DİYARBAKIR (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Siyasi
Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, çözüm süreci
konusunda, "Bölgesel denklemden PKKyı çıkarmak istemeyen odaklar, ülkeler
olabilir. Bunlara rağmen, tedbirli bir şekilde, uyanık bir şekilde ama inanarak,
umutla bu yolda yürümek durumundayız" dedi.
Akdoğan, Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezinde beraberinde AK Parti
milletvekilleri Süleyman Hamzaoğulları ve Mine Lök Beyaz ile AK Parti Siyaset
Akademisi Programına katıldı.
Akdoğan, burada yaptığı konuşmada, çözüm sürecine değinerek, "Bu süreci AK
Parti başlattı. Bu sorun böyle gelmiş böyle gider yaklaşımını ortaya koymak, ne
insanidir ne vicdanidir ne demokratiktir, ne bize yakışır ne de kendini insan
olarak gören herhangi bir kişiye yakışır" dedi.
Bu sorundan hepimizin kurtulması gerektiğini anlatan Akdoğan, şunları
söyledi:
"Artık analar ağlamasın, akan kan dursun, akan gözyaşı dinsin istiyoruz. Bu
sorunu çözebilmek için bazıları 10 yıldır niçin bugün soruna el atıldı
deniliyor. Oysa AK Partinin kuruluşundan itibaren bu soruna müdahale edilmiştir.
AK Parti programıyla, hükümetinin eylem planlarıyla soruna müdahale edilmiş ve 10
yılda çok önemli düzenlemeler yapılmış, önemli yatırımlar yapılmıştır. Ancak bu
tür kronik meselelere el atabilmek için iktidarın daha bir muktedir olması,
siyaset kurumunun daha da güçlenmesi ve bir kısım mayınların da temizlenmesi
gerekiyordu. Niçin bugün; 10 yıldır şeytan taşlıyorduk, artık tavaf yapmaya sıra
geldi. AK Parti ayakları üzerinde doğruldu, büyük Türkiye ideali için koşmaya
başladı, uçuş pozisyonuna geçti. Bu süreçler yaşanmasaydı, güven ve istikrar
tesis edilmeseydi, Türkiye ekonomik olarak da bir patlama yaşamasaydı daha
yönetilebilir bir Türkiye oluşmasaydı, karanlık odaklar tasfiye edilmeseydi, 12
Eylül referandumunda sessiz bir devrim gerçekleşmemiş olsaydı, 22 Temmuz
seçimlerinde demokratik bir devrim gerçekleşmemiş olsaydı, bugün bu sürece
başlayamazdık."
-"Bu hükümet tarihi bir süreç başlattı"-
Bu sürecin sadece belli yerlerdeki görüşmelerle ilerleyen bir süreç
olmadığını kaydeden Akdoğan, AK Parti iktidarının 10 yılda Türk olsun, Kürt
olsun, Müslüman olsun gayrimüslim olsun, tüm vatandaşların kimlik meseleleriyle
ilgili hak ve özgürlük meseleleriyle ilgili düzenlemeler yaptığını bildirdi.
Sürecin sadece terör belasından kurtulmak veya silahlı mücadeleyi devre dışı
bırakmak için olmadığını vurgulayan Akdoğan, "AK Partinin üçüncü dönemi;
demokratik Türkiyeyi inşa etme süreci aslında. Bu sorun birçok travma üretti.
Genel bir helalleşme de gerektiriyor. Bütün toplum kesimlerinin birbiriyle
kucaklaşması, bir kısım önyargıların kırılması da gerekiyor" ifadelerini
kullandı.
"Artık aydınlık bir gelecek kurmak için kötü gidişata dur deyip, bir sayfa
açmak gerekiyor" diyen Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birileri sürekli öç alma duygusuyla hareket ederse, intikam naraları atarsa
geçmişin karanlığına heba ederiz geleceğimizi de. Artık aydınlık bir gelecek
kurmak için kötü gidişata dur deyip, yeni bir sayfa açmak gerekiyor. Bu da
bütün toplum kesimleri arasında bir helalleşmeyi gerektiriyor. Bu unutalım
gitsin, geçmişin üzerine sünger çekelim anlamına gelmiyor. Elbette
sorgulayacağız, hesap soracağız. Geçmişle yüzleşeceğiz. Yanlışları düzelterek
yeni bir sayfa açmaktan bahsediyoruz. Yoksa unutalım anlamında bir helalleşmeden
bahsetmiyoruz. Bu sorgulamayı bütün aktörler için yapmak lazım. Bu sorun
Kürtlerle Türkler arasında yaşanan bir sorun değil. Bu sorun devletle millet
arasında, yanlış devlet algısı, anlayışıyla, millet arasında, milletin bütün
kesimleri, Türklerle, Kürtler, Aleviler de çekti, Sünniler de çekti.
Gayrimüslimler de çekti, Müslümanlar da çekti, bütün toplum kesimleri, yanlış
devlet anlayışı veya yönetim anlayışından çekti. Tek tipçi, dayatmacı, jakoben,
herkesi bir kabın içerisinde eritmeye çalışan bir anlayıştan herkes çok çekti.
İşte AK Parti paradigmayı değiştirdi, devlet anlayışını değiştirdi. Asıl devrim
buydu. Bu noktada elbette sorgulayacağız. Ama sadece bu devlet anlayışını
sorgulamayacağız, bu geçmişte yaşanan yanlışların hepsini, kim yaptıysa
sorgulamamız, eleştirmemiz lazım."
PKKnın yaptığı zulümler, tehditler ve baskıların da eleştirilmesi
gerektiğine değinen Akdoğan, "Yani 40 bin insan öldüyse, bu ölen, öldürülen
insanlar içerisindeki PKKnın öldürdükleri de Kürt idi. PKKnın baskı yaptığı,
kepenk kapattırdığı insanlar da Kürt idi. Yani genel bir eleştiri, sadece bir
aktöre dönük eleştiri değil kim bir yanlış yaptıysa, onun üzerine gidilmesi,
eleştirilmesi gerekiyor. Bu yüzleşme ve sorgulamanın daha geniş bir zeminde
yapılması gerekiyor" diye konuştu.
-"Siz zaten kendi zihin dünyanızda bölünmüşsünüz"-
Muhalefetin, "Türkiye bölünür yaygarası" içerisinde olduğunu ifade eden
Akdoğan, "Şırnak, Batman insanına söyleyecek sözünüz olmayacak, küçük bir bölgede
marjinal bir harekete dönüşeceksiniz ama ondan sonra bölünmekten bahsedeceksiniz.
Siz zaten kendi zihin dünyanızda bölünmüşsünüz" dedi.
Türkiyenin her ilinde var olan, her ilindeki insanlara söyleyecek sözü olan
partinin AK Parti olduğunu söyleyen Akdoğan, bu yüzden bu sürecin ancak AK
Partinin başlatabileceği bir süreç olduğunu bildirdi.
Akdoğan, "Bu sadece AK Partinin siyasi gücüyle alakalı değil. Bakış
açısıyla, siyasi anlayışıyla da alakalı bir durum. Yani bir kesimin, sadece belli
bazı meseleleriyle ilgilenen marjinal kimlik siyaseti yapan partiler, bu çapta
bir sorunu, bu bütünlükte zaten çözemez. Ama bu süreç sadece iktidarın attığı
adımlarla da devam eden bir süreç olamaz. Bütün toplum kesimlerine büyük roller
düşüyor" diye konuştu.
-Siyasi partilerin siyasetsizlik hali-
"Hep beraber taşın altına elimizi koymak durumundayız. Biz bütün gövdemizi,
yüreğimizi taşın altına koyduk, büyük riskler alarak" diyen Akdoğan, şöyle
konuştu:
"Ama bu süreci hep beraber götürmek durumundayız. Burada siyasi partilerin
tam bir siyasetsizlik halini yaşadığını görüyoruz. MHP zaten hamasetle bu
siyasetsizlik halini kapatmaya çalışıyor. Ret, inkar ve her şeyi yok sayan bir
anlayış. CHPde ise tam bir şaşkınlık hali var. Ortaya bir siyaset koyamayan,
duruş koyamayan bir anlayış. Onlarca yıldır devam eden bu konuda ne
diyorsunuz-, Biz çözüm çabalarını destekliyoruz ama sürece karşıyız, bu Ben
varım ama yokum demektir. Yani, denize girmek istiyorum ama ıslanmak
istemiyorum böyle bir siyaset olmaz. Bu noktada toplum kesimlerine, sivil
topluma, teşkilatlarımıza büyük görev düşüyor. Burada önümüzde bir sorunlar
kümesi var dedik. Hayatın her alanında bu süreçte bir normalleşme yaşanması
gerekiyor. Ekonomik, sosyal, siyasi alanda. Biz iktidar olarak hayatın bütün
alanlarındaki bu normalleşmeyi geliştirmek için çaba gösteriyoruz. Yatırımları
daha da artırmak için sosyal barışı daha da güçlendirmek, sosyal restorasyonu
gerçekleştirmek için. Ama burada AK Parti bu zihniyet devrimini gerçekleştirdi,
yolu açtı, mayınları temizledi ve şimdi millet olarak hep birlikte bu yolda
yürümemiz ve hedefe odaklanmamız gerekiyor."
-"Toplumda çok umut var"-
Bu süreçte sabotajların olabileceğini anlatan Akdoğan, "Çark edenler
olabilir. Çark edenler de geri dönenler de kaybeder, sürece karşı olanlar da
kaybeder, millet bunun hesabını bu sürece destek vermeyenlere de sorar, bu süreci
sabote edenlere, çark edenlere de sorar. Bunun bedelini hep beraber ödemek
durumunda kalırız" dedi.
Toplumun çok umutlu olduğunu da belirten Akdoğan konuşmasını şöyle
tamamladı:
"AK Partili olsun ya da olmasın, herkes diyor ki; Bu sorunu ancak Tayyip
Erdoğan çözer, AK Parti çözer. Bu umut bir toplumsal direnç üretti. Bu yüzden
bir takım sabotajlar, olaylar, çekiştirmeler Allahın izniyle bu sürece zarar
veremez. Yeter ki biz dik ve el ele duralım. Yürek yüreğe verelim. İnşallah
neticeye ulaşırız. Türkiyeyi onlarca yıldır devam eden kronik sorundan
kurtarırız. Bu Türkiyenin 2023 hedefleri için de gerekli, toplumsal barışı için
de gerekli, bölgesel gücü ve etkinliği için de gerekli. Bölgesel denklemden
PKKyı çıkarmak istemeyen odaklar, ülkeler olabilir. Bunlara rağmen, tedbirli bir
şekilde, uyanık bir şekilde, ama inanarak, umutla bu yolda yürümek durumundayız."
Program, basına kapalı olarak devam etti.
Muhabir: İbrahim Yakut
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu