KAYSERİ (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hiçbir
partinin Kürt sorunuyla ilgili raporu yokken biz 1980lerde bir rapor hazırladık.
Bu sorunu biliyorduk. Bu sorun bu kadar büyümezdi, bizim eğer görüşlerimize
itibar edilseydi. Bu kadar çocuk hayatını kaybetmezdi, genç, şehit olmazdı
dedi.
Kılıçdaroğlu, Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde Boydak Holding
bünyesindeki Boyteks fabrikasında incelemede bulunmak üzere geldiği kentte,
Boğazköprü bölgesinde partililerce karşılandı.
Burada bir grup nakliyecinin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, daha sonra
fabrikaya geçerek, Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydaktan üretimle
ilgili bilgi aldı, işçilerle sohbet etti.
Holding bünyesinde çalışan işçilerden yüzde 96sının sendikalı olduğunu
öğrenen Kılıçdaroğlu, bir işçiye evli misin- diye sordu. İşçinin evli
olduğunu söylemesi üzerine kaç çocuk var sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, 3
çocuk var cevabını alınca, Standardı yakalamışsınız karşılığını verdi.
Bir işçinin, asgari ücrette vergi indirimiyle ilgili mecliste çalışma
yapmasını istemesi üzerine, Kılıçdaroğlu, Asgari ücretin üzerindeki vergi
yükünün yüzde 1e indirilmesi, bizim kendi seçim programımızda da var ama olmadı.
Asgari ücret üzerindeki vergi yükünün düşmesinin kamuya çok büyük kaybı
olmadığına inanıyoruz. Bu aynı zamanda işveren açısından da baktığımızda rekabet
gücünü artırır. Bu konuda bizim yasa teklifimiz de var. Ama iktidarın, bizim yasa
teklifimizi komisyonlarda görüşülmesi için komisyon başkanına bunu gündeme alın
demesi lazım. O söylenmediği için şimdilik bekliyoruz diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Ben size bir soru sorayım. CHPden ne bekliyor sunuz-
sorusuna, işçilerin, Muhalefetin haklı yerde haklı muhalefet yapması lazım.
İktidar kadar muhalefet de lazım karşılığını vermesi üzerine, Her ülkede
iktidar vardır ama sadece demokrasilerde muhalefet vardır dedi.
İşçilerin, muhalefeti toplumun sigortası olarak nitelendirmesi üzerine
Kılıçdaroğlu, Yani muhalefeti daha sert mi yapalım- diye sordu.
-Sadece parlamentoda tartışarak yasa yapma dönemi bitti-
Kılıçdaroğlu, yapıcı muhalefet yapılmasını isteyen işçilere, iktidarın ülke
çıkarına yönelik bütün yasalara destek verdiğini ifade ederek şöyle konuştu:
Ama bizim bir de dikkat ettiğimiz temel noktalar var. Bizim anlayışımıza
göre iktidarın getirdiği yasalar doğru değilse biz onun mücadelesini veriyoruz.
Örneğin, Suriye sınırında mayınlı araziler var. 49 yıllığına biz bunları
İsraile vereceğiz diye kanun teklifi getirdiler. Bir karşı çıktık. Anayasa
Mahkemesine gittik, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Demek ki biz haklıyız. Bizim
muhalefetimize rağmen iktidar partisi, benim gücüm var, ben istediğim yasayı
buradan geçiririm... Yani uzlaşma yolunu araması gereken muhalefet değil,
iktidar olması lazım. Demokrasilerde öyledir. 21. yüzyılda sadece parlamentoda
tartışarak yasa yapma dönemi bitmiştir. Yasalar parlamento dışında
olgunlaştırılır, görüşler alınır, ondan sonra parlamentoya getirilir.
Parlamentoda san ki biz hep itiraz ediyoruz, onlar bir şey yapmak istiyorlar gibi
garip bir yapı çıkıyor ortaya.
-Görüşlerimize itibar edilseydi terör sorunu bu kadar büyümezdi-
Kılıçdaroğlu, işçilerin, terör olaylarının artık bitirilmesini istemeleri
üzerine, şunları söyledi:
Terör olayı bitsin diye Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz yine sorumlu
bir muhalefet yaptık. Bitireceğim dediler, söz verdiler, hiç itiraz etmedik,
Buyurun, bitirin dedik. Artık parlamentoda oturalım, konuşalım dedik. Bir
araya gelelim dedik. Sorun nasıl çözülür dedik. O konuda da katkı vermeye
hazırız. Yeter ki bizim düşüncemizi sorsunlar. Siz bu sorunu nasıl çözersiniz-
diye bize sorsunlar.
Düşüncelerini açıklayan bir parti olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu,
şöyle devam etti:
Bakın, hiçbir partinin Kürt sorunuyla ilgili raporu yokken biz 1980lerde
bir rapor hazırladık. Bu sorunu biliyorduk. Bu sorun bu kadar büyümezdi, bizim
eğer görüşlerimize itibar edilseydi. Bu kadar çocuk hayatını kaybetmezdi, genç
şehit olmazdı. Annelerin yaşadığı dramı, babaların yaşadığı dramı biz belki
yeterince anlamıyoruz. Biz çocuklarımızı kaybetmedik. Allah kimseye evlat acısı
vermesin. Bir yerde acı konuluşurken en büyük acının evlat acısı olduğu söylenir.
Onun nedenle bizim halkımız, Allah kimseye evlat acısı vermesin der. O açıdan
bu sorunu oturup, barış içinde çözmek zorundayız. Masaya yatıracağız beraber.
Kurtuluş Savaşını beraber mi verdik, beraber verdik. Dedelerimiz şehit olarak
beraber mi yatıyor, beraber yatıyor. O zaman bu ayrılık gayrılık niye-
Oturacağız, buna çözüm bulacağız.
-Hükümetin Suriye politikasını eleştirdik-
Hükümetin Suriye politikasını eleştirdiklerini de anımsatan Kılıçdaroğlu,
şunları kaydetti:
Ne işimiz vardı Suriyede- Niye Suriye ile düşmanız- Gaziantepli çok
sayıda işadamının Suriyede fabrikaları var, Türk sınırında. Hepsi şu anda işgal
edilmiş. Çoğunun iş makineleri talan edilmiş, şu veya bu şekilde. Yazık, günah
değil mi, milli servet değil mi- Neden Suriye ile düşmanlık yapıyoruz. Suriyede
demokrasi yok. Demokrasi yoksa, birinci sorun, Suriye halkının sorunudur.
Demokrasiyi getirecekse Suriye halkı getirecek. Dışarıdan baskıyla ülkeye
demokrasi gelmez. Iraka demokrasi getirmek istediler, ne oldu- 1,5 milyon
Müslüman öldü. Yüz binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi. Günah değil mi- Biz
eleştiriyoruz, doğru bulmuyoruz. Doğru bulmadığımızı her platformda söylüyoruz.
Muhabir: Mustafa Yıldız / İsmail İçer
Yayıncı: İbrahim Uyar