KAYSERİ (A.A) - Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi Heyeti,
Kayseride akademisyenlerle bir araya geldi.
Heyet Başkanı Ahmet Taşgetiren, üyeler Erol Göka, Hilal Kaplan, Celalettin
Can, Vahap Coşkun, Doğu Ergil, Mustafa Kumlu ve Cemal Uşşak, Erciyes Üniversitesi
Rektörlük Konferans Salonunda akademisyenlerle bir araya geldi, çözüm sürecine
ilişkin soruları cevaplandırdı, değerlendirmelerde bulundu.
Taşgetiren, yaptığı konuşmada, akan kanın durması, ülkenin, üzerine çöken
acıdan kurtulması gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Bizim toplumumuz aslında kerim devlettir. Merhamet vardır ama 30 yıl içinde
40 bin gencimiz toprağa düştü ve kendi kendimizi vurduğumuz bir noktaya geldik.
Bu olmamalıydı. Bu fasit daire devam etmesin. Daha fazla kan akmasın, daha fazla
anne ağlamasın. Bu ifade her ne kadar klişeleşmiş olsa da önemli. Anneler,
bacılar, nişanlılar, eşler ağlıyor. Çok ağlıyor insanlarımız. Bu kadar acı
ülkenin üstüne çöküyor. Bundan kurtulmamız lazım. Bizden istenen bu duygunun
toplumla paylaşılması ve bu duygunun genişletilmesi, çoğaltılması. Her çevreye
çoğaltalım bu ateşin içine düşen insanlar nezdinde de bir gönül iklimi açalım.
Böyle bir çaba. Bu arada da yürüyen süreç hakkında farklı değerlendirmeler,
kaygılar varsa tavsiyeler varsa bunları da tespit edelim. Bu süreç nasıl daha
sıhhatli yürür şeklinde kanaatler oluşmuşsa onları alalım. Bunların alınması da
bizlerden isteniyor."
Heyete iki aylık süre verildiğini ve bu süre sonunda rapor hazırlayarak
değerlendirmede bulunacaklarını ifade eden Taşgetiren, gözlemlerin, kendilerine
ulaşan talep ve eleştirilerin not edileceğini söyledi.
Ara bir noktada olduklarını ve mutlak muhatap olmadıklarını vurgulayan
Taşgetiren şöyle devam etti:
"Bazen bize de kızılıyor. Ne kadar para aldınız deniliyor. Rayiç de
yükselmeye başlamış. 30 bin liradan 50 bin liraya yükselmiş. Böyle bir şey tabii
ki yok. Buradaki insanlar, her biri profesyonel anlamda kendi işleri olan
insanlar. Onların içinden çıkarak gelen insanlar. Bir yandan kendi işlerimizi
sürdürmeye çalışıyoruz bir yandan da buralarda temaslarda bulunuyoruz. Her
birimizin aileleri var. Bekleyeni vara ama gelin bu memleket hizmeti denilince
de işimiz gücümüz var bildiğiniz gibi yapın diyemedik. Bu sorun çözülsün
noktasındayız. Memleketin hayrına çözülsün. Bu sürecin sonunda memleket
zayıflamasın, kan dursun. Bunlar doğru şeyler diye düşünüyoruz. Bu noktada
karınca kararınca ateşin üzerine bir kova su taşıyalım, bizim misyonumuz buysa bu
olsun diyoruz."
-"Bu namlu her şeyin kimyasını bozuyor"
30 yıldır oluşan bir silahlı yapı olduğunu ve can aldığını ifade eden
Taşgetiren, "Bir hocamızın söylediği gibi ya milletin başını namludan ya da
namluyu milletin başından uzaklaştırmak lazım. Bu namlu her şeyin kimyasını
bozuyor. Bu namlunun devreden çıkması gerekiyor. Çözüm arayışında hükümet bu
namlunun devreden çıkması için çaba içerisinde. Güvenlik tedbirleri uygulanıyor.
Bütün güvenlik birimleri istirahate çekilmiş değil. Orada da bir silahlı yapı
gelmiş yerleşmiş 30 yıldan beri. Bu yapının tasviye edilmesi lazım"
değerlendirmesinde bulundu.
-"Hoşgörünün kurumsallaştırılması konusunda ciddi sıkıntılar var"-
Heyet üyesi Vahap Coşkun da Türkiyede hoşgörü veya toleransın
kurumsallaştırılması konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu belirtti.
Sıkıntıların iki yönlü olduğunu kaydeden Coşkun, şunları söyledi:
Mevzuatında hoşgörüyü tanımlamayan bir anayasa ve yasal mevzuatımız var.
İkincisi devlet pratikleri noktasında hoşgörüyü tanımayan bir yapımız,
anlayışımız var. Burada iki yönlü siyaset izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Birincisi, hukuken bu hoşgörüyü kurumsallaştıracak normları anayasa ve yasanın
içine koymak ve aynı şekilde farklılıkları reddeden ütün söylemleri ve normları
da yasal ve anayasal mevzuat içinden ayıklamak. Devletin bütün kurumlarını bu
çoğulculuk üzerine inşa etmek. Ancak bunu yapabilirsek başarılı olabiliriz diye
düşünüyorum."
-"Anti demokratik uygulamaları temizleyeceğiz"-
Heyet üyesi Celalettin Can ise Türkiyenin birliğini, bir arada yaşamasını
savunan bir Kürt vatandaşı olduğunu ifade ederek, "Bu ülkenin cezaevlerinde 20
yıl yattım. Bu ülkenin sorgu yerlerinde 6 ay işkencede kaldım ama biz bu ülkeyi
işkencecilerden, faşistlerden temizleyeceğiz. Yanlış anlamayın ülkücüleri falan
kastetmiyorum. Antidemokratik uygulamaları temizleyeceğiz. Halkların önünü
açacağız, inançları, kimlikleri, fikirleri yaşayacak. Fikirler dövüşecek
arkadaşlar. İnsanlar kendi istedikleri gibi yaşayacak, kendi görüşleri
doğrultusunda örgütlenecekler ve bunun önündeki bütün engeller kaldırılmalı" diye
konuştu.
Doğu Ergil, Türkiyeyi beraberlikten birliğe götürecek ilkelerin müzakere
edilip anayasadan başlamak üzere siyasal kültüre mal edilmesi gerektiğini
vurguladı.
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur da heyeti
üniversitelerinde görmekten mutluluk duyduklarını belirterek sürecin başarıya
ulaşması temennisinde bulundu.
Muhabir: Musa Özyürek / İsmail İçer
Yayıncı: İbrahim Uyar