşullarındaki etmenlerin de boyun fıtığına neden olan
yıpranmayı hızlandırabildiğini ifade eden Ak, şunları kaydetti:
"Tedavide ilk hedef, boyun fıtığının oluşmasını engellemektir ve eğer
oluştuysa buna sebep olan davranış ve hareketleri ortadan kaldırmaktır. Bunun
için, saçları kurutmadan dışarı ıslak vaziyette çıkmamak, soğuk esen klima
altından uzun zaman kalmamak, televizyon karşısında koltukta uyuya kalmamak,
dengesiz bir şekilde yük taşımamak, arabanın penceresi açık bir şekilde seyahat
etmemek, masa başı işlerde, özellikle bilgisayar karşısında, uzun süre boyun öne
eğik durumda çalışmamak, uyurken ortopedik yastık kullanmak, sigara ve benzer
zararlı maddeleri kullanmamak, boyun duruşunun düzgün olmasına dikkat etmek,
boyun ve sırt kaslarını güçlendirmek için uygun spor ve egzersizleri yapmak,
boyun travmasından ve tekrarlayıcı darbelerden kaçınmak, uygun pozisyonda yeterli
uyumak ve sağlıklı beslenmek gereklidir."
Muhabir: Esra Karamuk
Yayıncı: Ömer Erim Baştimar