HAKKARİ (A.A) - Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti
Başkanı Can Paker, "Biz kimseye ödün vermiyoruz. Türkiyede herkesin insan hakkı
ile yaşamasını sağlayacak bir dünyayı yaratmak istiyoruz" dedi.
Çözüm süreci kapsamında Hakkariye gelen Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi
Heyeti, konakladıkları otelde bir süre dinlendikten sonra yaya olarak toplantının
yapıldığı Atatürk Kültür Merkezine geçti.
Caddede esnaf ve vatandaşlarla görüşerek taleplerini dinleyen heyet üyeleri,
daha sonra öğretim elemanları ve üniversite öğrencileriyle bir araya geldi.
300 kişilik salonun dolması nedeniyle çok sayıda kişinin ayakta takip ettiği
toplantıda konuşan Can Paker, gösterilen ilgi karşısında büyük bir duygu
patlaması yaşadıklarını belirtti.
Paker, hiçbir siyasi partinin uzantısı olmadıklarını, barışla ilgili
düşüncelerini anlatıp halkın barışla ilgili taleplerini rapor halinde siyasi
karar vericilere aktarmakla görevli olduklarını söyledi.
Türkiyede yıllardır büyük haksızlıkların yaşandığını, siyasi iktidarlarca,
etkilerini devam ettirebilmek için olmayan sorunların gerçek sorun haline
getirildiğini vurgulayan Paker, "Türk halkı artık uyandı. Türk halkı, başka bir
gelecek bekliyor, çocuğunu daha iyi yetiştirmek istiyor. Kürt-Türk ayrımını
görmek istemiyor. Beraberce yaşasın istiyor. Bu da zaten siyasi karar vericilere,
bu barış sürecini başlatma cesareti vermiştir" diye konuştu.
Kendilerine "Barış için hangi ödünler verilecek" şeklinde soruların
yöneltildiğini anımsatan Paker, Türkiyede herkesin insan hakkı ile yaşamasını
sağlayacak bir ortam yaratmak istediklerini ve bunun da bir ödün olmadığını ifade
etti
Türkiyede hala insan hakları ve diğer alanlarda önemli eksikliklerin
olduğuna dikkati çeken Paker, şöyle konuştu:
"Türkiye AİHMden en çok ceza yiyen ikinci ülke. Bunun olmasını istemiyoruz.
Barış süreci bizim istediğimiz gibi sonlanırsa Türkiyenin önündeki insan hakları
ile ilgili maniler ortadan kalkacaktır. Güvenlik nedeni ile insan özgürlükleri ve
hakları kısıtlandı ve çiğnendi. Artık güvenlik sorununun arkasına kimse
saklanamayacak. Artık insan gibi yaşamayı daha hızlı elde edeceğiz."
Hakkarililerin ilgisi karşısında tüm heyet üyelerinin gözlerinin yaşardığını
belirten heyet sekreteri Ayhan Ogan ise insanların gözlerindeki barışa
susamışlığı gördüklerini kaydetti.
İnsanların gözlerindeki ışık ve kararlılığı görünce ağlamamak için
kendilerini zor tuttuklarını anlatan Ogan, artık kimsenin süreçten
dönemeyeceğini, geri adım atamayacağını savundu.
-"Bu kararlılıkla sürecin önünde hiçbir kuvvet dayanamaz"-
Hakkarililerin aracılığı ile tüm Türkiyeye sürecin bölmeyi değil,
birleştirmeyi amaçladığının mesajını vermek istediğini açıklayan Ogan, şöyle
dedi:
"Burada bölünmeyi talep eden, halkın ağlamasını isteyen var mı- Bu
korkularını birtakım insani olmayan duygularına alet etmesinler. Yetmedi mi artık
Kürt yoktur, Kürtçe yasak demek. Bunları bir kere daha düşünsünler. Yeniden
düşünme zamanı geldi. Burada Türklerin, Kürtlerin suçu yok. Bizi bir kalıba
sokmaya çalışan siyasal paradigmanın suçu var. Bunu artık sizlerin gözlerinde
görüyoruz. Bu kararlılıkla sürecin önünde hiçbir kuvvet dayanamaz."
-"Sizlerden bizzat özür dilemeeye geldik"-
Heyet üyelerinden Abdurahman Kurt da toplantıya katılanları Kürtçe
selamlayarak konuşmasına başladı.
İnsanların, Allahın verdiği hakları elde edebilmek için çaba gösterdiği
sürece onurlu olabileceğini belirten Kurt, devletin de eski tavrından vazgeçerek
halkın hizmetkarı olmaya çalıştığını söyledi.
Buna inanmak için yola çıktıklarını ve halkın yanına gittiklerini ifade eden
Kurt şöyle konuştu:
"Ayağınıza geldik. Acılarınızı paylaşmaya geldik. Sümbül Dağının
eteklerindeki insanların yaşadıkları acıları biliyoruz. Aslında herkes biliyor
ama biz bütün bu acıları yatıştırarak yeni bir rövanş elde etmek yerine,
acılarımızı ortaklaştırıp, kucaklaşmaya, dertleşmeye helalleşmeye geldik.
Affınıza sığınmaya geldik. Size hata yapanların adına bizzat özür dilemeye
geldik."
Hakkariye gelirken yol üzerinde çocukların "Hayat Bayram Olsa" şarkısını
seslendirdiklerine dikkati çeken Kurt, İzmirde de çocukların kendilerini Kürtçe
karşılayacaklarına inandığını belirtti.
-Gözyaşlarını tutamadı-
Heyet üyelerinden Sibel Eraslan ise kendilerine gösterilen ilgiden çok
etkilendiğini belirterek, gözyaşlarını tutamadı.
Salondaki katılımcıların alkışlarla desteklediği Eraslan, şöyle konuştu:
"Sabah erken saatlerden itibaren Van üzerinden Hakkariye geliyorum.
Dağların ismini sordum Sümbül dediler. İçinden gözyaşı pınarı, şelaleler
akıyordu. Hz. Muhammedi hatırladım. Onunla konuştum içimden. O, Veda Hutbesi
okudu. Bu aynı zamanda insan hakları lahiyasıdır. Orada, Bu sizinle son
görüşmemdir. Ben sizleri birbirinize emanet ediyorum. İnsanlar arasındaki kan
davası benim iki ayağımın altındadır diyor. Onun iki ayağının altında olan kan
davasını biz tekrar güncellemek için değil, nasıl bitirebiliriz, ceza yerine
affı nasıl bulabiliriz- bunun için çalışmamız gerekiyor."
Eraslan, kırgınlıkların olduğunu ancak iyi günlerin yaklaştığını ve bunu hep
birlikte hazırlayacaklarını bildirdi.
-"Çocuklarımıza barışı miras bırakalım"-
Heyet üyesi Zübeyde Teker ise katliamlarla işkencelerle sürgünlerle
cezalandırılarak bugünlere geldiklerine işaret ederek, halkın ilgisi ve sevgisi
karşısında heyet üyelerinin ağladığına dikkati çekti.
Teker, "Arkadaşlarım duygulandılar ama 90 yıldır biz sürekli ağlıyoruz. İmha
edilen yakınlarımız için ağlıyoruz. Kuruluşunda büyük emek verdiğimiz
cumhuriyetin kurbanları haline geldik. Eşitlenerek tekrar bir cumhuriyet
kuruyoruz. Buna da demokratik cumhuriyet diyoruz" diye konuştu.
Bundan sonrası için herkese büyük görevlerin düştüğüne, intikam ve nefret
söylemlerinden uzak durularak barışın tesis edilmesi gerektiğini dile getiren
Teker, "Büyüklerimiz bize barışı miras bırakmadılar ama biz çocuklarımıza barışı
miras bırakalım" ifadesini kullandı.
Hakkariye barış için geldiklerini anlatan heyet üyesi Mehmet Uçum ise
geleceği artık toplumun kendisinin örmesi gerektiğini kaydetti.
Kimliklerin eşit biçimde yer aldığı, ortak Türkiye, ortak bayrak
çerçevesinde ülkeye ihtiyaç olduğuna işaret eden Uçum, egemenliğin millete ait
olduğunu bu nedenle halkın siyasilere talimat vermesi gerektiğini söyledi.
-"Bize yol haritası verilmedi"-
Çalışmaya başlayan heyetlere bir yol haritasının verilmediğini, heyetin
tamamen kendi programını yaptığını açıklayan Mahmut Arslan da halktan gelen
değerlendirme ve taleplerin gelecekteki yol haritasını oluşturacağını dile
getirdi.
Barış isteyen, kan akmasın diyen insanlar olarak bir araya geldiklerini
ifade eden Arslan, "Bizi bir araya getiren tek neden barıştır. Umarım bu
irademizin karşılığını göreceğiz. Mevlana diyor ki Ayağında diken yarası
olmayanlar, sinelerine gül kokusu süremezler. Sizler gül kokusunu fazlası ile
hak ediyorsunuz. Bu barışı birlikte inşa edeceğiz. Birlikte geleceğe yürüyeceğiz"
dedi.
Heyet üyelerinin konuşmasının ardından söz alan katılımcılar çözüm süreci
kapsamında taleplerini dile getirdi.
"Sizlerin televizyonlardan izlediğini, bizler burada birebir yaşadık" diyen
Hakkarililer, barışın olması ve yıllardır yaşanan sorunun bitmesini herkesten çok
istediklerini belirtti.
Özellikle "ana dilde eğitim, kimlik, bölgedeki çatışma ve operasyonların
sona ermesi, genel af, faili meçhullerin aydınlatılması, yeni anayasa" gibi
konularda taleplerini bildiren öğrenciler, artık kimsenin ölmesini
istemediklerini ifade etti.
Muhabir: Cemal Aşan - Levent Harman
Yayıncı: İbrahim Uyar