ANTALYA (A.A) - Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa
Akaydın, temiz enerji konusunda Türkiyede öncü belediye olduklarını belirterek,
Antalya, Türkiyede atığından para kazanan ilk belediye olacak. Çünkü bizim
atığımız çok değerli. Hem sera atıkları hem de turistik tesisler bakımından
organik değeri yüksek dedi.
Nükleer enerji karşıtı sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Nükleer Karşıtı
Platform üyeleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Lokalinde düzenlenen
kahvaltıda bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Antalya Nükleer
Karşıtı Platform Sözcüsü ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi
Başkanı Hediye Gündüz, nükleer santrallerin yüksek miktarda soğutma suyuna
ihtiyaç duyduklarına dikkati çekti.
Mersin Akkuyuda yapılması planlanan santralin, saniyede yüzlerce ton
soğutma suyunu denize bırakacağını savunan Gündüz, Akdenizde akıntıların
Mersinden Antalyaya doğru olduğu gerçeği göz önüne alınırsa, başta Antalya
olmak üzere birçok turistik belde radyasyonlu sulardan etkilenecek. Denizdeki
yaşam alanları yok olacak. Biz bu olası çevre katliamına karşı mücadele
ediyoruz dedi.
-Temiz enerji konusuna odaklandım-
Kahvaltıya konuk olarak katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın
da temiz enerji konusunda attıkları adımları anlattı. Mustafa Akaydın, toplumda
temiz enerji bilinci oluşmasını amaçladıklarını belirterek, Göreve gelirken
önüme 4 vizyon proje koymuştum. Bunlardan biri de Güneşkent Antalya idi. Şimdi
Türkiyede bir belediye bünyesindeki ilk temiz enerji birimi Antalyada faaliyet
gösteriyor. Bizi eleştirenler de oldu, Bedava enerji dağıtacaktınız ne oldu
diye. Biz temiz enerji kullanımı konusunda örnek ve öncü olmayı hedefledik diye
konuştu.
Nükleer enerji konusunda dünya genelinde bir geri dönüş söz konusu olduğunu
ifade eden Başkan Akaydın, şunları söyledi:
32 yıllık Antalyalıyım ve gördüğüm acıklı bir tablo var. Antalyanın güzel
dağlarına çıktığınız zaman taş ocakları tarafından delik deşik edildiğini
görürsünüz. Saklıkente çıktım geçen gün, gördüğüm manzara içler acısıydı.
HESler keza öyle. Ancak bütün Akdenizi ilgilendiren bir sorunla karşı
karşıyayız, o da Mersin Akkuyuya yapılacak nükleer santral. Biliyorsunuz yakın
geçmişe kadar bilim dünyası ikiye bölünmüştü. Bir kısmı Nükleer enerjiyi
kullanmak zorundayız, en ucuz enerji odur diyordu. Ama Japonyadaki kaza ve
Almanyanın aldığı radikal karar, tüm dünyada nükleere karşı olan olumlu
düşünceleri değiştirdi. Ben de bugün başkanlığım döneminde temiz enerji konusuna
daha fazla odaklandım.
-Güneşev en çok ödül alan birim-
Güneşevin belediyenin en çok ödül alan birimi haline geldiğini vurgulayan
Başkan Mustafa Akaydın, Güneş enerjisiyle aydınlanan parklar, güneş enerjili
durak ve Türkiyede ilk kez temiz enerji kullanan makam aracı bizde. Bunlar bir
kültür oluşturmak için atılmış örnek adımlar. Ancak maalesef hükümetimiz, temiz
enerji konusunda atması gereken adımlarda çok geç kaldı dedi.
Güneş enerjisi kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini belirten Akaydın,
Toros Dağlarının dünyada ışınım değeri yüksek bölgelerden olduğunu vurguladı.
Akaydın, Toros Dağlarının kapasitesi, Almanyanın toplam kapasitesinin iki
katı ve Almanya bugün güneşten en çok yararlanan ülkelerden biri diye konuştu.
Başkan Akaydın, Büyükşehir Belediyesi olarak Kızıllıda yapacakları Katı
Atık Bertaraf Tesisleri ile katı atıklardan elektrik enerjisi üretip para
kazanmayı planladıklarını da bildirdi. Bu projenin Antalyadaki en çevreci
projelerden olduğunu kaydeden Akaydın, Benim çok övündüğüm projelerden biridir.
Ama maalesef firmaların çıkar çatışmaları yüzünden Bölge İdare Mahkemesi
yürütmeyi durdurma verdi. Umuyorum ki yürütmeyi durdurma kalkacak ve biz de
projeye devam edeceğiz. Antalya, Türkiyede atığından para kazanan ilk belediye
olacak. Çünkü bizim atığımız çok değerli. Hem sera atıkları hem de turistik
tesisler bakımından organik değeri yüksek dedi.
-Büyükşehir Yasası-
Başkan Akaydın, Büyükşehir Yasası ile ilgili yöneltilen soruları da
yanıtladı. Avrupa Birliğinin son yıllarda yerelleşmeye önem verdiğini belirten
Akaydın, Avrupada devlet elindeki yetkilerin olabildiğince yerel yönetimlere
devredildiğini anlattı.
Hükümet yetkililerinin, adımları bu yönde attıklarını söylediklerine işaret
eden Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu yasanın özünde yerelleşme yok, merkezileşme var. Tasarının özüne
bakarsanız Özel İdareleri kaldırıyor ancak valiliklere çeşitli yetkiler veriyor.
Yani bu Belediye başkanı bizdense onun yaptıklarını görün ama bizden değilse her
türlü engellemeyi çıkarın anlamına geliyor. Bunun yerelleşmeyle hiç alakası yok.
Belde belediyelerini kaldırıyor. Siz hiç Avrupada belediyesiz bir belde gördünüz
mü- En küçük beldelerde bile belediye vardır. Biz bunları kaldırıp Büyükşehire
bağlıyoruz. Bu da bir merkezileştirme. İstanbulda, Kocaelinde yürür ama Antalya
gibi yüzölçümü çok geniş illerde, büyükşehir belediyelerinin kalkıp kırsala
hizmet götürmesi yakın gelecekte mümkün değil. Hiç kimse birbirini kandırmasın,
çünkü yasanın özünde şu var: Seçimlerde biraz daha fazla belediye kazanmak. Çünkü
seçimlerde ve anketlerde ortaya çıkan bir gerçek var, kırsal kesimdeki AKP oyları
kent merkezlerinden fazla. Eğer büyükşehir alanını genişleterek kırsal kesime
sokarsanız, geçen yılın istatistiklerine göre 6 büyükşehir daha kazanma şansınız
var. Bunlardan 3ü MHPli, Balıkesir, Manisa, Adana, 3ü de CHPli Eskişehir,
Mersin ve Antalya. Hesap budur. Ama böyle hesaplar Türk demokrasi tarihinde hep
ters dönmüştür. Demokrat Parti döneminde Kırşehir örneğinde olduğu gibi. Üstelik
Antalyada da ben bunun döneceğine dair çok ciddi istatistiksel çalışmalar
olduğunu biliyorum. İkinci bir hesap daha var: Kısmi dar bölge sistemi.
Hesaplamışlar. Kısmi dar bölge sistemi getirirlerse Meclisteki sandalye sayıları
30 kadar artıyor. Aslında bütün bunlar demokrasiyle oynamadır.
Yayıncı: Güç Gönel