BURSA (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kraldan
fazla kralcı geçindik. Suriye ile neredeyse kavga noktasına geldik, savaşacağız
neredeyse. Kaybeden kim- Türkiye, Suriye. Kazanan kim- Savaşın kazananı olmaz
dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP İş Dünyası Danışma Birimi tarafından Bursa Hilton
Otelinde düzenlenen İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm
Yolları konulu toplantıda yaptığı konuşmada, CHPnin köklerine güvenen bir
parti olduğunu, ancak yeni CHPnin çağı, bilgi toplumunu yakalamayı, toplumun her
kesimini kucaklamayı isteyen bir parti olduğunu söyledi.
CHPyi bütün toplumla barıştıracağız, bir araya getireceğiz, beraber
olacağız diyen Kılıçdaroğlu, ülkeyi içinde bulunduğu koşullardan
çıkaracaklarını ve Türkiyeyi bölgesinde onurlu, barış içinde yaşayan bir ülke
haline getireceklerini, temel hedeflerinin bu olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu,
şöyle devam etti:
İş dünyası bize biraz mesafeli yaklaşırdı. Şunu söyleyeyim; az önce bir
sanayici arkadaşımla konuşurken benim ilk kez İstanbul Sanayi Odasında (İSO)
seslendirdiğim bir cümleyi burada da kullanmamı istedi. Elbette kullanacağım.
Şunu söyledim; sanayici Türkiye Cumhuriyetinin kamu görevlisidir, ekonominin
kamu görevlisidir. O nedenle bana sorarsanız, Ülkenin kalkınması kimin
aracılığıyla olacak- cevabı çok basit bir cümle, sözcük; sanayici. O halde
yapmamız gereken bir şey var, sanayicinin önündeki bütün engelleri kaldıracağız,
yeni bir ufuk açacağız. Önce üreteceğiz, sonra tüketeceğiz, tüketim toplumu
olmayacağız.
Kılıçdaroğlu, bugünkü ekonomi politikasında, önce finans sektörünün
geldiğine dikkati çekerek, Biz buna hayır diyoruz. Önce reel sektör, finans
sektörü de reel sektörü destekleyecek. Sanayici yeni CHPde bizim başımızın
tacıdır, herkesin bunu böyle bilmesini isterim dedi.
-Türkiye Cumhuriyetinin şemsiyesi altında buluşmalıyız-
Türkiyenin yeni bir anlayışa, iklime, barışa, huzura ihtiyacı olduğunu,
bunu sağlamanın yolunun yeni siyaset anlayışından geçtiğini ifade eden
Kılıçdaroğlu, ilk yapacakları işlerden birinin de siyasi ahlak yasasını çıkarmak
olduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, güzel bir anlayışla yola çıktıklarını, birbirimizi sevmemiz ve
saygı duymamız gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
Geçmişte, Demokrat Parti vardı, Doğru Yol Partisi vardı, Anavatan Partisi
vardı hepsine saygı duyuyorum. Geçmişteki çatışmalar, tartışmalar daha çok
ekonomi üzerinden olurdu, başka bir şey üzerinden olmazdı. Cumhuriyet ile bir
sorunumuz yoktu, Atatürk ile bir sorunumuz yoktu, eğitim ile bir sorunumuz yoktu.
Onun için dedim; Bu şemsiye Türkiye Cumhuriyetinin şemsiyesi. Bu şemsiyenin
altında buluşmalıyız. Hayata daha farklı, daha güzel, olumlu pencereden
bakmalıyız. Siyaset saygın bir meslek değil, saygın bir kurum aslında. Siyasetçi
de belli bir göreve halkın iradesiyle gelip, zamanı dolduğunda da halkın
iradesiyle giden bir kişidir. Önemli olan geride hoş bir seda bırakmış olmasıdır.
Koltuk hiçbirimizin babasının malı da değil...
-Sadece muhalefet edip öneri getirmezsek, eleştiri doğrudur-
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra sanayicilerin sorularını
yanıtladı. Bir sanayicinin, İktidar diyor ki CHP her şeye karşı çıkıyor-
şeklindeki hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, bunun adını doğru koymak
gerektiğini, CHPnin bir ana muhalefet partisi olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, temel görevlerinin muhalefet etmek olduğunu, iktidarı
alkışlamak olmadığını, aksi halde demokrasiden bahsedilemeyeceğini ifade ederek,
şöyle konuştu:
Sadece muhalefet edip öneri getirmezsek, eleştiri doğrudur. Ama yeni CHP,
her soruna çözüm üreten partidir. Her sorun için çözümümüz var. Yoksulluk mu,
sanayi mi, Milli Eğitim mi, askerlik mi, iklim değişikliği mi, enerji mi
çözümümüz var. Hangi arkadaş isterse istediği alanla ilgili çözümlerimizi size
sunabiliriz. Bizim çözümlerimizi önce hayalcidir diye eleştirdi iktidar, ama
daha sonra bizim 5 projemizi kendileri uygulamaya koydular. Biz bundan memnunuz,
üzülmüyoruz da niye bizim projelerimizi hayata geçirdiniz- diye. Proje
üretiyoruz, doğruları söylüyoruz. Kuşkusuz tartışılabilir her şey buna da saygı
gösteriyoruz.
Kentsel dönüşümle ilgili şunu söyleyeyim; kentsel dönüşüme karşı değiliz.
Ama kentsel dönüşüm insanları mağdur etmemeli. yerinde dönüşüm olmalı. Sorun şu,
rantı kim paylaşacak- Bizim tercihimiz şu, o bölgede yaşayan insanlar rantı
yaratmıştır, rantı da o insanların alması gerekir. Bu kadar basit. Bunu yapmak
çok mu zor- Hayır. bunun örnekleri var. Gidin İzmire Büyükşehir Belediyesi
yapmıştır bunu. Gidin Ankaraya Yenimahalleye, TOKİden çok daha ucuz, uygun
koşullarda kentsel dönüşümü bizim belediyelerimiz yapmıştır, hiç kimse de mağdur
edilmemiştir...
Bankaların altın alıp satmalarının doğru olmadığını söyleyen bir sanayiciye
ise Kılıçdaroğlu, Altın bir ödeme aracı olmaktan tabii çoktan çıktı. Fakat,
İrana uygulanan ambargoyu delmek için altın dolaylı olarak devreye sokuldu ve
bankalar da bu sistemin içine dahil oldular. Yastık altında çok sayıda altın
olduğu söylenir, bunların ekonomiye kazandırılması lazım, dolayısıyla bizim
tasarruf eğilimlerinin ölü yatırıma değil, tasarrufu sanayicinin emrine
verebileceğimiz mekanizmaları devreye koymamız gerekiyor değerlendirmesinde
bulundu.
-Kadın cumhurbaşkanına herhalde ihtiyacımız var-
Kılıçdaroğlu, kadının sosyal hayattan hızla çekildiğini ifade ederek, bunun
çağdaş Türkiyeye yakışan bir tavır olmadığını dile getirdi.
Kadının hem kamuda hem özel sektörde hem iş dünyasında çalışabileceği
ortamın yaratılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kadınların siyasette de
daha fazla yer alması gerektiğini, bu çerçevede son CHP kurultayında yüzde 33
cinsiyet kotası getirdiklerini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, en çok kadının görev yaptığı partinin de şu anda CHP olduğunu
belirterek, Cumhurbaşkanlığı seçimleri var, Türkiyenin çağdaş imajına bilgili,
yetişmiş, Türkiyeyi çok iyi temsil eden bir kadın cumhurbaşkanına da herhalde
ihtiyacımız var dedi.
Siyasi parti liderlerinin, 550 kişilik listeyi hazırlayıp, vatandaşların
önüne koyduğunu ve bunları seçeceksiniz dediğini dile getiren Kılıçdaroğlu,
Bu darbe hukukunun getirdiği bir seçim modelidir. Bunun kesinlikle değişmesi
lazım. Vatandaşın kendi milletvekilini seçebileceği bir seçim sisteminin
Türkiyeye mutlaka gelmesi gerekiyor. Buradan, Bursadan sayın Başbakana da açık
çağrı yapıyorum; vatandaş doğrudan kendi milletvekilini seçsin diyorsanız, bu
düşünceyi paylaşıyorsanız, bununla ilgili tasarıyı parlamentoya getirirseniz CHP
olarak 135 milletvekili buna evet diyeceğiz dedi.
-Suriye ile ilişkiler-
Kılıçdaroğlu, Suriye ile ilişkilerle ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
Churchille şu soruyu sormuşlar; İngilterenin dostları ve düşmanları
kimdir- Churchillin verdiği bir yanıt var; İngilterenin dostu, düşmanı yok,
İngilterenin çıkarları vardır demiş. Bir ülkenin dış politikası, o ülkenin
çıkarları üzerine inşa edilir. Eğer dış politikanızı başka bir ülkenin çıkarları,
dış politikası üzerine inşa ederseniz, kesinlikle kaybeden siz olursunuz. Suriye
konusu bunun çok tipik bir örneğidir. Kraldan fazla kralcı geçindik. Suriye ile
neredeyse kavga noktasına geldik, savaşacağız neredeyse. Kaybeden kim- Türkiye,
Suriye. Kazanan kim- Savaşın kazananı olmaz. Kavganın kazananı olmaz. Suriye ile
niye ilişkilerimizi bozduk. Gidin Gaziantepten Mersine kadar, o şeritte herkes
kaybetmiş durumdu. Lokantacısı da sanayicisi de otelcisi de pastacısı da herkes
kaybetmiş durumda. Yeni bir dış politikayı oluşturmak zorundayız. Bütün
komşularımızla barışık geçinmek zorundayız. İran ile Irak 8 yıl savaştı. Türkiye
tam bir tarafsız ülke olarak, kendisini korudu, ne Iraktan ne İrandan hiçbir
zaman eleştiri almadı. Sadece Türkiye şunu söyledi; Ne olursunuz savaşı
bırakın. Şimdi Türkiye savaşın tarafı. Çok yanlış bir dış politika, bunun
faturasını yine sanayici, çiftçi ödüyor...
-Gazetecilerin yıpranma hakkı-
Gazetecilerin, bir süre öncesine kadar sosyal güvenlik alanında yıpranma
hakkının olduğunu da hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
AKP hükümeti bu hakkı onların elinden aldı. Gazeteci arkadaşlarımız
arkada, kameralarının başındalar. Hiçbir zaman onlar sabah 08.00de işe gideyim,
akşam 17.00de eve gideyim diye bir olayın içinde değiller. Nerede bir olay
varsa, savaş mı var, yangın mı var, sel mi var, patlama mı var gazeteci oradadır.
Bunların saati belli değildir. Gazetecilik dünyanın her tarafında özel korumaya
alınan bir meslektir. Onların yıpranma haklarının teslim edilmesi lazım.
Gazetecilerin yıpranma hakkının verilmesi gerekiyor, bununla ilgili kanun
teklifimizi verdik, eski konumlarına getirilmesini istedik.
Toplantıda ayrıca, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye
ekonomisine ilişkin bir sunum yaptı.
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Erdem Gültekin