ESKİŞEHİR (A.A) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Akil
İnsanlar Heyeti ile ilgili, Orada yer alan insanların kişilikleriyle ilgili
hiçbir itirazımız yok ama yöntem, usul, esas tamamen demokrasiye, milli iradeye
aykırı bir şekilde yürütülmekte dedi.
Oran, CHP Eskişehir İl Başkanlığında düzenlediği basın
toplantısında,Türkiyedeki demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, bağımsız,
tarafsız yargıda çok ciddi sorunlar olduğunu, ülkenin kötü yönetildiğini ileri
sürdü.
Türkiyenin bugün neredeyse bölünme riskiyle karşı karşıya olduğunu öne
süren Oran, Eskişehir ise iyi yönetilen bir şehir. Burada usta iyi. Bugün
Türkiye niye böyle- Çünkü kötü yönetilen bir Türkiye var ve kötü bir usta var.
Esasında sorun burada. İktidar, Başbakan Türkiyeyi yönetemiyor diye konuştu.
CHPnin de barıştan yana olduğunu ifade eden Oran, şöyle konuştu:
Milli irade, yine bu süreçte de dışarıda bırakılıyor. Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarı, bu süreci kendi başına yönetmeye çalışıyor. Birileriyle bir
pazarlık yapıyor, Öcalanla ayrı pazarlık yapıyor, Kandille ayrı pazarlık
yapıyor. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir zaman bu pazarlıkları meşru
görmüyoruz ve her zaman hükümeti göreve davet ediyoruz. Gel parlamentoya gel,
tartışalım, konuşalım, hep beraber çözüm üretelim diyoruz. Bu konuda genel
başkanımızın üç kere girişimi oldu. Başbakan, her seferinde de bizim uzattığımız
ele yumruk sıkarak cevap verdi. Ama biz yine sağduyulu, vakur bir şekilde
umudumuzu kaybetmeden ülkemiz adına, vatandaşımızın can ve mal güvenliğinin
korunması anlamında bu mücadeleye devam ediyoruz.
-Biz de barış olsun, terör bitsin istiyoruz-
Oran, önerilerinin dikkate alınmadığını iddia ederek, şunları kaydetti:
Bu önerilerimizin hiçbiri dikkate alınmadı. Adalet ve Kalkınma Partisi,
bir pazarlık yürütüyor. Ondan sonra da kendi yürüttüğü bu pazarlıkla ilgili
birtakım insanları pazarlamacı kılığına, rolüne sokuyor. O yapmış olduğu
pazarlığı, halka vatandaşa pazarlamaya çalışıyor. Bu son derece yanlış, hukuk
dışı, demokrasi dışı bir şey. Recep Tayyip Erdoğan, daha önce demokrasiyi nasıl
bir araç gibi kullandıysa bugün maalesef barışı da insanlarımızın barış umudunu
da bir araç olarak kullanıyor. Kendi esas olan amacı, gücüne güç katmak. Biz de
barış olsun, terör bitsin istiyoruz. Ama baktığınız zaman Başbakanın bu olayı,
süreci bir araç olarak kullandığını görüyoruz.
Bu akil insanlarla ilgili de biz bunu meşru olarak görmüyoruz diyen
Oran, şöyle devam etti:
Orada yer alan insanların kişilikleriyle ilgili hiçbir itirazımız yok ama
yöntem, usul, esas tamamen demokrasiye, milli iradeye aykırı bir şekilde
yürütülmekte. Bu konuda bizim önerimiz vardı. Bu konudaki önerimiz dikkate ve
ciddiye alınmadı. Bu konuda hükümetin yaklaşımlarını maalesef üzülerek
seyrediyoruz. İsterdik ki milli iradenin tecelli ettiği parlamentoda bir komisyon
kurulacaksa kurulsun, her partiden eşit sayıda komisyona üye verilsin. O
komisyonların kendi takdirleri, belki yine sivil toplumdan, kanaat önderlerinden
bir alt komisyon olabilirdi ama her partinin, yani milletin iadesinin tecelli
ettiği şekilde orada söz sahibi olduğu, katkı sunabildiği... Yani tek Recep
Tayyip Erdoğanın karar verdiği, atadığı, Başkanın adamları şeklinde bir oluşum
olmamalıydı.
Oran, bir gazetecinin akil insanların birçoğunun terör örgütü lehine
söylemlerde bulunduğunu söylemesi üzerine, Bu terörle mücadele veya barış
sürecinde nasıl Başbakanın, AKP iktidarının muhatap aldığı mercileri dikkate ve
ciddiye almıyorsak, şu anda Başbakanın kendi atadığı, Başbakanın adamları olan o
kişileri de dikkate ve ciddiye almıyoruz. Onlar Başbakanın propaganda
kadrolarıdır dedi.
Oran, 148 subayın istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz- sorusuna şu
yanıtı verdi:
Türk Silahlı Kuvvetlerinin durumu ortada. Başbakan, bugün her tarafa
talimat verir hale gelmiş durumda. Türkiyede bunları görmek çok acı gerçekten.
Bir laf var. At izi ile it izi birbirine karışmış durumda. Ömrünü terörle
mücadelede, teröristlerle savaşarak canı pahasına geçirmiş olan kahraman askerler
tutuklu, bugün terörist başları, teröristler, bölücüler ellerini kollarını
sallayarak dolaşıyorlar. Bunu bir akıl tutulması olarak görüyoruz.
Muhabir: Oktay Özden
Yayıncı: Mürsel Çetin