ESKİŞEHİR (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Üyesi
Erol Göka, çözüm sürecine ilişkin, "Geniş halk kitleleri nasıl bir sürece
girildiğinin gayet net farkında" dedi.
Eskişehirde, Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Başkanı Ahmet
Taşgetiren, grup üyeleri Vahap Coşkun, Doğu Ergil, Erol Göka, Celalettin Can ve
Hilal Kaplan, bir otelde düzenlenen toplantıda gazetecelerin sorularını
yanıtladı.
Göka, bir gazetecinin "Bugüne kadar gelinen süreci kısaca değerlendirebilir
misiniz-" sorusu üzerine, sürecin birden bire başlamış bir süreç olduğunu
bildirdi.
Kendilerinin adeta bir misyona davet edildiğini anlatan Göka, "Çok hızlı
seyreden bir sürecin içindeyiz. Heyetin adlandırılması bile özenli olmadı.
Türkiyede siyaset dili ve insanların siyaset algısı çok keskin ve
belirleyicidir. O yüzden böyle bir heyete ihtiyaç vardı. Geniş halk kitleleri
nasıl bir sürece girildiğinin gayet net farkında. Heyet olarak daha çok görüş
almaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Grup Üyesi Vahap Coşkun ise "Muhalefetle daha sağlıklı bir iletişim
kurulabilir mi-" sorusunu "Bu süreç içinde iktidar ile muhalefet arasındaki
ilişki son derece önemlidir. İktidar partisine düşen görevin çok fazla olduğu
dile getiriliyor. Raporu en önemli önerilerinden biri siyasetin dilinin
yumuşatılması olacak. Bu da toplumsal kesimlere sirayet edecek. Bizimle görüşmek
isteyen bütün toplumsal kesimlerle görüşmeyi amaçlıyoruz" diye yanıtladı.
"Bu sürece sivil toplum kuruluşu desteği yeteri kadar mı- Sürecin
provokasyonlarla akamete uğraması durumunda neler olabilir-" sorusu üzerine
Coşkun, şunları söyledi:
"Gezdiğimiz 7 ilde iki tespitimiz var. Bunlardan biri okuma yazma oranı
arttıkça sürece olan karşıtlık artıyor. Halkın içindeki, sıradan günlük hayatını
yaşayan insanların sürece daha çok destek verdiğini görüyoruz. Sivil toplum
kuruluşları politik angajmanları yüksek olduğundan toplumun kendisi, onlardan
daha fazla sürece destek veriyor. Süreç başarısızlıkla sona erdiğinde acılar
katlanarak büyüyor. Umutların yükseldiği yerde yıkılma olursa öfkeyi beraberinde
getiriyor. Bu süreç daha ümitvar. Bunun ön önemli nedeni sürecin kısmı
şeffaflıkla yürütülmesidir. Sürecin toplumla iletişim şeklinde yürütülmesi ve
siyasal aktörlerin süreç içinde yer alması provokasyonu aza indiriyor."
-"Gerçek adaletin tecellisi söz konusu"-
"İnsanlar çözüm süreci hakkında soru sorarken bir yenilmişlik duygusu mu
yaşanıyor-" sorusunun yöneltildiği Doğu Ergil ise sisteme bir itiraz olduğunda,
sistemin kendisini dışladığına inananların itirazların dile getirmesi gerektiğini
vurguladı.
Sorunun ne askeri ne de bir güvenlik meselesi olduğuna değinen Ergil, "Bu
bir sosyal uzlaşmazlığa tepkidir. Sistemi esneterek, daha duyarlı hale getirerek
nasıl uzlaşırızı müzakere ediyoruz. Burada gerçek adaletin tecellisi söz
konusudur dedi.
Taşgetiren de Türkiyede toplumun genelinde sıkıntılarının bulunduğunu,
ülkedeki her kesimin yaşadığı sistemden kaynaklı sıkıntıların var olduğunu
bildirdi.
"Daha demokratik bir sistem içinde kimse yenilmeyecek" diyen Taşgetiren,
duygu tamirinin sürecin en önemli yeri olduğuna değindi.
Bir gazetenin "Süreç, Türkiyede kutuplaşmayı artırıyor mu-" sorusuna yanıt
veren Hilal Kaplan da, ülkenin kimlik politikalarıyla parçalara ayrılarak kendi
egemen politikalarını gündeme geçiren bir tarihi silsilesinden geçtiğine değindi.
Türkiyedeki arızaların giderilmesi gerektiğini anlatan Kaplan, "Kalpleri
onarmadan önce bu haksızlıkların giderilmesini sağlayalım. Kürtlerin sıkıntıları
ve talepleri olduğu kadar diğer toplumsal kesimlerin de sıkıntıları var. Yeni
anayasa süreci ve demokratikleşmeye dair reformlar hepimizi ilgilendiren
meseleler" diye konuştu.
Muhabir: Deniz Açık
Yayıncı: Mürsel Çetin