TRABZON (A.A) - Bazı baro başkanları, Adalet Bakanlığının
verilerine göre 67 ceza infaz kurumunda açlık grevine katılan 682 tutuklu ve
hükümlünün bu eyleminden vazgeçmesini istedi.
Taleplerin demokratik yöntemlerle iletmesi gerektiğini belirten baro
başkanları, yaşam hakkının kutsal olduğunu, tutuklu ve hükümlülerin eyleme
iradeleri dışında katılmaları halinde, etki ve baskı yapanlara karşı Cumhuriyet
savcılıklarının işlem başlatması gerektiğini bildirdiler.
Trabzon Barosu Başkanı Mehmet Şentürk, AA Muhabirine yaptığı açıklamada, son
günlerde ülke gündemini meşgul eden cezaevlerindeki açlık grevlerinin, tutuklu ve
hükümlülerin cezaevlerindeki sorunlarının dışında olduğunu belirtti.
Açlık grevlerinin bazı etken kişi, grup ve partiler aracılığıyla organize
edildiğini öne süren Şentürk, şöyle devam etti:
Bilindiği üzere cezaevi koşullarında kalan tutuklu ya da hükümlülerin
vücut bütünlükleri, yaşam hakları devletin sorumluluğu ve taahhüdü altındadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin vurguladığı en temel haklardan biri yaşam
hakkıdır. Bu açıdan bu açlık grevlerine katılan tutuklu ve hükümlülerin sağlığı
ve vücut bütünlüğüyle ilgili ciddi bir tehdit oluşması durumunda devletin buna
müdahale etmesi bir sorumluluğudur. Aksi durumda iç hukukun bir parçası haline
gelen uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı bir durum olacaktır.
İkincisi ise açlık grevleri, katılanların kendi sorunlarıyla veya
konularıyla alakalı değil, tamamen kendileri dışında konulara dikkat çekmek ve
başkalarının yönlendirmesi, teşviki ya da baskısıyla bu sürece katıldıklarını
izlemekteyiz.
Tutukluların baskı ya da zorlamayla açlık grevine başlamaları halinde
Cumhuriyet savcılarının işlem başlatabileceğini vurgulayan Şentürk, Türk Ceza
Yasasının 84. maddesinde intihara yönlendirme suçu düzenlenmiştir. Eğer açlık
grevlerine katılanlar kendi iradeleri dışında bunu yapıyorlarsa etki ve baskı
yapanlara karşı Cumhuriyet savcılıklarının işlem başlatması gerekiyor diye
konuştu.
Demokratik ülkelerde insanların taleplerini meşru zemin ve ortamlarda dile
getirmeleri gerektiğini vurgulayan Şentürk, Ancak bunu kendi vücutlarını
tehlikeye atarak veya kendileri dışında gündeme getirmeleri bu ülkenin demokrasi
standardının gelişmesi açısından son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu
açıdan açlık grevine katılanların konuyu bu şekliyle değil, daha sağlıklı, daha
doğru ve ses getirebilecek, toplumu bölmeyecek bir ortamda dile getirmeleri
gerekmektedir ifadesini kullandı.
-Annelere çağrı-
Gümüşhane-Bayburt Bölge Baro Başkanı İsmail Taştan ise terör
baronlarının çağrılarına uyularak cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine bir
an önce son verilmesi gerektiğini söyledi.
Taştan, terörle hiçbir sorunun çözülmesinin mümkün olamayacağını belirterek,
Ülkemizde şehitler olmasın, anneler ağlamasın istiyoruz. Ancak, anneler
ağlamamak için dağa çıkan, askere, polise kurşun sıkan, onları şehit eden
çocuklarına da mutlaka engel olmalıdır dedi.
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin mutlaka devam ettirilmesi gerektiğini
vurgulayan Taştan, şantaj yapılarak demokratik hakkın elde edilemeyeceğini dile
getirerek, Açlık grevi ile istenilen ana dilde eğitim ve ana dilde savunma bir
haktır. İstenilen hak doğru olmakla birlikte istem şekli yanlıştır. İstem açlık
grevi ile değil, demokratik yöntem ve usullerle yapılmalıdır. Bölücü örgüt başı
Abdullah Öcalanın tecridinin kaldırılması talebi ise uygun değildir diye
konuştu.
Samsun Baro Başkanı Necat Anıl, kutsal olan yaşam hakkının açlık grevi
yapılarak sonlandırılmak istenmesine karşı olduğunu söyledi.
Cezaevlerindeki açlık grevlerini üzüntüyle takip ettiklerini belirten Anıl
Hiç kimse Allahın verdiği ömrü, canı açlık grevi yaparak sonlandırmak istemez.
Yaşam hakkı kutsaldır. Kutsal olan yaşam hakkının açlık grevi yapılarak
sonlandırılmak istenmesine karşıyım. Seslerini bu yolla duyurmak isteyenlerin
daha sağlıklı ve yasal yollarla seslerini duyurmasından yanayım. Bunu
bırakmalarını tavsiye ediyorum.
Anıl, açlık grevi yapanlara cezaevlerinde ölümler olmadan müdahale edilmesi
gerektiğini de sözlerine ekledi.
Muhabir: Burak Altunöz-İbrahim Özdemir-Dilek Sezen
Yayıncı: Murat Kaban