ANKARA (A.A) - Bazı baro başkanları, Adalet Bakanlığının
verilerine göre 67 ceza infaz kurumunda devam eden açlık grevlerinin kabul
edilemez olduğunu, grevi sonlandırmak için insani olarak yapılacak bir şey varsa
yapılması gerektiğini bildirdiler.
Çankırı Baro Başkanı Erkan Köroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevinde 3 kişinin açlık grevinde olduğunu, 2 kişinin de
bugün itibari ile açlık grevine başlayacağını öğrendiklerini söyledi.
Açlık grevlerini yakından takip ettiklerini ifade eden Köroğlu, Bu açlık
grevinin terörist elebaşına olmayan haklarının verilmesi için yapıldığı
belirtiliyor. Açlık grevi meşru bir eylem değildir. Mesela cezaevindeki tüm
hırsızlar açlık grevi yapsa, bu durumda hırsızlık suç olmaktan çıkar mı ya da bu
eylem meşru mu sayılacak- Bu nedenle bu eylem kesinlikle meşru değildir. Çankırı
Barosu olarak bu eylemin karşısındayız dedi.
Açlık grevinin insan hakları ihlali gibi meşru bir amaç için yapıldığı zaman
değerlendirmeye alındığını dile getiren Köroğlu, yasaya aykırı bir durumu açlık
grevleri ile meşrulaştırmaya çalışmanın hem hukuk hem de kamu düzenine aykırı
olduğunu söyledi.
Köroğlu, insanın, insan olduğu için değerli olduğunu vurgulayarak,
İdeolojisi ne olursa olsun, insanın kendi isteğiyle dahi hayatına son vermesi
vicdanımızı sızlatır. Ama gerekçesini tasvip etmediğimiz eylemleri yapan kişiler
de yanlışlıklarından dönmelidir diye konuştu.
Bartın Baro Başkanı Kamil Altan, açlık grevinin hukuk sistemi içerisinde
kabul edilemez bir olay olduğunu belirterek, sorunun diyalog yöntemiyle çözülmesi
gerektiğini savundu.
İnsan hayatının her şeyden önde geldiğini dile getiren Altan, şöyle devam
etti:
Böyle bir açlık grevi varsa, bunlarla bir şekilde devletin yetkili
birimlerinin diyaloğa geçmesi ve problemlerin diyalog yoluyla halledilmesi
gerekir. En azından cezaevi şartlarında bir takım iyileştirmeler yapılabilir.
Tabii ki açlık greviyle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini biliyoruz. Onlar bir şeye
karşı tepki göstererek problemlerine dikkat çekmeye çalışıyorlar. Ne şekilde
iyileştirme isteniyorsa, kanunlar azami şekilde zorlanarak bu iyileştirmelerin
yapılması lazım. Onlar orada kendi hayatları üzerine bir oyun oynuyorlar. Tıbbi
müdahaleyi kabul eden var, etmeyen var. Öyle olunca bunun ölüme kadar varan
sonuçları olacaktır.
Cezaevi ve cezaların aynı zamanda suçluların topluma kazandırılması için
yaratıldığının altını çizen Altan, öldürerek bir insanın kazanılmayacağının
söyledi.
Açlık grevlerinin sonlandırılması için siyasi partilerin bir araya gelmesi
gerektiğini savunan Altan, Sonuç olarak açlık grevi hukuk sistemi içerisinde
kabul edilemez bir olaydır, bu durumun diyalog yöntemiyle çözülmesi lazım. Adalet
Bakanı Sadullah Erginin açlık grevi yapanlarla görüşmesi gayet olumlu bir
hareket, çok güzel bir davranıştı. Bu ve buna benzer diyalogların daha da
geliştirilmesi lazım diye konuştu.
Zonguldak Baro Başkanı İbrahim Kerem Ertem, açlık grevdekilerin amaçlarının
tam olarak anlaşılamadığını öne sürerek, En azından bu konuda detaylı bilgimiz
yok. Tabi ki açlık grevleri ve ölüm oruçları gibi eylemler insanın hayatını
koruma adına kabul edilemez. Ulusal ve uluslararası mevzuatların bize yüklediği
sorumluluk çerçevesinde olayın üzerine gidilmelidir dedi.
-Bu meselenin çözümünün tek adresi var-
Erzurum Barosu Başkanı Faruk Terzioğlu, açlık grevlerinin temel hak ve
özgürlükler kapsamındaki taleplerin yerine getirilmesi amacıyla yapılmadığını
söyledi.
Gelişmelerden herkesin rahatsız ve tedirgin olduğunu belirten Terzioğlu,
Ama bilinmesi gereken bir şey var. Bu açlık grevlerinin perde arkasında şu veya
bu gerekçe gösterilerek, işte Abdullah Öcalana ev hapsidir, özgürlüktür veya
tutukluluk, hükümlülük durumunun daha farklı şartlarda geçiştirilmesi istenmiş
olabilir. Bunu isteyebilir herkes ama bunun çözümü, bunun dayatması açlık
grevleriyle değildir...
Açlık grevi yapanların taleplerinin karşılanacağı yer cezaevleri değildir,
parlamentodur. Bu meselenin çözümünün tek adresi vardır, Türkiye Cumhuriyeti
Büyük Millet Meclisidir diye konuştu.
Türkiyenin yıllarca aflarda çok cömert davrandığını ifade eden Terzioğlu,
Af konusunda çok ciddi şeyleri olmuştur. Uygulamalar olmuştur. Çok tartışmalı
af yasaları da çıkartılmıştır. Şahsa özel af yasaları da çıkartılmıştır
ifadelerini kullandı.
-Bu tür eylemleri tasvip etmiyoruz-
Kayseri Baro Başkanı Avukat Fevzi Konaç, iyi niyetli olmayan, temel amacı
başka niyetler taşıyan, terör örgütünü legalleştirmek için yapılan ve hak elde
etmeye çalışılan bu tür eylemleri tasvip etmediklerini söyledi.
Türkiyenin barış ve sükunetin hakim olduğu, mağduriyetlerin sona erdiği bir
ülke olmasını dilediklerini ifade eden Konaç, şunları kaydetti:
Grevi sonlandırmak için insani olarak yapılacak bir şey varsa mutlaka
müdahale edilmeli. Ama 75 milyon insanımızın hassasiyetleri göz önünde
bulundurularak bir önlem alınmalı. Çünkü her gün şehit haberi almak gönlümüzü
yaralıyor, milletimizi üzüyor. Tüm hassasiyetler göz önünde bulundurulmadan
yapılacak bir çözüm milletimizi daha da yaralar. Terör örgütü mensuplarının
taleplerinin koca bir ülkenin bütün ilgisini çekmesine, enerjinin bu yönde
harcanmasına da razı değiliz. İnsani değerler noktasındaki bakışımızla, hukuki
değerler noktasındaki bakış açımız arasındaki bu farktan kaynaklı da bir an önce
bu manzaraların ülkemiz üzerinden kalkmasını arzu ediyoruz.
-Sorumluluk taşıyanların bu işi çözmesi gerekir-
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, Türkiyede daha önce de açlık
grevi gibi meselerin meydana geldiğini, bunların olumsuz sonuçlar doğurduğuna
belirtti.
Açlık grevlerinin taleplerinin bir yana konularak düşünülmesi gerektiğini
ifade eden Çıtırık, Hiçbir dava ve düşünce insanoğlunun en temel hakkı olan
yaşam hakkını elinden alamaz dedi.
Hangi gerekçeye dayanırsa dayansın taleplerinin ayrı bir konu olarak ele
alınması gerektiğini belirten Çıtırık, Bizim isteğimiz Türkiyede sorumluluk
taşıyanların bu işi çözmesi gerekir. İstenmeyen olayların yaşanabileceği bir
sürece gelinmiştir. Sorumluluk taşıyanların yeni zihinsel ve fiziksel engelli
insanlar yaratmak yerine bu insanların yaşam hakkını doğru bir şekilde teslim
edebilmek ve gereksiz uygulamalarla insanları ölüme göndermemeleri gerekir diye
konuştu.
Açlık grevinin bir inatlaşma konusu yapılmaması gerektiğini vurgulayan
Çıtırık, Türkiyenin daha çok bir toplumsal barış ve iç huzura ihtiyacının
olduğunu kaydetti.
Bu toplumsal barış ve iç huzurun da sağlanabilmesi için atılması gereken
adımların siyasi adımlar olduğunu vurgulayan Çıtırık, Bu insanlarla oturulmalı
konuşulmalı, yaşam hakkının daha önemli olduğu konusu anlatılmalı. Bu insanların
gerekirse psikolog ve sosyologlarla desteklenerek bu açlıktan vazgeçirilmesi
yerinde bir karar olur. Bu insanlara yaşam haklarının her türlü siyasi iktidar ve
fikrin üstünde olduğu anlatılmalı dedi.
Muhabir: Özgür Alantor / Selim Bostancı /Ferdi Akıllı /
Hasan Özkal / Ayşe Yıldız / Esma Aygün / Emrah Yorulmaz
Yayıncı: Murat Kaban