CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç, Trabzonda: Sorunun çözüm yeri milletin önünde şeffaf, milletin temsilcilerin toplandığı meşru siyaset zemini, Ankarada Türkiye Büyük Millet Meclisidir -Hiç kimsenin şahsiyeti


TRABZON (A.A) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Sorunun çözüm yeri milletin önünde şeffaf, milletin temsilcilerin toplandığı meşru siyaset zemini, Ankarada Türkiye Büyük Millet Meclisidir dedi.
     Koç, partisinin Trabzon İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, zor bir dönemden geçildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
     Türkiyede faşizm illa bir eylül sabahı tankların yürümesi ve radyodan televizyondan davudi bir sesle insanların duruşu ile gelmiyor. Faşizm acısı çok oldu, topluma, demokrasiye ama bazen demokratik hak ve özgürlükleri kullanarak, sandıktan çıkıp daha sonra kendisini oraya getiren hak ve özgürlükleri yok ederek de faşizm bir ülkeye gelebilir. Ben bugünü tarif etmeye çalıştım. Yani demokrasi ile gelenleri daha sonra bütün hak ve özgürlükleri kısıp tek adam, denetlenmeyen tek kişi, yargıyı tahakküm altına alan, medyayı susturan bir iklim. Parasız eğitim istiyoruz diyen öğrenciyi dahi tutuklayıp hapse atan, eleştiren herkesi toplama kamplarında toplayan bir mantıkla bugün ki uygulama da bir çeşit sivil faşizmdir. Yani faşizmin postallısı olmuyor sadece, sivili de olabiliyor. Bugün öyle bir süreç yaşıyoruz.
     Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın hep camdan ileri demokrasi diye bağırdığını savunarak, şöyle devam etti:
     Sokaktan geçen insanlar bir kez bile dönüp sormadı sen kendi evinin içinde demokrasi uyguluyor musun da sonra sokağa demokrasi tavsiye ediyorsun diye. Sorgusuz sualsiz tek adam rejimi. Ağzından çıkan kanun, ne dese yapıyor. Keşke bireysel iradesini kullansa Türkiyeyi yönetirken. Ama bütün olayları art arda eklediğimizde şöyle de acı bir tablo çıkıyor. Her yurtseverin yüksek sesle olmasa bile kendi vicdanında dile getirdiği soru şu. Türkiye gerçekten Türkiyeden mi yönetiliyor. Soru açık, cevap ortada.
     Türkiyede bir demokratikleşme sorunu olduğunu öne süren Koç, şunları kaydetti:
     Bu çok açık. Hala 12 Eylülün darbe anayasanın arkasına saklanan bir iktidar var. Türkiyede bilhassa 12 Eylül 1980in, 100 yıldır mevcut olan,1980den sonra derinleşen insan hakları ihlalleri ile ciddi bir Kürt sorunu da var. Bunu reddetmiyoruz. Bunun temelinde demokratikleşememe sancısı, hukuk devleti algısının içinin boşluğu var. Ekonomik, sosyal, güvenlik bir sürü boyutu var. Buna siyaset bir çözüm bulmalı ama nasıl bir çözüm bulmalı. Bu sorunun çözüm yeri milletin önünde şeffaf, milletin temsilcilerin toplandığı meşru siyaset zemini, Ankarada Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Avrupanın uzak başkentlerinde Osloda ya da Marmarada bir adada teslim alınmış bir terör örgütü liderinin kurduğu pazarlık masası değildir. Devlet hukuk dışına çıkartılarak bir terör örgütü ile muhatap haline getirilir, terör örgütü siyasi muhatap konumu kazanır ise siz olayı baştan kaybedersiniz. Yaşadığımız tam da budur.
    
     -Başkanlık sistemi tartışmaları-
    
     Seçimden önce Türkiyenin 12 Eylül anayasasını yırtıp atması gerektiğini söylediklerini belirten Koç, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
     Türkiyenin çağdaş, özgürlükçü her türlü vesayetten arınmış, YÖK belasının ortadan kaldırıldığı, yargının gerçekten bağımsız olduğu, parlamenter demokratik sistemin güçlendirildiği, kurum ve kurallarıyla çağdaş bir anayasa ihtiyacı var dedik. Bir masa kuruldu. Anayasa Uzlaşma Komisyonu dendi. Çalışmalara başlandı. Anlaşmazlık olan maddeler parantez içine alındı, daha sonra değerlendirilmek üzere. Niyet bu. Bundan 3 ay önce bir gün bu masaya bir bomba atıldı. Bombayı attıran bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Neydi o bomba, parlamenter sistemi kaldırıyorum, başkanlık sistemi getiriyorum. Ne demek bu, denetlenmeyen, sorgulanmayan, her istediğini yapmaya kadir bir başkanlık talebi geldi. Biz buna itiraz ettik. Eş zamanlı olarak terör örgütü liderinin tutuklu olduğu İmralıda görüşmeler başladı. Bu masadan başkanlık sistemini çıkartamayacağım gel bakalım öteki tarafta Aponun desteği ile BDPden alacağım oylarla 330u geçerim. Yani referanduma getirecek sayıyı. Başkan seçimine giderken Kürt yurttaşlarımızından da oy alırım. Böylece yüzde 50yi geçer, amacıma ulaşırım. Ondan sonrası tufan. Açıklıkla söylüyorum, milletin ortak talebi olan anayasayı masaya başkanlık sistemini getirip tıkarsanız, masayı devirirseniz ve İmralıda kurduğunuz masadan bir anayasa üretip meclise ve milletin önüne gelirseniz o anayasanın adı milletin anayasası olmaz, AKP, BDP, PKK anayasası olur. Hodri meydan, gel millete AKP, PKK anayasasını referanduma götürelim. Bekliyoruz, Trabzonda da bekliyoruz.
    
     -CHPnin ne dediği çok iyi belli de sen anlıyorsun-
    
     Türkiyede herkesin huzur istediğini ifade eden Koç, Türkiyede herkes gözyaşı akmasın, artık kan dökülmesin istiyor ama Türkiyede herkes Başbakanın gizli pazarlıklarla, kendi siyasi çıkarına dönük bir anayasa talebine karşı diye konuştu.
     Dışarıda bir koro olduğunu ve hep aynı şarkıyı söylediklerini belirten Koç, şunları söyledi:
     CHPnin hiçbir çözüm önerisi yok, CHP ortada. CHPnin ne dediği belli değil gibi sözler söyleniyor. CHPnin ne dediği çok iyi belli de sen anlıyorsun onu, anlamamazlıktan geliyorsun. Devleti hukuk devleti kuralları dışına çıkartmayın dedik. Eğer hukuk bir kere aşındırılır ise devlet devlet olmaktan çıkar. Başka bir şeye dönüşür. CHP ne önermiştir, gözleri olup göremeyenlere, dilleri olup konuşamayanlara, kulakları olup işitemeyenlere, her şeyden önemlisi vicdanları olup onu mühürletip köreltenlere. CHPnin söylediği şu; böyle bir sorun var. Bu sorunun yeri terör örgütü ile muhataplık kurarak, gizli pazarlıklar yapmak değil. Milletin meclisinde, milletin önünde bu sorunun şeffaf bir şekilde tartışmaktır. Bunun için her partiden eşit sayıda katılacak bir siyasi uzlaşma komisyonu kuralım dedik. Bunları konuşalım dedik, pazarlıkta değil milletin önünde. Açık ve mert bir şekilde.
     Eğer terör örgütü ile silah bıraktırma yönünde bir temas olacak ise bunu devlet ve devletin görevlendirdikleri değil, bu komisyonun görevlendirdiği gerçekten bağımsız olacak, hani önceden söyledikleri ile bir yargı oluşturmamış akil adam, yani kendi alanında gerçekten önder. Özet, siyasi vicdanını Başbakana kiraya vermemiş, gerçekten bağımız olabilecek, bu toplumun çeşitli alanlarında herkesin saygı gösterebileceği insanlardan oluşan bir heyet. Devlet heyeti değil, bunlar görüşsün dedik. Bunların hepsi reddedildi çünkü Başbakanın niyeti kendi eksenindeki çıkarlar.
    
     -Bu kandırmacaya ve tuzağa CHP düşer mi-
    
     Haluk Koç, bu sorunun mecliste takibi için bir komisyon kuralım dendiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
     Bizim görüşümüz net ve açık. Bu kandırmacaya ve tuzağa CHP düşer mi- Yani siz bir komisyon kurmaya çalışıyorsunuz, suçlama. Siz de bir komisyon kurulmasını önermiştiniz. Önermiştik ama biz devlet hukuk dışına sürüklenmeden önce, eşit sayıda ve hukuksuzluğu önleyecek, Başbakanın beklentileri değil, milletin beklentileri doğrultusunda çalışacak bir komisyon önermiştik. Bunların önerdiği, AKP çoğunluk, diğer partiler muhalefet. Sayısal olarak baktığınızda parmak hesabı ile AKP ne derse o komisyonun raporunda o yer alır. Yani Başbakanın fikirlerini doğrulama, pazarlama komisyonu gibi çalışacak. CHP daha önce söyledikleri ile çelişiyor deniyor. Akil adamlar demişti şimdi onlara karşı çıkıyor. Biz akil adamlar dedik, gerçekten Başkana pazarlamacılık yapacak, başbakan memurları demedik. Hiç kimsenin şahsiyeti ile meslek dalıyla onuruyla uğraşmadan söylüyorum, Başbakanın konuşmalarını, camdan akan konuşma metinlerini yazan memurlar ne görev yapıyor ise Başbakanın seçim kampanyalarını yürüten reklam ajansları ne görev yapıyor ise bu atadığı zevat da maalesef aynı görevi yapacak.
     Koç, ülkede birlikte yaşama iradesini sarsacak, her türlü fitneye ve tezgaha karşı duyarlı olduklarını da kaydetti.
    
     Muhabir: Zafer Sel
     Yayıncı: Murat Kaban
<< Önceki Haber CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER