ELAZIĞ (A.A) - Bestami Bodruk - Fırat Üniversitesi (FÜ) Adli Tıp
Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tokdemir, "Mükemmel cinayet diye bir şey
yoktur. Her cinayet, intihar, kaza çözülebilir, yeter ki insanlar olay yerindeki
delilleri bozmasın" dedi.
Tokdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, adli bir olayda maddi delillerin
her şeyden önemli olduğunu ve modern hukukun tanıktan olaya değil delilden olaya
gidilmesini ön gördüğünü belirtti.
Maddi delillerin, "karakolda söyledikleriyle mahkemede ifadelerinin
şaşmayacağını, etki altında kalmayacağını ve duygusal olmayacağını" aktaran
Tokdemir, "Olay yerinde elde edilen bir delil 100 tanıktan daha önemlidir.
Dolayısıyla vuku bulan bir cinayeti, intiharı ya da kazayı aydınlatmak
istiyorsanız burada insanların bırakmış oldukları izleri bozmadan dikkatlice
bulmanız yeterlidir" diye konuştu.
Prof. Dr. Tokdemir, şunları kaydetti:
"Kendilerini profesyonel olarak adlandıran suçlular hata yapmadığını
zanneder fakat delil kalmayan olay yoktur. Örnek verecek olursak, kablo
hırsızlığı yapılan bir yerde ay çekirdeği yenildiğini gördük. Topladığımız
materyalleri incelediğimizde birden fazla kişinin DNAsını, şüpheli
eşleştirmesiyle olayı yapanları tespit ettik. Mesela kişi orada kimliğini
düşürmüş olsaydı bunun kadar kesin delil olamazdı çünkü kimliğimi kaybettim
gibi çeşitli bahaneler üretebilir. Fakat çekirdek üzerindeki DNAsını izah
edemez. Tanığı olmayan başka bir olaydaysa, cinayete kurban giden bir kişinin
tırnaklarının arasında katilin DNAsı tespit edildi. Olay esnasında katiliyle
boğuşma yaşayan kişinin tırnak arasında katilin deri parçası kalmış ve biz
buradan çok rahat bir şekilde katile ulaştık."
Olayların çözülmesine sadece parmak izinin değil aynı zamanda kulak, diş,
ayak ve retina izlerinden de yararlanıldığını, her temasın iz bırakacağını
vurgulayan Tokdemir, şöyle konuştu:
"Yeter ki siz olay sırasında ne tarz temaslar olabileceğini ve o izlerin
nasıl alınıp, korunup, incelenebileceğini bilin. Mesela bir hırsızlık olayında
kişi kulağını kapıya, duvara veya kasaya yaslamış olabilir ya da boğuşma
esnasında karşısındaki kişiyi ısırmış olabilir. Bu iki olayda da diş ve kulak izi
olay yeri bozulmadan alınabilir. Avrupada, diş grafikleri arşivleniyor ve DNA
tespitinin zor olduğu olaylarda kişilerin tespiti için kullanılıyor."
-Türkiyede olay yeri çok bozuluyor-
Prof. Dr. Mehmet Tokdemir, Türkiyede adli bilimlerin aksayan yanları
bulunmasına rağmen iyi durumda olduğunu belirterek, olay yerine gereken önemin
verilmediğini ve delillerin bazen kısmi bazense tam olarak tahrip edildiğini
savundu.
Olay yerlerinde delil toplama işini yapan kişi veya kurumların yeterli
mesleki eğitime sahip olmadığı için buraların zarar görebildiğini dile getiren
Tokdemir, bu kişilere eğitim verilmesi gerektiğini vurguladı. Tokdemir, olay yeri
incelemeye yönelik düzenli eğitim veren okulların açılmasının, Türkiyedeki adli
vakaların daha profesyonel olarak incelenmesine ve çözülmesine katkı
sağlayacağını kaydetti.
Prof. Dr. Tokdemir, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Örneğin bir bomba patlamış, çöpçü gelmiş orayı süpürüyor. Buna benzer bir
olayı Elazığda yaşadık. Olay yerinde bir kül tablası, içinde katilin ve
öldürülen kadının içtiği sigaranın izmariti var. Yaptığımız incelemede aynı kül
tablasının içinde olay yerine gelen kişilerin de içtiği sigaraların izmariti var.
Maalesef Türkiyede bu tarz trajik olayları da yaşıyoruz. Mükemmel cinayet diye
bir şey yoktur. Her cinayet, intihar, kaza çözülebilir, yeter ki insanlar olay
yerindeki delilleri bozmasın."
Yayıncı: Cemal Coşkun