ANTALYA (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bir
başkasının içişlerinden bize ne- Suriyede demokrasi yokmuş. Dönüp kendine
baksana, kendi ülkende demokrasi var mı- dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Antalya İl Başkanlığındaki programın
ardından bir süre önce kanser teşhisi konan Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin
Böcekin eşi Havva Böceki evinde ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen
ziyaretin ardından bir restoranda yemek yiyen Kılıçdaroğlu, daha sonra Muratpaşa
Belediyesi tarafından Varlık Mahallesinde yaptırılan kapalı halk pazarının
açılış törenine katıldı.
Kılıçdaroğlu, açılışta yaptığı konuşmada, herkesin hayatının bir döneminde
halk pazarını ziyaret ettiğini, pazarlardan alışverişin ayrı bir tadı olduğunu
kaydetti. Esnafın da malını en iyi koşullarda satmak istediğini belirten
Kılıçdaroğlu, kapalı pazar yerinin yapımındaki emeklerinden dolayı Muratpaşa
Belediye Başkanı Süleyman Evcilmene teşekkür etti.
Esnafın ve vatandaşların, huzurlu bir alışveriş istediğini ifade eden Kemal
Kılıçdaroğlu, aydınların da huzurlu bir Türkiye, herkesin birbiriyle barışık
olduğu, birbirine selam verdiği, gülümsediği bir Türkiye istediğini anlattı.
Böyle bir Türkiyeye özlem duyduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle
konuştu:
Şimdi yurttaşlarda büyük bir kaygı var. Ne olacak bu ülkenin hali- Savaş
mı çıkacak, çocuklarımız askere mi gidecek- diyorlar, Yeni şehitler mi gelecek,
ne olacak bu memleketin hali- diyorlar. Savaş, Mustafa Kemal Atatürkün dediği
gibi Zorunlu olmadıkça bir cinayettir. Mustafa Kemal Atatürk nelere karşı
savaştı bir bakalım. Bir, emperyalist güçlere karşı, yani Türkiyeyi işgal
edenlere karşı, yedi düvele karşı namusuyla milleti arkasına alarak mücadele
etti. İki, yoksulluğa karşı mücadele etti. Üç, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında
sıtma Anadolunun her yerine yayılmıştı. Sağlıklı bir toplum, huzurlu bir toplum
yaratmak için onunla da mücadele etti, yani savaştı. Dört, savaş meydanlarında
gencecik insanlar, babalarımız, dedelerimiz şehit olmuştu, çocukları yetim
kalmıştı. 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumunu kurdu. Yoksullukla savaş etti,
ama onun arkasından çocuklarımıza güzel bir Türkiye vermek için onlara iyi
olanaklar sağladı ve onun da mücadelesini verdi. Yetmedi. Ekonomide geriydik. Bir
toplu iğne bile üretemiyorduk, onun da savaşını verdi. 10 yılda 10 milyon genç
yarattık ve demir ağlarla ördük bu ülkeyi. Ne diyor Mustafa Kemal Atatürk, (Savaş
meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça ülke
bağımsızlığını kazanamaz) diyor. Onun da mücadelesini verdi. Bakın kendi Türk
Lirasını basacak Merkez Bankası yoktu. 1930 yılında kurdu. 1930 yılında
babalarımız bizim matbaalarda basılan, Merkez Bankasının bastığı Türk Lirasını
eline aldı. O da yetmedi, 1925 yılında Kayseride uçak fabrikası kurdular. 9 yıl
sonra 1934te Kayseriden uçan ilk uçak, Ankaraya indi. Yolsuzluğa karşı da
mücadele verdiler ve arkasından şunu eklediler: Yurtta da barış istiyoruz,
dünyada da barış istiyoruz.
-Atatürkün Gençliğe Hitabesini her hafta okuyun-
Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürkün ülkesinin bağımsızlığını savunurken
özgürlük ve demokrasiyi de özlem olarak içinde tuttuğuna dikkati çekti.
İnsanların düşüncelerini özgürce dile getirmesi, gençlerin okuyup daha iyi
yetişmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Yaşı ne olursa olsun, zihni genç
her yurttaşımın Atatürkün Gençliğe Hitabesini her hafta okumasını isterim.
Bugünkü koşulları daha iyi görülmesini sağlayacak dedi.
Türkiye Cumhuriyetinin en fakir olduğu dönemlerde dahi hiç kimseden beş
kuruş para almadığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çok partili hayata geçtiğimizde Merkez Bankasının kasamında 176 ton altın
vardı. Hiç kimseye avuç açmadılar, yalvarmadılar. Yollarını yaptılar, Anadolunun
her tarafına şimdi sata sata bitiremedikleri o fabrikaları yaptılar. Sonra
üniversiteler kurdular, bakanlıklar kurdular, köy enstitüleri yaptılar, her şeyi
alın teriyle yaptılar, kimseye yalvarmadılar, kimsenin önünde diz çökmediler.
Şimdi geldiğimiz noktaya bakalım. Hiçbir komşuyla düşman değillerdi, Suriye ile
düşmanız, Irak ile düşmanız, İran ile düşmanız, en son da Rusya ile kapıştık.
Niçin, hangi gerekçeyle- Savaş bizim neyimize. Hangi gerekçeyle biz savaş
istiyoruz- Yemen çöllerinde bizim dedelerimiz yatıyor. Libyada bizim
dedelerimiz, Kafkaslarda yatıyor, Balkanlarda var, ağır bedeli her yerde
ödedik. Hala ders olmadı bunlara. Bizim yönümüz çağdaş uygarlık yönü. Bizim
yönümüz etik değerlerin yüksek olduğu bir demokrasidir. Bizim yönümüz hiçbir
zaman Ortadoğunun çöllerine yönelik olmamıştır.
-Dönüp kendine baksana-
CHP olarak Türkiyenin bulunduğu coğrafyada barış içinde yaşaması için
çabalayacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir başkasının içişlerinden bize ne- Suriyede demokrasi yokmuş. Dönüp
kendine baksana, kendi ülkende demokrasi var mı- Binlerce üniversite öğrencisi
içeride. Niye üniversite öğrencileri hapiste olur- Anneleri babaları bu çocukları
üniversiteyi kazansın diye az mı emek harcadılar. Ne umutlar bağladılar o
çocuklara. Parasız eğitim isteyen bir çocuk hangi demokraside hapse atılır. Bunun
adı demokrasi olmaz. Gazeteciler, milletvekilleri hapiste. Mahkum olmamış
milletvekilleri hapse mi atılır- Neymiş, beyefendinin arzusu böyleymiş. Kendi
ülkende demokrasi yok, başkalarının isteği üzerine Suriyede demokrasi yok diye
aslan kesilirsin. Şunu unutmayın. Her ülkeye demokrasinin gelmesini isteriz. Her
ülkede insan hakları kalitesinin yükselmesini isteriz. Her ülkede kadın erkek
eşitliği isteriz. Her ülkede kadınların daha fazla siyasete girmesini isteriz.
Her ülkede gençlerin kendi sorunlarına sahip çıkmasını isteriz, ama bunun bedeli
hapse girerek olmamalı, bunun bedeli başka bir ülkeye müdahale ederek olmamalı.
Sanki Suudi Arabistanda demokrasi var, Katarda demokrasi var, Suriyede yokmuş.
Parayı Suudi Arabistan veriyor, parayı Katar veriyor. Silahı da sen veriyorsun,
Git kardeşini öldür diye. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olay yaşandı
mı hiç- Başka bir ülkenin askerleri ellerinde silahlarla bizim ülkemize
geliyorlar, burada kamp kuruyorlar. Parlamentodan izin alındı mı- Hayır. Nasıl
oluyor bu- Onun için her yurttaşımın düşünmesini istiyorum. Her yurttaşımın
arkadaşlarını, kardeşlerini, akrabalarını, dostlarını, komşularını ikna
etmelerini istiyorum. Türkiyenin yeni bir iklime, huzura ihtiyacı var. Sabah
huzur içinde insanlar kalkmalı, gazetelere korkuyla bakmamalı, Yarın ne olacak-
diye kaygı duymalı. Biz huzurdan barıştan yana bir politika izleyeceğimize söz
veriyoruz. Bizim sözümüz halkın sözüdür.
-Sosyal demokrat belediyelerin olduğu yerler huzurlu-
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, CHPli belediyelerin çalışmadığı, AK Partili
belediyelerin ise çalıştığına yönelik bir algı yaratılmaya çalıştığını savundu.
AKPli belediye çalışıyorda doğruluk payı var. Malı götürmek için olağanüstü
çaba harcadıklarını biliyorsunuz diyen Kılıçdaroğlu, CHPli belediyelerin ise
kendilerine değil, halkı için çalıştıklarını kaydetti.
Törene Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşenin de katıldığına
dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Büyükerşenin denizi olmayan Eskişehirde kurduğu
plajları anlattı.
Kılıçdaroğlu, insanların sosyal demokrat belediyelerin olduğu yerlerde huzur
içinde yaşadığını belirterek, şöyle dedi:
İstanbula bakın. İstanbullu nefes almak için Beşiktaşa gider, Kadıköye,
Bakırköye gider, Avcılara gider. Sosyal demokrat belediyeciler halka sosyal
hizmet vermek konusunda ellerinden gelen her türlü çabayı gösterir. Bütün
belediye başkanlarımıza yaptıkları mücadele dolayısıyla teşekkür ediyorum. Onlar
iktidarın baskısı altında, savcı bir taraftan, polis bir taraftan, müfettiş,
İçişleri Bakanlığı bir taraftan.. Hangi taraftan gelirseniz gelin, gelmezseniz
namertsiniz. Ne yaparsanız yapın halka hizmet etme yolundan onları
alıkoyamazsınız.
Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra pazar yerinin açılış kurdelesini kesti.
Muhabir: Güç Gönel
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu