İZMİR (A.A) - Ali Rıza Karasu - Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi
Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel, çözüm sürecinde Türkiyenin özlediği sonucun
alınacağından şüphesi olmadığını söyledi.
Özgürel, Akil İnsanlar Heyetinin 40 günlük çalışmalarını AA muhabirine
değerlendirdi. Heyetin bu süreçte siyaset dışı alanda halkın nabzını tuttuğunu
belirten Özgürel, yola çıktıkları ilk günden bu yana çok mesafe aldıkları
söyledi.
Çalışmaya başladıklarında herkesin zihninde "Ege Bölgesi zor, sıkıntılı,
muhalefeti yüksek, itirazlar fazla" algısının bulunduğunu ifade eden Özgürel,
estirilen bu olumsuz havadan kendisinin de etkilendiğini dile getirdi.
Sürecin başında, "Türkiyenin doğusunda sanki bir bayram, batısında, Egede
ise bir yenilmişlik duygusu, sürece karşı ciddi bir itiraz, bir direniş var"
havasının estirildiğine işaret eden Avni Özgürel, bu düşüncelerle İzmirden yola
çıktıklarını kaydetti.
İzmir ziyaretlerinin kendileri için "kırılma noktası" olduğunu vurgulayan
Özgürel, beklentinin, umulanın, zannedilenin tam aksine çok olumlu bir tepkiyle
karşılaştıklarına değinerek, "Kemeraltında ilk kez kalabalıklarla bir araya
geldik. Kimi zaman hoşnut olmayacak şeyler söylendiği duygusuna kapıldık. Çünkü
insanlarla ilk defa konuşuyorduk" dedi.
Akil İnsanlar Heyetinin çalışmaya başladığı 40 günlük süreçte önemli mesafe
alındığına dikkati çeken Özgürel, "Projeden Türkiyenin özlediği sonucun
alınacağından hiç şüphem yok. En ufak bir şüphem olsa söylerim" diye konuştu.
Özgürel, Başbakan Erdoğanın sözüne güvenilir bir lider olmasının Türkiye
için küçümsenmeyecek bir şans olduğunu ifade etti.
-"Kütahyada örgütlü bir grup protesto etti"-
Denizlideki temaslarında itiraz ve muhalefet edenlerin saygılı şekilde
görüşlerini dile getirdiğini belirten Özgürel, sadece Buldan ilçesinde 3-5
kişinin slogan atarak tepki gösterdiğini hatırlattı.
Kütahyada Ülkü Ocakları, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ve İşçi Partisinin
örgütlü tepkisiyle karşılaştıklarını aktaran Özgürel, "Kütahyada tamamen
sloganlardan ibaret bir itiraz mekanizmasının gelişmekte olduğunu gördük.
Oturalım, konuşalım çağrımıza, kimisi dedi ki Bizim partimizin internet
sitesine bak, kimisi başka bir şey anlattı. Kütahyadaki bu sıkıntı Simavda
doruğa çıkınca anladık ki karşımızda örgütlü bir grup var. Kütahya halkının
tepkisi olmadığına Simavda kesin kanaat getirdik" diye konuştu.
Özgürel, Kütahyada gazeteci kimliğiyle arayıp programlarını öğrenenlerin
protestocu grubu yönlendirdiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Falanca gazetenin muhabiriyiz. Takip etmek istiyoruz, bundan sonraki
programınız nasıldır- diye soranlara cevap veriyorduk. Biz bu soruların
protestocu grupları sevk etmek için hazırlık yapılmasına matuf olduğunu
düşünmedik. Simavda soranlar oldu, cevap verdik. Simavdan çıkıp bir beldeye çay
içmeye gideceğimizi söyledik. Rastgele bir yere gittik. Oraya gittiğimizde
grupların olduğunu gördük. Bunun bir organizasyon olduğunu anladık. Bu bize ders
oldu. Ondan sonra programımızı açıklamadık."
-"ADD ve İşçi Partisi üyeleri de katıldı"-
"Sizi mutlu eden görüşme hangisi diye sorulursa, Manisa derim" ifadelerini
kullanan Özgürel, bu ilde hem yerel basınla hem de sivil toplum kuruluşlarıyla
doyurucu toplantılar yaptıklarını anlattı.
Yerel basınla yaptıkları toplantıda bir kişinin Türk Bayrağını vererek
protesto etmesi dışında herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadıklarını anlatan
Özgürel, şöyle devam etti:
"Manisa basını ister taraftar ister karşı olsun son derece doyurucu sorular
sordu. Bundan önce hiçbir toplantımıza katılmayan ADD üyesi ve İşçi Partisine
yakın hissettiğini söyleyen insanlar geldi, fikirlerini anlattı. Alevilik
meselesi dahil Türkiyenin hemen her meselesini konuştuğumuz bir toplantı oldu."
-"Proje dünyaya model olabilir"-
Avni Özgürel, son yıllarda Türkiyedeki çatışma-çözümleme projelerine
katıldığını, bu konuda dünyadaki deneyimleri takip ettiğini belirterek, "Bu
alanda dünyada ne tür yollar, metotlar kullanıldığını biliyorum ama böyle bir
tecrübe hiç yaşamamıştım. Bu akil insanlar projesi başladığında bu kadar umutlu
muydun derseniz, doğrusu hayır. Bu süreç, çatışma veya benzer etik problemler
yaşayan dünyanın muhtelif yerleri için bir model olabilir. O yüzden
üniversitelerimizin bu akil insanlar projesini uluslararası alana sunmak için
çalışma başlatmaları gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.
-"Başbakan siyasi geleceğini ortaya koydu"-
Avni Özgürel, çözüm sürecine ilişkin şunları söyledi:
"Sayın Erdoğanı neredeyse 25 yıldır gazeteci olarak takip ediyorum.
Arkasından ne çıkacağını bilmediği bir kapıyı şimdiye kadar hiç açmadı. O nedenle
bu projeden eminim. Sayın Başbakan, çözüm projesini, demokratikleşme hamlesini
başlatırken Siyasi hayatıma mal olsa da baldıran zehiri içerim diyerek
başlatmış olmasını, bütün siyasi kariyerini riske ettikten sonra, bizim sadece
elimizi taşın altına sokmamızın bir risk olduğu söylenemez. Türkiye hedefine
varır, bu projede, amacına ulaşırsa, dahil olmasaydım çok pişman olurdum. İyi ki
bu projenin içinde yer almışım."
Özgürel, süreç başladığı günden bu yana verdiği haber desteği sebebiyle
Anadolu Ajansı yönetimine teşekkür ederek, "Bunu Sayın Başbakana da ilettik. İşe
başladığımızdan bu yana bizi takip ediyorsunuz. Bunun için de teşekkür ediyoruz.
Bizi çok doğru yansıtan haberler geçtiniz" dedi.
-"Egede destek yüzde 60a çıktı"-
Grup Üyesi Hasan Karakaya ise çözüm sürecinin başarıya ulaşacağına yürekten
inandığını dile getirdi.
4 Nisanda Dolmabahçede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları
toplantının ardından iki gün sonra alana çıktıklarını anımsatan Karakaya, ilk
günlerde ne yapacaklarını, neyi anlatacaklarını bilmediklerini belirterek, "Bize
bir enformasyon yapılmadı. İçinizden geldiği gibi çözüm sürecini anlatın
denildi. Temel noktanın Analar ağlamasın, bu kan dursun, Türkiye artık refah ve
huzur ülkesi olsun olduğu söylendi" dedi.
Ege grubu olarak gittikleri illerin bazılarında tepkiler aldıklarını ifade
eden Hasan Karakaya, ilk tepkiyi TGBlilerden gördüklerini, daha sonra buna MHP
ve CHPlilerin dahil olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Şimdi ise ne olduğunu tam kavrayamadığımız eli bayraklı insanlar Türklere
Türk Bayrağını verme, Türklere İstiklal Marşı okuma gibi provokasyon
girişimlerine başladılar. Türkiyenin her tarafında kes, kopyala, yapıştır
eylemleri yapıyorlar. Biz bunları da anlayışla karşılıyoruz. 40 gün oldu. Önemli
bir mesafe alındığına inanıyorum. Çalışmaya başladığımızda Ege Bölgesinde yüzde
49,5 hayır, yüzde 43,5 civarında evet desteği vardı. Bugün itibariyle bir Egeli
olarak söylüyorum Egede kesinlikle yüzde 60ın üzerinde destek olduğuna
inanıyorum."
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı