ANTALYA (A.A) - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,
Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer
Özkan, çift kol nakli yapılan Atilla Kavdırın ölümüne ilişkin, Eğer ilk 25
gün içinde böyle bir şey olsaydı ben kendimde suç görürdüm. 45 gün normal bir
yaşam sürdürdük. Olay da orada bitti dedi.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, Akdeniz
Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Atilla Ramazanoğlu ve Prof. Dr. Ömer Özkan, Kavdırın ölümüyle ilgili basın
toplantısı düzenledi.
Prof. Dr. Özkan, Kavdırın ölümüyle ilgili akıllarda kalan soruları gidermek
için basın toplantısı düzenlediklerini söyledi.
Tıbbi olarak her şeyi yaptıklarını ancak hastayı kaybettiklerini anlatan
Özkan, nakillerde böyle risklerin bulunduğunu, olayın sadece cerrahi ile
bitmediğini, öncesi ve sonrasında da riskler olabileceğini ifade etti.
Özkan, organ nakillerinde ilk bir yılın riskli olduğunu kaydetti. 2010
yılında Sağlık Bakanlığının desteği ile çok önemli bir risk alarak Türkiyenin
ilk çift kol naklini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Özkan, O dönemde de böyle
risklerle karşılaşabilirdik ama o şimdi bir umut olarak yaşamına devam ediyor.
Biz de o umudu verebileceğimiz şekilde Sağlık Bakanlığının bize verdiği tüm
destek ve yetkileri kullanarak bu ameliyatlara başladık dedi.
Atilla Kavdır konusunda ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayan Özkan,
Türkiyenin en tecrübeli ve saygın ekibiyle yurt dışındaki hocalarımızla sık
sık haberleştik. Çok iyi geçirdiğimiz bir dönemin sonunda sıkıntılı bir dönemde
olduğumuzu gördük. 3 gün önce çok sıkıntılı bir süreç yaşadık. Başarılı olamadık.
Dünyada ender görülebilen bir durum. Tecrübeleri birleştirdik, her şeyi yaptık
bazen gücümüz yetmiyor diye konuştu.
Bir gazetecinin kollarla ilgili bir problem olup olmadığı sorusuna Özkan,
öyle bir sıkıntı olmadığını kaydetti. İlk 25 gün içinde kollarla ilgili bir
problem yaşamadıklarını belirten Özkan, hastanın 1,5 ay normal bir hasta olarak
serviste tedavisine devam edildiğini bildirdi.
-İlaçlara bağlı bir komplikasyon-
O dönemde en ufak problem yaşamadıklarına işaret eden Özkan, Zor bir
dönemden geçti ama sıkıntı yaşanmadı. O dönemde kaybetmeyi normal karşılardık, şu
anki kayıp bize normal gelmiyor. Bu durum organ nakli olan hastanın aldığı
ilaçlara bağlı bir komplikasyon. Problem yaşanan cerrahi işlemle ilgili değil. O
kolların nakil edilmesiyle ilgili aldığı ilaçlar önemli tabi ki ifadelerini
kullandı.
Kullanılan ilaçların böbrek, karaciğer nakillerinde olduğu gibi tüm nakil
olan hastalarda kullanıldığını anlatan Özkan, bu ilaçların da dünyada kabul gören
protokol kapsamında alındığını bildirdi.
Aynı ilaçların nakil olan diğer 4 hastaya da uyguladıklarını ifade eden
Özkan, tüm ilaçlarda olduğu gibi kullandıkları ilaçlarda da risk olduğunu, dikkat
edilmesi gerektiğini kaydetti.
-Mantara yediği marul da neden olabilir-
Atilla Kavdırın mantar enfeksiyonu sonucu hayatını kaybettiğinin altını
çizen Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi:
Bir mantar enfeksiyonu olduğunu düşünüyoruz. Bunun da bilgilerini çok net
almadık ama dün buna karşı tedaviyi uyguladık. Dün itibariyle biraz cevap almaya
başlamıştık, biraz daha dayanabilseydi belki de kurtarabileceğimizi düşünüyorum
ama kaybetmiş durumdayız. Bu dünyada ender rastlanan bir durum. Çürümüş
bitkilerin üzerinde görülen, nemli ortamlarda yaşayan bir mantar enfeksiyonu.
Çayırda, otlarda olabilecek bir mantar ama bir miktar bağışıklık sistemini
düşürdüğümüz hastalarda riski büyük.
Atilla Kavdırın da yediği bitkiden ya da bir çiçekten bu enfeksiyonu kapmış
olabileceğini belirten Özkan, bu durumun dünyada ender rastlanan bir durum
olduğunu ve dünyada 60 hastada görüldüğünü söyledi.
-İnşallah bir daha böyle bir tecrübe yaşamayız-
Hastayı tedbir amaçlı 45 gün hastanede tuttuklarını ancak psikolojisini de
düzeltmek için taburcu ettiklerini anlatan Özkan, Kavdırın isteği ve risk
nedeniyle hastayı problemsiz şekilde yeniden hastaneye aldıklarını bildirdi.
Özkan, Kavdıra evinde gereken hassasiyetin gösterildiğini ve aileyi asla bu
konuda suçlamadıklarını vurguladı.
Kötü bir tecrübe kazandıklarını ancak ilerideki hastalarda buna da dikkat
edeceklerini belirten Özkan, Ailenin acısını hafifletemiyoruz ama biz hakikaten
organ naklinde çok büyük tecrübeler yaşıyoruz. İnşallah bir daha böyle bir
tecrübe yaşamayız. Mutlaka sosyal şartlarını çok daha iyi hazırlamamız gerekiyor.
Bakımı iyiydi, çok temiz bakıyorlardı, o konuda şüphemiz yoktu. Yediği bir
marulun üzeriden de alabileceği bir şey dedi.
-O hazzı yaşatamadık maalesef-
Kolu olmayan ama canı pahasına nakil olmak isteyen hastalar bulunduğunu dile
getiren Özkan, İki kolu olmayan hastaya bu kollarını kullandıramadık, o hazzı
yaşatamadık maalesef. Belki onu görse biraz daha mutlu olurduk, iki kolu olmayan
insanı kola kavuşturmanın hazzını da ilk hastamızda yaşadık diye konuştu.
Organ nakli yapılan hastalarda bağışıklık sisteminin normal insanlara göre
daha düşük olduğunu vurgulayan Özkan, özellikle ilk 6 ayın çok önemli olduğunu
belirtti. Özkan, bu hastalarda bu mantarın daha etkin olduğunu söyledi.
Bacak nakli konusunda ailenin tepkisinin hatırlatılması üzerine Özkan,
operasyon öncesi aile ile bu konuyu tartıştıklarını ve onların da kabul etmesiyle
ameliyatı gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bunun bacaktan kaynaklanan bir durum olmadığını dile getiren Özkan, Eğer
ilk 25 gün içinde böyle bir şey olsaydı ben kendimde suç görürdüm. 45 gün normal
bir yaşam sürdürdük. Olay da orada bitti dedi.
Özkan, soru üzerine bu durumun organ naklini etkilemeyeceğini düşündüğünü
belirtti.
Nakiller devam edecek mi- sorusuna ise Prof. Dr. Özkan, Sağlık Bakanlığı
yetkilileri ile sürekli temas halinde olduklarını bildirdi.
Olaydan ilgili kurum ve kişilerin bilgisi olduğunu söyleyen Özkan, Akşam
ve sabah onlara bilgi verdim. Onlar bize her türlü desteği verdiler. Başından
beri veriyorlardı ve bize güveniyorlar. Biz de inşallah bundan sonra güvenlerini
boşa çıkarmayacağız diye konuştu.
-Hiç bir şeyi gizlemedik-
Enfeksiyon riskinin tüm nakil olan hastalarda görülebileceğini vurgulayan
Özkan, bu tür operasyonlarda hastaları 6 ay uzak tutacaklarını ifade etti.
Olayla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldığını kaydeden Özkan, Olumlu
yönlerimiz de vardır, yetemediğimiz yerler de vardır. Hiç bir şeyi sizden
gizlemedik, her şeyi açık ve net söylüyoruz dedi.
Hastanın ölüm sebebi ile ilgili araştırma yapmaya devam edecek misiniz-
sorusuna Özkan, Biz hasta yaşarken her türlü araştırmasını yaptık. Zaten
psikolojisini bozan dönemler de oldu. Çok önemli bir şey bulamadık. Mantar tek
başına olmuyor, onun üzerine süper enfeksiyonlar da oluyor. Ama Atillaya nakil
yapmasaydık, kaybetmeyecektik diye konuştu.
Uzuv naklinin durdurulabileceği yönündeki soruya da Özkan, böyle bir konuda
yanlış anlaşılmalar olmaması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
Herkesin başına gelebilecek bir şey. Bu, nakillerde yaşanabilecek
risklerden biridir. Bunun kolla veya bacakla ilgisi yoktur. O zaman karaciğer,
böbrek nakillerinde de ölümler olduğunda nakillerin durdurulması akla gelebilir.
45 gün en ufak bir sorun olmadan hastamızı takip ettik. Sayıları araştırırsanız
dünya genelinde bile nakillerden sonra kaçta kaçının yaşadığını, ölüm riskinin ne
kadar olduğunu, ölüm riskinin cerrahiye bağlı değil de, sonrasında mecburen
verilen ilaçlar nedeniyle olduğunu görürsünüz. İnsanların her türlü amacı, bu
ilaçların komplikasyonlarını azaltmak üzere daha iyi ilaçlar bulmak, bu nakilleri
ileride ilaçsız yapabilmek.
-İnsanlara hala yardımcı olmamız gerekiyor-
Prof. Dr. Özkan, Nakiller devam edecek mi- sorusuna, Bunlar bizim
moralimizi bozmayacak. Burada aldığımız önemli dersler var diye yanıt verdi.
Özkan, yaşadığı üzüntüyü de dile getirerek, Bugün nakil gelse yapar mıyım,
yapamam. Duygusal bir şey ama bugün yapmayız. Fakat bizim insanlara hala yardımcı
olmamız gerekiyor. Doktorluk böyle bir meslek. Parçayı değiştirme imkanınız
olmuyor. Bazen hayat kurtarabiliyorsunuz bazen de kurtaramıyorsunuz şeklinde
konuştu.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe de Kavdırın
ailesine baş sağlığı diledi.
(HÖ-GÜÇ-FTH)