RİZE (A.A) - Çamlıhemşin Belediye Başkanı İdris Lütfü Melek,
Çamlıhemşinin Doğu Karadenizi dışa açan önemli pencerelerden biri olduğunu
söyledi.
Melek, Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneğinde düzenlediği basın
toplantısında, Doğu Karadeniz bölgesinin global bazda değerlendirilmesi
gerektiğini belirterek, Bizim halkımızda sadece bizim olduğumuz yere
gelsinler diye bir yaklaşım var. Ama bu yaklaşım turizm açısından doğru değil.
Çünkü yerli ve yabancı turist daha çok gezmek, daha çok yer görmek, daha çok
eğlenmek ve dinlenmek istiyor dedi.
Aydere 3.5 yıldır çocuk parkı yapmaya çalıştıklarını ifade eden Melek,
Ama yer yok. Her yer sit alanı ve özel mülkiyet. Özel mülkiyeti kamulaştırıp
yapalım diyoruz ama 40 tane ortağı çıkıyor. Ortaklar birbirini tanımıyor.
Onlardan olur alamıyorsunuz. Bir araya getiremiyoruz. Ayderi en iyi koruyan bir
yanıyla mülkiyettir. Çünkü ortaklar bir araya gelip anlaşıp orada birşey
yapamıyorlar dedi.
Ayderin turizm potansiyeli açısından sürekli geliştiğini kaydeden Melek,
şunları söyledi:
Aydere gelen araç ve ziyaretçi sayısı her geçen gün artıyor. 2010 yılında
Ayderin statüsü değişti. Milli Parklar bölge giriş kontrol kapısı oldu. Milli
Park ile ortaklaşa ihale yaptık. İşletmesini 5 yıllığına Çamlıhemşin
Belediyesine verdiler. 2009 yılında göreve geldiğimde Ayder giriş kapısından 192
bin lira gelir elde edilmişti. 2011 yılı itibari ile 430 bin lira civarında gelir
elde ettik. Son 5 yılda Aydere giriş yapan misafir sayısı yüzde 60 arttı.
Batuma giriş 1 lira, Aydere giriş 30 lira diye bir takım spekülasyonlar
yapıldı. Tabi ki 30 lira değil. Küçük araçlar 10 lira. Aydere gelen araç
sayısında bir düşme yok. Batum 1 lira olmasına rağmen Ayderin potansiyeli
düşmedi. Batuma giden turlar mutlaka Aydere uğruyor. Ayderde konaklama
yapıyorlar. Ayder turizmi son yıllarda gelişme kaydetti. Bütün veriler onu
gösteriyor.
Melek, Fırtına Vadisinin önceki yıllarda ilk HES projesinin hayata
geçirilmeye çalışıldığı bir vadi olduğunu belirterek, Uygulama açısından ilk ve
son kazanılan davadır. Burada bir yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak lazım.
HESe karşı olmak için Çamlıhemşin Fırtına Vadisi sit alanı ilan edilmedi.
Fırtına Vadisi 1992 yılında sit alanı ilan edildi. 1998 yılında planlama yapıldı.
Bizim HES davası da 1997-98 yılına denk geldiği için sanki HES mücadelesi veren
arkadaşlar Fırtına Vadisini sit alanı ilan ettirmişler gibi lanse edilmeye
çalışıldı diye konuştu.
Çamlıhemşinın 878 bin metrekare alanı kapsadığını dile getiren Melek,
şunları kaydetti:
(Sit alanın dışında bile bir metrekare alanı yok. Birinci, ikinci, üçüncü
derece ile tümü sit alanı. Bu vatandaşlar üzerinde bazı sıkıntılar doğuruyor.
Özellikle yerleşim birimlerinde sit uygulamasının biraz daha yumuşatılması ve
gevşetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yerleşim yerleri şu an 3. derece sit alanı.
Çamlıhemşinde mezar bile kazmak yasak. İneklere bile karayemiş dalı kesip
yedirmek yasak), bu ifadeler yalan. Hiçbir cenaze dışarda kalmadı. Bütün bunlar,
sit alanları aleyhine kamuoyu oluşturmak için bazı çevreler tarafından bilinçli
ve ideolojik olarak gündemde tutulmaya çalışılıyor. Aydere çivi çakılmıyor
deniyor. Çivi çakılmayan yer sadece birinci dereceden sit alanlarıdır. Birinci
derece sit alanlarına İstanbuldaki bir kişi bile bir şey yapamıyor. Yapamazsın.
Çünkü burası birinci derece sit alanı. Ama üçüncü derece sit alanlarına imar
planına uygun bir şekilde isteyen herkes projesini getirip otelini ve pansiyonunu
yapabilir. Buna bir engel yok. Fırtına Vadisi sit alanlarından çıkarılırsa
Fırtına Vadisi diye bir yer kalmaz. Doğa katliamı başlar. Rant başlar. Turizm
diye bir şey kalmaz.
Melek, Çamlıhemşinin Doğu Karadenizi dışa açan önemli bir penceresi
olduğunu da kaydetti.
Muhabir: Fikret Delal
Yayıncı: Asena Akçay