TRABZON (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu
Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, "Türkiyede ilk defa siyaset, sorunun çözümü için
inisiyatifi ele almıştır. 63 kişilik listede yer alan herkesin süreci desteklemek
için farklı görüşleri olabilir ama ortak görüş akan kanın durması yönündedir"
dedi.
Grup Başkanı Hakyemez ile Grup Başkan Vekili Vedat Bilgin, Grup Sekreteri
Fatma Benli, grup üyeleri Oral Çalışlar, Şemsi Bayraktar, Yıldıray Oğur ile Akil
İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubundaki çalışmaların tamamlanmasının ardından
Karadeniz Bölgesi Grubuna dahil olan Ahmet Gündoğdu, Novotelde yaklaşık 300
kişiden oluşan sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri temsilcileri ve
aktivistlerle bir araya geldi.
Hakyemez, burada yaptığı konuşmada, Türkiyede 30 yıldır terör sorunu
olduğunu ve gündemi meşgul ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Gelinen noktada göründüğü üzere şehitlerimiz var, can kayıpları var,
ekonomik açıdan çok yüksek miktardaki kaynaklarımızın bu alana aktarılması ve
kullanılması söz konusu. Bu sorunun çözümü gerekiyor. Bu konuda siyasi
iktidarların çözüm bulunması gerekiyor. Gelinen noktada hükümet silahların
susması için çözüm olarak adlandırılan süreci devreye sokuyor. Çözüm süreci
olarak adlandırdığımız bu süreçte Türkiyede yeni bir durum olduğu için yeni bir
heyecan ortaya çıkmış durumda. Bu konu Türkiye için fevkalade hassas ve güncel.
Hassas çünkü Türkiye binlerce şehit verdi. Binlerce şehidimizin hassasiyeti söz
konusu.
Hükümet kendine göre adımlar atıyor. Hükümet bu süreci destekleyen kişilerin
halka anlatmasını, daha ziyade hükümetin bu süreci destekleyen kişilerin bu
sürecin içine girerek halkın beklentilerini öğrenmesi düşüncesi var. Halkın
endişelerini göz önünde bulundurmadan hareket ederse başka sıkıntılar ortaya
çıkabilir. 63 kişilik liste gündemde, bu ekibe akil insanlar deniyor. Akil
insanlar ifadesi çok rahat kullanabileceğimiz ifade değil. Anadolunun hepsi
akil. Burada biz kendimize diyalog grubu denmesini daha doğru buluyoruz. İki
aylık sürenin sonunda hazırlayacağımız raporla düşüncelerinizi aktaracağız.
Türkiyede ilk defa siyaset, sorunun çözümü için inisiyatifi ele almıştır. 63
kişilik listede yer alan herkesin süreci desteklemek için farklı görüşleri
olabilir ama ortak görüş akan kanın durması yönündedir."
-"Tek seslilik kadar yanlış bir şey yoktur"-
Sorunların çözümü noktasında çok sesliliğinin önemini vurgulayan Hakyemez,
şöyle devam etti:
"Gittiğimiz yerlerde, biriniz başka biriniz başka konuşuyorsunuz deniyor.
Zaten böyle olması gerekir. Aksi tek seslilik olur. Sorunların çözümü noktasında
tek seslilik kadar yanlış bir şey yoktur. Güvenlik politikası ötesinde başka
unsurlar da var sorunların çözümü için. İnsan haklarının yükseltilmesi ve
demokratikleşme gibi. Hiçbir şekilde hükümetin direktifleriyle hareket etmiyoruz.
Bu süreci iktidar değil başka bir parti başlatsa dahi vatan borcu olarak görür ve
yine girerdik. Kanayan yarayla ilgili olarak çok küçük katkımız olacaksa bunu
sağlamaktan onur duyarız. Eleştirileri saygıyla karşılıyoruz. Biz kendimizi
biliyoruz. Bu toplantılar bizim için önemlidir.
Türkiyede değişik görüşe mensup insanların medeni şekilde görüşlerini ifade
ettiklerini gördük. Trabzonda da bu şekilde olacağı kanaatindeyim. Terör
sorununun çözümü için Türkiyenin bu süreci denemesi gerekiyor. Türkiye güçlü bir
ülkedir ve bu terör sorunundan bir an önce kurtulması gerekiyor. Türkiyenin
ekonomik imkanlarını farklı yerlere kullanmasında fayda olduğu kanaatindeyim.
Burada anaların ağlamasından, canların gitmesinden bahsetmiyorum bile. Bu konuda
herkesin hemfikir olduğunu düşünüyorum. Nerede ne çalışma yapacağımıza heyet
olarak birlikte karar veriyoruz. İllere ilişkin görüşlerimizi ortaya koyan rapor
yazacağız ve görevimizi yerine getireceğiz."
-"Demokrasisi ve ekonomisi gelişmiş bir ülke istiyoruz"-
Grup üyesi Şemsi Bayraktar ise kendilerinin bir diyalog grubu olduğunu
belirterek, "Akil olanlar sizlersiniz. Zaten bu süreci sizin fikirleriniz
belirleyecek" dedi.
Görevlerinin iki ay olduğunu ama sürecin uzun süreceğini ifade eden
Bayraktar, şunları kaydetti:
"Belki uzun süre barışın sağlanması noktasında görev yapacaksınız. Bazı
endişeler var, bunlar kaldırıldığında inanıyorum ki 75 milyon insanımızla
yürüyeceğimiz bir ulvi yol. Bizler değişik görüşte insanlarız. Demokrasisi ve
ekonomisi gelişmiş bir ülke istiyoruz. İçeride ve dışarda terörün bitmesini
istemeyen nifak tohumları var. Bu milletin arasına sokulmak isteyen fitne, fesat
var. Türk milleti bölünmesin, fitne fesat yeniden yeşermesin, Türk bayrağı
ülkenin her köşesinde dalgalansın diye buradayız. Çerkezin, Lazın, Kürdün,
Türkün, fitne fesadı yok ederek bir arada olması için biz buradayız. Birlikte
ortak yaşam kurmanın yolu birimizi tanımaktan geçiyor."
-"Silahlar sustu, çocuklarımız ölmüyor"-
Grup üyesi Oral Çalışlar, Türkiyenin yeni bir döneme girdiğini, 30 yıldır
denenen yöntemlerle terör sorununun çözülemediğini, sonunda siyaset aklının
ikinci yolu denemeye karar verdiğini dile getirdi.
Çalışlar, şöyle devam etti:
"Dağdan indirmek ve Türkiyeyi barış ortamında yeniden inşa etmek,
görebildiğimiz kadarıyla başarıyla yürüyor. Neredeyse 3 aydan fazla süredir
silahlar sustu, çocuklarımız ölmüyor. Toplumsal destek başlarda daha düşüktü, her
geçen gün destek artıyor. Türkiyenin iddialı bir ülke olmasının da koşullarını
yaratacak. İçerde çatışan bir ülkenin uluslararası alanda etkili olması ve
insanını refah içinde yaşatması mümkün değil. Çağrı aldığım zaman yıllardır
özlemini duyduğum imkan doğdu. Silahların susmasından sonra nasıl bir Türkiye
yaratılacaksa halk karar verecek. Endişeye mahal yok. Burası seçimlerle idare
edilen bir ülke, o nedenle hep birlikte karar vereceğiz. 101 gündür çocuklarımız
ölmüyor."
-"Arkasında ne var diyorduk şimdi çözümü konuşuyoruz"-
Grup üyesi Ahmet Gündoğdu ise teröristle mücadele ile terörle mücadelenin
karıştırıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"PKK ve Ergenekon türü yapılanmaların bir daha olmaması için devletin,
milletin yapması gereken nelerdir sorularına cevap aramaktır. 30 yıldır arkasında
ne var diyorduk şimdi çözümü konuşuyoruz. Bu kuşak bu sorunu çözmezse bizden
sonraki kuşaklar bunu konuşamayacaklar bile. Bu nedenle tarihi bir fırsat.
Vatanın bölünmezliği ile milletin kardeşliğini birlikte konuşmamız lazım. Sesin
yükseltildiğinden ziyade sözün yükseltildiği toplantıları önemsiyorum. Önerim
Kürt kardeşlerimin Ergenekon terör örgütünün katliamlarının Türk ırkına ve Türk
kardeşlerine çıkarmamaları. Türk kardeşlerim de PKKnın katliamlarının faturasını
Kürt ırkına çıkarmamalarıdır.
Çanakkale ruhunu yeniden tesis edelim. Elbette eleştiri demokrasinin
gereğidir, karşı koyanların ise niçin sorusuna cevap üretmesi lazım. Vatanın,
şehitliğin, dinin ne olduğunu bilmeyenlerin bu eleştirileri yapıyor olması ayrı
bir konu. Hazreti İbrahimin ateşine su taşıyan serçeyi önemsiyorum. Yangının
söneceği, sönmeyeceği önemli değil. Milletin el koyması lazım bir daha eline kına
yakıp gönderdiği çocukların annesinin ağlamaması lazım. Süreç başarılı olursa
millet, başarısız olursa silah tüccarları, kaostan beslenenler kazanacaktır."
-"Türkiyenin önünde hiç bir engel kalmamıştır"-
Grup Başkan Vekili Vedat Bilgin, Türkiyenin zor bir dönemi geride bırakma
gayreti içinde olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"PKKnın 30 yıllık kanlı terör tarihini bir anda çöpe atmak büyük bir
başarıdır. Türkiye buraya birden bire gelmedi. Türkiye bugün çok farklı bir
aşamaya gelmiş bulunuyor. Birkaç gün önce 25 milyar avroluk ihale
gerçekleştirildi. Türkiyenin nasıl bir güç olduğunu göstermesi açısından önemli.
Türkiyenin 800 milyar dolar gayrisafi milli hasılası var. Kişi başına düşen
geliri 11 bin dolar civarında. Bunlar Türkiyenin başarısı. Türkiye hızlı bir
şekilde bölgesel güç haline geliyor. Bunda Mustafa Kemal Paşanın, Türkiyeyi
yönetenlerin hepsinin bir şekilde katkısı var. Türkiyenin bütün bu büyük
adımları atmasının altında demokrasinin çok büyük payı var."
Demokrasinin Türkiyenin kalkınmasını, büyümesini, "coğrafyasındaki
yürüyüşünü" etkileyen faktörlerden biri olduğunu ifade eden Bilgin, şöyle devam
etti:
"Her dönemin eleştirecek yönünü bulabiliriz. Bunlara takılıp kalmamak lazım.
Bugünkü iktidarın katılmadığımız yönleri vardır ama tarafsız baktığımız zaman
kendi kimliğini yeniden keşfeden demokrasi sayesinde kavuşmuştur. Son 2 yılda
Türkiye PKK ile mücadeleyi farklı bir biçimde ele almıştır. Türkiye bu süreçte
hiç bir şey vermiyor, demokratik devlet, özgür toplum kurmanın şartlarını
hazırlıyor. Türkiyenin önünde hiç bir engel kalmamıştır. Bu rakamlar terör
bittikten sonra büyüyecektir."
-"Bu meseleyi geride bırakmak için cesaret gerekiyor"-
Grup üyesi Yıldıray Oğur ise 101 gündür, barış süreci başladığından beri
hiçbir insanın hayatını kaybetmediğine, şehit verilmediğine dikkati çekerek,
"Devletimiz meselenin bu şekilde çözülemeyeceğinin farkına vardı. Bu mesele
Türkiyenin kamburudur. Bu meseleyi geride bırakmak için cesaret gerekiyor.
Korkularımızı, endişelerimizi bir kenara bırakıp rasyonel düşünmeliyiz" dedi.
Grup Sekreteri Fatma Benli de Tokatta bir şehit ailesini ziyaret
ettiklerini, şehidin annesinin çocuğunun fotoğraflarına bakamadığını, torunlarını
görmeye gidemediğini söylediğini ifade ederek, "Çünkü hala orada yaşadığını
düşünüyor. Tekrar tekrar canlarımızı kaybetmemek için bu süreç önemli" diye
konuştu.
Kaybedilen her canın toplumda ayrışmaya sebebiyet verdiğini ifade eden
Benli, şunları kaydetti:
"Tek ve net olan bir gerçek var silah bırakılacak ve bunun için herhangi bir
yasa çıkarılmayacak. Hepimizi ilgilendiren bir konu bizden sonra gelecekleri de
ilgilendiriyor. Tekrar yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini hep birlikte
hareket etmeliyiz. İnternette, akiller şu kadar ücret alıyor gibi söylemler var.
Akiller ücret falan almıyorlar. Türkiyede binlerce, onbinlerce akil var,
Trabzonda da binlerce akil insan var. Herkese ulaşmak mümkün değil,
farklılıkları içermesine çalıştık. Siyasi partileri hiçbir şekilde davet
etmiyoruz. Şehit ailesi derneklerini de davet etmiyoruz. Biz onların ayağına
gidiyoruz."
Grup üyelerinin konuşmalarının ardından fikirlerini dile getirmek üzere
katılımcılara söz verildi.
Muhabir: Tuğba Yardımcı Mısır
Yayıncı: Murat Kaban