Cumhurbaşkanı Gül Reyhanlıda:(3)

Cumhurbaşkanı Gül Reyhanlıda:(3) "Gerek Emniyet teşkilatımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız hep koordineli çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir" -"100 tane olaydan 99unu önlersiniz, bunları duyurmazsınız. Ama bir tane


HATAY (A.A) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Reyhanlıdaki bombalı saldırılar konusunda istihbarat zaafı iddialarıyla ilgili "Gerek emniyet teşkilatımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız hep koordineli çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir" dedi.
     Gül, Reyhanlı Kaymakamlığının önünde yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "MİT ile Emniyet arasında bir kopukluk olabileceğini düşünüp düşünmediğini" sorması üzerine Gül, olağanüstü bir süreçten geçildiğini, bölgenin ve bu şehirlerin de olağanüstü bir durumda olduğunun altını çizdi.
     Birden bire nüfusun arttığını, birçok hassas durumların meydana geldiğini ve bütün bunlarla ilgili adi olayların da artabileceğini anlatan Gül, kötü niyetlilerin arayıp da bulamadığı bir ortam olduğunu, böyle bir ortamda devletin tabii ki tedbirini aldığını söyledi.
     Gül, bu tarz durumlarda herhangi bir kötü olaya fırsat vermemek için emniyet ve istihbarat teşkilatları ile bütün güvenlik birimlerinin teyakkuzda olduğunu ve elinden gelen her şeyi yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
     "Bu çerçevede gerek Emniyet teşkilatımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız hep koordineli çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir. Tabii ki teşkilat, bugün zanlı olarak mahkemelere taşınan isimleri zaten takibe almışlardı. Bu tip bazı eylemlerin olabileceğinden kuşkulanıyorlardı. Her iki teşkilatın da bu yönde uyarıları ve çalışmaları var. Burada şunun düşünülmesini isterim; 100 tane olaydan 99unu önlersiniz, bunları duyurmazsınız. Ama bir tanesi elden kaçınca bu acılar çekilir, durum budur. Şüphesiz hepimizin görevi yüzde 100 başarılı olmaktır. Nerede- nasıl oldu- Bu kadar takip altında olup, bu takipler onun bunun duyumu değil. Bunlar teknolojiyle ilgili konular. Deliller, teknik deliller böyleyken nasıl oldu da kaçtı ve gerçekleşti bununla ilgili de bütün çalışmalar, araştırmalar, incelemeler, soruşturmalar tabii ki yapılıyordur ki bir daha bu tip şeyler olmasın diye."
     Gül, "BMde Suriye kınandı. Sadece kınanması yeterli mi- Daha ileri adım atılması gerekiyor mu-" şeklindeki soru üzerine, Suriyede akan kanın durmasını arzu ettiklerini vurguladı.
     Suriye halkının da demokrasinin, özgürlüğün nimetlerinden, hukukun üstünlüğünden faydalanan halklar gibi faydalanma hakkı bulunduğunu ve taleplerinin meşru olduğunu ifade eden Gül, "Dolayısıyla bu konunun uzamaması, bizim bütün arzumuz budur" dedi.
     Gül, Kaymakamlıkta Reyhanlının önde gelenleri ve bazı acılı ailelerle bir araya geldiğini bildirerek, hepsini büyük olgunluk içinde gördüğünü anlattı.
     Onların gösterdiği olgunluğu herkesin göstermesi gerektiğini belirten Gül, "Hepimizin hassasiyetlere dikkat etmemiz gerekir. Sözlerimiz nereye gider bunları bilmemiz gerekir. Söylediklerimizi kulaklarımızın duyması gerekir, özellikle böyle günlerde" dedi.
    
     -"Suriyede olup bitenlerin, kaosun Türkiyeye taşınmasına, buna asla müsaade etmeyiz"-
    
     Gül, bir basın mensubunun "Cilvegözü Sınır Kapısındaki patlama, düşürülen savaş uçağı, Akçakaleye düşen bombalar ve Reyhanlıdaki saldırı sonrası Türkiyenin cevap veremediği, caydırıcılık yönünde eksik kaldığı" iddiaları olduğunu belirtmesi üzerine, bu şekilde düşünmemek gerektiğini söyledi.
     Devlet olmanın sorumluluğu ve kararlılığının muhakkak gösterileceğini, bundan da hiçbir şüphesi olmadığını kaydeden Gül, şöyle konuştu:
     "Ama Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiyenin farkı demokrasi ile idare edilen bir hukuk devleti olmasıdır. Örtülü, çeşitli diktatörlüklerin, demokrasi ve hukukla ilgisi olmayan ülkelerin, vicdanla ilgisi olmayan ülkelerin yaptıkları metotları Türkiye metot olarak seçmemiştir. Çünkü Türkiyenin kategorisi demokrasi ve hukuktur. Bu ama hiçbir zaman Türkiyenin caydırıcılığını zedeleyecek bir şey de olamaz, devlet olmanın sorumluluğu ve yükümlülüğüdür. Eminim ki bunlar en dikkatli şekilde, günü geldiğinde de herkes bunu görecektir. Türkiye, Suriyede olup bitenlerin, kaosun Türkiyeye taşınmasına, buna asla müsaade etmeyiz. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Buna asla müsaade etmeyiz. Bunun da bilinmesini isterim."
    
     -Uluslararası çevrelerin katkıları sembolik-
    
     Cumhurbaşkanı Gül, "Uluslararası çevrelerin Türkiyenin son yılların en büyük mülteci krizi ile karşı karşıya kaldığını söylediğinin, kendisinin bu görüşe katılıp katılmadığının" sorulması üzerine, "Katılıyor musunuz" ifadesine gerek olmadığını, 200 bin kişinin çadırlarda yaşadığını ve Türkiyenin kendi imkanlarıyla onların ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi.
     Çok sayıda insanların da kendi imkanlarıyla şehirlerde yaşadığını belirten Gül, "Unutmayın Ürdün gibi bir ülkede 400 bin kişi var. Türkiyenin gücü, nüfusu ve büyüklüğüyle Ürdünü düşünürseniz Ürdünde 400 bin kişi var. Şehirlerde olanlar da yüz binlerce. Bu bir insanlık sınavıdır. Büyüklük ve asaleti burada göstereceksiniz. Allah hiç kimseyi ve ülkesini bu duruma düşürmesin" dedi.
     Gül, insanlık adına yapılanların asalet sayfasına yazıldığına dikkati çekerek, uluslararası camianın daha fazla dayanışma içinde olup, retorik söylem ve hamasetle Suriye meselesine yaklaşmaması gerektiğini ifade etti.
     Türkiyenin bu zor şartlarda kalan insanlara yaptığı bütün maddi yardımlara uluslararası katkıların sembolik olduğunu vurgulayan Gül, bundan da öteye gitmediğini kaydetti.
     Gül, Türkiyenin gücünün yanında daha zorda durumda olan Suriyenin komşularının ise ne yapacağını şaşırmış durumda olduğunu sözlerine ekledi.
    
     (Bitti)
    
     Muhabir: Anıl Bağrık
     Yayıncı: İsa Sansar
<< Önceki Haber Cumhurbaşkanı Gül Reyhanlıda:(3) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER