SİİRT (A.A) - İrfan Cemiloğlu - Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu
Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, "Bugün Kürt sorununu rahat
tartışamıyorsak, konuşamıyorsak ya da insanlarımız geçmişte yaşananları iyi
bilmiyorsa bunda bunu gönüllü olarak gizleyen medyanın da büyük payı var" dedi.
Ensaroğlu, AA muhabirine Siirtteki temaslarını, vatandaşların çözüm
sürecine yaklaşımları ve medyanın akil insanlar heyetine yaklaşımını
değerlendirdi.
Siirtte bölgenin diğer illerinden farklı bir fotoğraf görmediklerini ifade
eden Ensaroğlu, geçmişte yaşanmış acı olaylara rağmen çözüm sürecine desteğin
yüksek olduğunu söyledi.
Yılmaz Ensaroğlu, yakınlarını, çocuklarını kaybetmiş ailelerin de çözüm
sürecine tam destek verdiğini vurgulayarak, "Siirtte en son ziyaret ettiğimiz
aile, çocukları PKKnın bir aracı taraması sonucu hayatını kaybetmiş, orada
öğrendik ki ailenin daha önce de örgütün saldırılarında kayıpları olmuş ama
bunlara rağmen anne baba ve bütün aile, başka insanların bu acıyı yaşamaması için
bu sorunun kalıcı çözümüne tam destek veriyor" dedi.
-"Ateş burayı yakmış"-
Bölge insanının çözüm sürecine desteğinin diğer bölgelerle oranla çok daha
yüksek olduğunu vurgulayan Ensaroğlu, bunun nedenini ise "Ateş burayı yakmış onun
için de o ateşin sönmesini buradaki insanlar daha fazla istiyorlar" sözleriyle
açıkladı.
Ensaroğlu, bölge insanının diğer bölgelerde çözüm sürecine yönelik olumsuz
tutum ve tepkileri anlamakta zorlandığını da ifade ederek şunları kaydetti:
"Yani bir insan silahların susmasına niye karşı çıkar bunu algılamakta
zorlanıyorlar. Bunu bize soruyorlar ve bu soruyu cevaplamakta zorlanıyoruz.
Çözüm, barış isteyen insanlara yönelik tepki aslında barış, çözüm olmasın, kan
akmaya, cenazeler gelmeye devam etsin anlamına geliyor. Buradaki insanların
havsalası bunu almıyor. Burada çözüm sürecine tam destek var çünkü Türkiyenin
diğer bölgelerine 1 cenaze gidiyorsa buraya 5-10 cenaze geliyor.
İkinci bir husus, burada toplumsal bir problem yok. Kürtlerde bölünme
eğilimi yok çünkü Irak, İran, Suriyedeki Kürtlerden farklı olarak Türkiyedeki
Kürtler sadece bu bölgede yaşamıyor. Toplumsal entegrasyon fazla olduğu için
insanlar bölünmeyi aklının ucundan geçirmiyor ama Türkiyenin diğer bölgelerinde
sanki Kürtler işi gücü bırakmış, ülkeyi bölmek için çalışıyorlar gibi bir algı
oluşturulmaya çalışılıyor. Bu da insanları üzen bir husus. Buranın sesi ülkeye
iyi duyurulursa toplumdaki o kaygılar da giderilir diye düşünüyorum."
Ensaroğlu, bölgede korucuların da CHP ve MHPde siyaset yapanların da çözüme
destek verdiğini söyledi.
-Medyanın rolü-
Yılmaz Ensaroğlu, çalışmalarını izleyen medya mensuplarının performans ve
yaptıkları haberlerden yana rahatsız olmadığını ancak zaman zaman bazı basın
organlarında barış için çaba harcayan insanları hedef göstermeye, karalamaya
yönelik girişimler olduğunu söyledi. Ensaroğlu, "Mesela Diyarbakırda Dernekler
Platformunun düzenlediği etkinlikte halkla buluştuk. Platform, heyet
üyelerimizin başına poşu geçirdi. Baktım bir gazetemizde akil poşusu diyerek
hafife alan, dalga geçmeye çalışan bir başlık koymuşlar ancak genel olarak
medyanın tutumuna baktığım zaman ana eksenin, barışı gerçekleştirmeye daha çok
katkı sağladığı kanısındayım" diye konuştu.
-"Medya, geçmişte işlediği günahların kefaretini ödeyebilir"-
Ensaroğlu, geçmişte yaşananlarda medyanın büyük bir kusur ve suçu olduğunu
ancak olağanüstü hal döneminin şartlarını da gözardı etmemek gerektiğini ifade
etti.
O yıllarda OHAL Valiliğinin resmi açıklamaları dışında haber yapmanın yasak
olduğunu anlatan Ensaroğlu, şunları söyledi:
"Gazetecilerden kahramanlık yapmalarını bekleyemeyiz elbette. O dönemde de
her basın organında kimi gazetecilerin gerçek fotoğrafı bize göstermeye
çalıştıklarını da hatırlıyoruz ama genel tabloya baktığımız zaman bugün Kürt
sorununu rahat tartışamıyorsak, konuşamıyorsak ya da insanlarımız geçmişte
yaşananları iyi bilmiyorsa bunda bunu gönüllü olarak gizleyen medyanın da büyük
payı var.
Çatışmalı sorunların çözümünde bütün dünya örneklerinde şunu görüyoruz.
Çözümde medyanın çok özel bir rolü var. Medya çok ciddi rol oynayabilir, medya en
azından bu süreçte de etkin rol oynayarak geçmişte işlediği günahların kefaretini
ödeyebilir."
Yayıncı: Behçet Güngör