BURSA (A.A) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın,
Sinoptaki olaylarla ilgili, Olayların hiçbir yerinde, bırakın bir parti görevi
taşıyan CHPli olmayı, CHP sempatizanı bile o olayların içinde yoktur dedi.
Günaydın, CHP Bursa İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında,
Türkiyede çok ciddi bir adalet ve demokrasi sorunu olduğunu, bunu herkesin
yaşadığını savundu. Bu sorunun, her geçen gün yeni bir boyut kazandığını ifade
eden Günaydın, şöyle konuştu:
Bir örneğini dün Danıştay Başkanı verdi. Danıştay Başkanı şunu söylüyor;
Bu memlekette emniyet görevlileri savcı oldu, bilirkişiler hakim oldu, böyle
adalet olmaz. Bunu söyleyen kimdir- Bunu söyleyen Danıştayın mevcut, aktif
başkanıdır. Peki bunu bir başka kişi daha söylemiş midir Türkiyede- Evet
söylemiştir. Hatırlatalım Hanefi Avcı... Şimdi o halde ben şu soruyu kamuoyunun
önünde soruyorum; aynı iddiayı ortaya koyan iki kişi var. Emniyet görevlilerinin
savcıların yerine geçerek davrandığı iddiası. Birisi Hanefi Avcı, 40 yıllık hapis
istemiyle yargılanıyor, bir diğeri Danıştay Başkanı. Şimdi bu aradaki temel,
derin çelişkiyi, birilerinin açıklaması lazım.
Günaydın, bir gazetecinin İmralı süreci ve gidecek heyetle ilgili sorusu
üzerine, görüşmelerin içeriğine ilişkin bugüne kadar ana muhalefet partisi ya da
kamuoyuna herhangi bir bilgi veren olmadığını, neyin pazarlığının, görüşmesinin
yapıldığını bilenin bulunmadığını ileri sürdü.
Bu sürecin Türkiyeyi nereye götüreceğini kaygıyla izlediklerini dile
getiren Günaydın, parti olarak süreçte TBMMnin aktif olarak kullanılmasını
savunduklarını belirtti. Günaydın, şöyle devam etti:
Bizim bu önerimiz kabul görmedi. O zaman da demiştik; eğer bu inisiyatifi
TBMM çatısı altında koyamazsak, bu inisiyatif başka yerlerde konulur. Şimdi hangi
koordinatör ülke görüşmelere katılıyor, kim kime ne söz veriyor, 75 milyonun en
ufak bir bilgisi yok. Bu çerçevede bir görüşme süreci yürüyor, göreceğiz
sonuçlarını. Biz yapıcı olmaya gayret ediyoruz. Çünkü, burada söz konusu olan
insan yaşamıdır, Türkiyede bir vatandaşımızın dahi burnunun kanamasına
tahammülümüz yoktur. Ancak, ortaya konulan yöntemin ve bugüne kadar alınan
mesafenin de haklı kaygılarımızı derinleştirdiğini ifade etmek isteriz.
-Özür dilemeyi önemli bir adım olarak görüyorum-
Günaydın, bir gazetecinin, BDPli milletvekillerinin Karadenizdeki
ziyaretleriyle ilgili sorusu üzerine, TBMMde bulunan milletvekillerinin tamamı
diledikleri ilde, mekanda, siyasal faaliyet yürütebileceklerini, bunun önündeki
bütün engelleri kaldırmanın devletin kolluk kuvvetlerinin en temel görevi
olduğunu söyledi.
BDP milletvekillerinin ister Hakkaride, ister Samsunda fikrini
açıklayabileceğini, MHP milletvekillerinin de ister Tekirdağda ister
Diyarbakırda fikrini açıklayabileceğini ifade eden Günaydın, buna yönelik
saldırı girişimlerinin de kolluk kuvvetleri aracılığıyla bertaraf edilmesi
gerektiğini söyledi.
Günaydın, Sinopta ve Samsunda çok talihsiz olaylar ortaya çıktığını
kaydederek, şöyle konuştu:
Çok talihsiz bir şekilde hem AK Parti hem BDP kanadından CHPyi suçlayan
açıklamalar geldi. Olayların başladığı andan itibaren sıcağı sıcağına, hem Sinop
hem Samsunu takip ettik. Emniyet Genel Müdürüyle, emniyet müdürleriyle,
valilerle, İçişleri Bakanıyla görüştük. Bölgedeki milletvekillerimizle ve
belediye başkanlarımızla konuştuk. Ortaya çıkan tablo şudur; olayların hiçbir
yerinde, bırakın bir parti görevi taşıyan CHPli olmayı, CHP sempatizanı bile o
olayların içinde yoktur. Suçlanan Belediye Başkanı maalesef ağır bir hastalıkla
boğuşan eşinin tedavisi için Sinop dışındadır ve iddia edildiği gibi buraya
giremezler burada toplantı yapamazlar diye hiçbir açıklaması yoktur. Böyle bir
açıklama varmış gibi bunu asparagas bir şekilde basan yerel bir basının arkasına
takılarak Sinop Belediye Başkanımıza yönelik açıklama yapanlar, çok kısa süre
içinde gerçeği fark etmişler ve özür dileme durumunda olmuşlardır. Ben siyasette
özür dilemeyi önemli bir adım olarak görüyorum, bunun altını çizelim.
Böyle bir süreçte Karadenizde gezi planlamanın, siyaseten doğru bir adım
olmadığını değerlendirdiğini ifade eden Günaydın, Ancak bu benim şahsi
fikrimdir dedi.
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Doğan Sarıtaş