RİZE (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf
Şevki Hakyemez, çözüm süreciyle ilgili "Hükümetin politikasını destekliyoruz,
evet doğru ama bunu başka bir parti de yapsaydı yine desteklerdik çünkü bu
Türkiyede akan kanın durması için iyi bir fırsattır" dedi.
Hakyemez ve beraberindeki grup sekreteri Fatma Benli ile grup üyeleri Ahmet
Gündoğdu, Şemsi Bayraktar, Bendevi Palandöken, Oral Çalışlar ve Yıldıray Oğur,
Rizede bir otelde düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşları, meslek grubu,
sendika temsilcileri ve yerel basın çalışanlarıyla bir araya geldi.
Hakyemez, toplantının açılış bölümünde yaptığı konuşmada, Türkiyenin çözüm
süreci olarak adlandırılan sürecin içinde olduğunu, hükümetin 30 yıldır süren
terör sorununun çözümü noktasında inisiyatif aldığını belirtti.
Hükümetlerin bu sorunla şimdiye kadar güvenlik politikaları bağlamında
mücadele ettiğini, AK Parti hükümetinin ise terörü sonlandırmak amacıyla çözüm
sürecini başlattığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu süreç kamuoyunda eleştiriliyor, tepkiler alıyor ya da destekleniyor.
Hükümet bu süreci başlattı, kendisi yürütüyor ama halka anlatılması noktasında,
halkın düşüncelerini ve endişelerini öğrenme noktasında 63 kişilik heyetler
oluşturdu. 7 bölgede 9ar kişilik heyet yer alıyor. Diyalog grubunun görevi
kesinlikle sürece ilişkin insanları ikna etmek değildir. Grubun en önemli görevi
bölgedeki insanların sürece ilişkin görüşlerini, değerlendirmelerini ve
endişelerini not etmek, bunları da hükümete faaliyet raporu şeklinde iletmektir.
Sorun fevkalade hassas. Hele de Karadeniz gibi çokça şehitlerin olduğu, bölünmez
bütünlük konusunda hassasiyetlerin olduğu bölgede daha da hassas oluyor.
Türkiyede kanayan bu yarayla ilgili olarak siyasi iktidar bir inisiyatif
almıştır. Güvenlik politikalarıyla birlikte başarıya ulaşmanın zor olduğunu
görüyorum, gelecekte bu güvenlik politikaları daha büyük sorunlara yol açabilir.
Bu sürecin silahları susturarak, sorunu çözme yoluna sokması benim için önem arz
etmektedir. Türkiyenin bölünmez bütünlüğünün daha güçlü olması açısından daha
rasyonel bir yöntemdir. Bu nedenle süreci destekliyorum. Hükümetin politikasını
destekliyoruz, evet doğru ama bunu başka bir parti de yapsaydı yine desteklerdik
çünkü bu, Türkiyede akan kanın durması için iyi bir fırsattır."
-"Sizin akilane duruşunuz bu süreci başarıya ulaştıracaktır"-
Grup üyesi Şemsi Bayraktar ise Akil İnsanlar Heyetinin görev süresinin iki
ay olduğunu, sürenin yaklaşık 15 gün sonra sona ereceğini dile getirerek, şöyle
devam etti:
"Burada asıl görev sizlere düşüyor. Bu 2 aylık süreç değil, daha uzun süre
sizin akilane duruşunuz bu süreci başarıya ulaştıracaktır. Elbete birtakım
endişeler var, bunları haklı olarak dile getiriyorsunuz. Zaten bu endişeler
ortadan kalktığında 75 milyon insanımızla yürüyeceğimiz bir yol. Gizli bir
ajanda mı var, bu gizli ajandayı hayata geçirmek üzere hükümet sizi mi
görevlendirdi diye bize sorular yöneltiliyor. Bunları gayet normal karşılıyoruz.
Sayın Başbakan ile yaptığımız toplantıda bize çerçeve çizilmedi, neyi
istiyorsanız konuşun, halkın beklentilerini, hassasiyetlerini dinleyin ve rapor
haline getirin denildi. Biz diyalog gurubuyuz, akil olan millettir. Milletin
akilane duruşu bu süreci başarıya ulaştıracaktır. Üniter yapıdan taviz verilecek
mi, Türk bayrağı ülkenin her yerinde dalgalanacak mı, PKK elebaşısı cezaevinden
çıkarılacak mı gibi sorular soruluyor. Bu ülkede millete rağmen hiçbir şey
yapamazsınız.
Bu süreç doğuda müthiş bir destek alıyor. Batıdan da destek alıyor. Kırmızı
çizgileriniz, hassasiyetleriniz mutlaka dikkate alınacak, sizin istemediğiniz bir
şeyi hayata geçirmek hangi hükümetin yapabileceği bir şeydir- Süreci milletimizin
talepleri doğrultusunda hayırlı bir şekilde geçireceğimiz kanaatindeyim.
Noktasına, virgülüne dokunmadan sizin mektubunuzu zarfın içine koyup, yetkililere
ileteceğiz."
-"Amacımız bataklığı kurutmaktır"-
Grup üyesi Ahmet Gündoğdu, işlerinin teröristle mücadele olmadığını
vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Amacımız bataklığı kurutmaktır. İnsan onurunu esas alan bir anayasaya
geçmek ve bu süreçte de dışlanmışların beri ki ilan edilmesini, hor görüden
hoşgörüye geçiş süreci olarak adlandırıyoruz. Kırmızı çizgimiz şehitlerimizdir.
İlk kez iç dinamiklerin sahada olduğu sürecin yönetildiğini görmemiz lazım. Karşı
olanlar gerekçelerini iyi yansıtamıyorlar. Sürece değil, yönteme karşıyım
diyenlere ne öneriyorsunuz dediğimizde İstiklal Marşımız, bayrağımız, vatanın
bölünmez bütünlüğü diyor. Zaten bunlara dokunan yanar. Muhalefet ve bazı siyasi
partiler, dedikleri bu gerekçelere inanıyorlarsa o zaman sürece yüzde yüz destek
vermeleri lazım. Yakalanan bu yeni fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini
düşünüyorum. Başarısız olursak ne olur, yine şehit vermeye ve ekonomik kayba
devam ederiz. Hazreti İbrahimin ateşine karınca kararınca su taşımaya gayret
ediyoruz. Ömründe hiç bir araya gelmemiş bu insanlar ilk kez terörü bitirmek için
bir araya geldi. Bunu da yürütmek, sürdürmek istiyoruz."
Grup üyesi Bendevi Palandöken, Türkiyede terör sıkıntısı olduğunu, bunu
birinin küllemesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bunu küllemenin yolları var. Bayrağımızdan, ülkemizin bütünlüğünden tahmin
ediyorum ki kimse taviz vermez. Bu konuda artık kan kanla yıkanmaz dediler ve
ortaya devletin, ülkenin planı konuldu siyaseten de önemli bir karar verildi.
İnşallah ülkenin refahına, mutluluğuna bir şey gelmez ve herkes mutlu olur.
Başbakan dün önümüzde üç seçim var dedi. Demek ki size müracaat edecek. Biz
niye buradayız, ben en çok canı yanan kesimin temsilcisiyim. Türkiyede bu
meseleyi çözme noktasında esnaf, sanatkar, memur, ziraatçı, memur, akademisyenler
olmayacak da kim olacak- Halk nasıl karar verecek, demek ki onları temsil edecek,
süreci yönetecek ama hakem sizsiniz. Bu çorbanın içindeki tuzun kıvamını Rizede
atacağız. Bu süreç tatlılıkla hallolacak diyoruz. Kötü şeyleri aklımıza
getirmenin gereği yok."
Grup üyesi Oral Çalışlar, 12 Eylül askeri darbesini yaşadıklarını, Rizede
aynı hapishanede kaldığı arkadaşını gördüğünü dile getirerek, "Darbeyi yapalar
kardeş kavgasına son vereceğiz dediler. 28 Şubat darbesini yapanlar, irticayı
engelleyeceğiz diyorlardı. Bunlar bir yana daha kötüye sürüklenmekten başka işe
yaramadı, kardeş kavgası daha da körüklendi" diye konuştu.
Bu sürecin yüzleşmeyi gerçekleştireceğini ifade eden Çalışlar, "Bir grup
Diyarbakırlı genci burada gördük. Daha önceden korkarak geliyorduk, şimdi çok
mutluyuz diyorlar. 17. toplantıda gördüm ki ilk kez ülkücüsü, dindarı, solcusu,
sağcısı hep birlikte bir masa etrafında toplanıp konuşabiliyoruz. Dövüşmeye değil
konuşmaya, tartışmaya ihtiyacımız var. Birbirimize düşmanca değil kardeşçe
bakmak, anlamaya çalışmak yeter. O nedenle bu toplantılara severek, sevinerek
geliyorum" dedi.
-"Türkiyenin bu beladan kurtulmaya çok yakın olduğunu düşünüyorum"-
Grup üyesi Yıldıray Oğur, 116 gündür, yani bu süreç başladığından beri hiç
şehit haberi gelmediğini vurgulayarak, "Hiçbir insanımız hayatını kaybetmedi. En
kıymetli şey bu bence. Bu konu üzerine konuşurken, büyük laflar ederken hep bunu
akılda tutmak lazım. 116 gündür yani süreç başladığından beri kim bilir kaç
gencin hayatı kurtuldu. Türkiyenin bu beladan kurtulmaya çok yakın olduğunu
düşünüyorum."
Grup Sekreteri Fatma Benli ise sürece herkesin destek vermesi gerektiğine
işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu süreç sadece bizi değil, bizden sonrakileri de etkileyecek. Bu nedenle
hepimizin dahil olması, elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Hepimiz sürecin
iyi olması için çabalamak zorundayız. Çocuklarımıza şiddetin normalleştiği bir
ülke bırakmamamız gerekiyor. 30 yıldır yaşanan çatışmalar hem can hem de ciddi
mal kayıplarına yol açtı. Teröre giden kaynakları bireye ayırsaydık çok farklı
olacaktı. Kaybedilen her canın Türkiyeye büyük zararı var çünkü bizi
birbirimizden uzaklaştırıyor. Çözüm süreci kapsamında burada bulunmamızın sebebi
çocuklarımızın ölmemesi için. Bu başkasının değil hepimizin problemi. Sadece
söylemsel olarak karşı çıkacağımız ve kenarda duracağımız bir şey değil."
Toplantıya, katılımcıların görüşlerini açıklamasıyla devam edildi.
Muhabir: Tuğba Yardımcı Mısır
Yayıncı: Murat Kaban