ZONGULDAK (A.A) - Akil İnsanlar Karadeniz Bölgesi Heyeti Başkanı
Yusuf Şevki Hakyemez, "Bu mesele hep birlikte halledilmesi gereken meseledir.
Halletmenin başka bir formülü de yok" dedi.
Bir otelde sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir
araya gelen Akil İnsanlar Karadeniz Bölgesi Heyeti, konuşmaların ardından
katılımcıları dinledi.
Toplantının kapanışında konuşan Hakyemez, şehit aileleri ve şehitleri
incitmeme konusunda hassas olduklarını belirterek, bu meseleyi hazırlayacakları
raporlarda anlatacaklarını söyledi.
Bölünmez bütünlük konusunda hassas olduklarını ve en kolay ithamın,
bölücülüğün yanı sıra "hain olmak" gibi şeylerin olduğunu ifade eden Hakyemez,
şöyle konuştu:
"Oysa hepimiz bu konuda hassasız. Büyük bir Türkiye için, herkesi kucaklayan
ülke olması amacıyla bu süreç başlatıldı. Barış ve çözüm süreci dediğimiz süreç
başlatıldı. Bu konuda duyarlıyız. Heyetimiz nasihat heyeti falan değil. İkna
heyeti hiç değiliz. Biz bunu düşünmek bile istemiyoruz. Bizi bu şekilde
yaftalamaya çalışıyorlar. Bizim haddimize mi sizi ikna etmemiz. Biz aracıyız
talepleri ve endişeleri not alıyoruz. Çözümü memleket meselesi olarak gördüğümüz
için buradayız."
Şehit cenazelerinde "Bu sorun ne kadar böyle devam edecek niye çözüm falan
yok" denildiğini aktaran Hakmeyez, çözüm için adımların atılması gerektiğini
kaydetti.
Hakyemez, birilerinin bu işin içerisine girmesi gerektiğini dile getirerek,
"Bu hükümet veya başka hükümet de olabilir. Bu sürece girme kararı verdi.
Taktirle karşılıyoruz ve destekliyoruz" dedi.
Kendilerinin "cesaret örneği" gösterdiğine vurgu yapan Hakyemez, "Burada
görüşlerini olumlu veya olumsuz şekilde ifade edenlerde aslında bakarsanız böyle.
Bu mesele hep birlikte halledilmesi gereken meseledir. Başka bir formülü de yok
halletmenin. Yollara düştük, şikayetçi de değiliz. Görüşlerinizi bizlerle
paylaştığınız için teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
-"Türkiye, eski Türkiye değil"-
Heyet üyesi Yıldıray Oğur da toplantıda barışın savunulduğu orijinal
fikirleri gördüklerini belirterek, "silah meselesinin" bu zamanın ruhuna aykırı
olduğunu ve sürdürülebilir bir şey olmadığını kaydetti.
Oğur, "Ne Türkiye için ne de terör örgütü için. Terör örgütü, Abdullah
Öcalanın kafasına silah dayadığı için silahlı mücadeleye son vermiyor. O da
kendi örgütü için bunun sürdürülebilir olmadığını düşünüyor. Kendisi için silahlı
mücadelesine son veriyor. Türkiye için de her gün bu kadar insanın öldüğü ve
büyük bir toplum kesiminin mutsuz olduğu meseleyle yola devam etmesi zor" diye
konuştu.
Türkiyenin artık eski Türkiye olmadığını, Ortadoğuda bir rolünün
bulunduğunu dile getiren Oğur, ülkenin bu sorunlarla yola devam etmesinin mümkün
olmadığını ifade etti.
Oğur, Türkiyenin değişim, sivilleşme ve demokratik süreçten geçerken bu
sorunu da çözmesinin zamanının geldiğini anlatarak, "Bu çözümün yanında zaman
var. Ben durumun gayet iyi olduğunu ve iyiye doğru gittiğini düşünüyorum"
şeklinde konuştu.
-"Hepimiz aynı geminin içerisindeyiz"-
Heyet Sekreteri Fatma Benli ise kendilerine bu görev için "para pul
verilmediğini" belirterek, şunları kaydetti:
"Bu sadece akil insanlara sadece verilen bir misyon. Bunu bizden çok daha
iyi yapabilecek insanlar var. Önemli olan sorunların çözümü, A ve Bnin olması
önemli değil. Şehit aileleriyle ilgili ifadeler gayet doğru. Madem sıkıntıyı
çözmek için çalışıyoruz, bunu birilerini incitmeden gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Her birimiz birbirimizden farklı olabilir, hepimiz aynı geminin içerisindeyiz.
Birbirimizi suçlayarak ve birbirimiz üzerinden yorumlar yaparak bir yere
gelemeyiz. Bir yere gideceksek hepimiz birlikte gitmeliyiz."
Heyet üyesi Kürşat Bumin, karşılarındaki sorunun aynı zamanda politik bir
sorun olduğuna dikkati çekerek, "PKK silahı bırakıp siyasete girsin deniliyor
biz de bunu istemiyor muyuz. Bu barış sürecinde bu hükümet yan çizmeye başlarsa,
bu toplumun haddini bil destek verdik yolundan çıkma diye uyarması gerekir
ifadesini kullandı.
Bu arada salonda bulunan İşçi Partisi Zonguldak İl Başkanılığı üyeleri ile
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi bir grup, toplantıyı protesto ederek salondan
ayrıldı.
-"Katılımcıların görüşleri"-
Toplantıya katılanlardan Eczacı Hüseyin Öztürk, toplantının 5 yıldızlı bir
otelde Güneydoğu Bölgesinde yaşanan sıkıntıları böyle idrak edemeyeceklerini
belirterek, "Bahar da geldi. Bizi alın götürün Hakkariye, o bölgenin ayranını
içirin biz öyle daha iyi anlarız" diye konuştu.
Türkiye Taşkömürü Kurumunda (TTK) maden mühendisi olarak çalışan Bayram
Arslan da Karadeniz insanının etnik bir sorununun olmadığını ifade ederek, şöyle
devam etti:
"Hiçbir Karadeniz insanı Türkiye Cumhuriyetinde bir Kürt insanı mağdur
ettiği duyulmamıştır. Hiçbir Türk vatandaşı da Kürt etnik kimliğinden dolayı
ayrıcalık yapmamıştır"
Eğitim-Bir-Sen Zonguldak Şube Başkanı Kamuran Aşkar ise devletin doğusu ve
batısındaki insanını anlaması ve empati yapma zorunluluğu olduğuna inandığını
vurgulayarak, "Bizim birinci önceliğimiz kırmızı çizgimiz, şehit ailelerimizin ve
şehitlerin incitilmemesidir. Bir yandan doğudaki insanımızın yerine kendimizi
koyarken bir taraftan da şehitlerimizin ve yakınlarımızın ailelerinin durumunu da
anlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Heyet, toplantının ardından çeşitli incelemelerde bulunmak üzere otelden
ayrıldı.
Muhabir: Ferdi Akıllı
Yayıncı: Murat Paksoy