Denizli Barosu: Güvenlik paketi demokratik geleceğe büyük tehlike oluşturuyor

Denizli Barosu: Güvenlik paketi demokratik geleceğe büyük tehlike oluşturuyor

Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, hükümet tarafından çıkarılmak istenen İç Güvenlik Paketi'nin, vatandaşların hak ve özgürlükleri ve toplumun demokratik geleceği bakımından büyük bir tehlike oluşturduğunu söyledi. Bir hukuk ve savunma örgütü olan baronun görevinin, Türkiye için risk oluşturacak böyle bir kanunu kabul edecek milletvekillerini kanunlaşmaması için uyarmak olduğunu ifade eden İlhan, paketin bu haliyle Anayasa ve kanunların birçok maddesine aykırı olduğunu iddia etti.

Baro Başkanı İlhan, "Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yaşama hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, çalışma hakkı ve ödevi, olağanüstü hal ilanı yetkisi, yargı yetkisi, kanuni hâkim güvencesi ile mahkemelerin bağımsızlığı ilkeleri olmak üzere Anayasa'nın toplam 15 maddesine aykırılık içermektedir." dedi. Tasarı incelendiğinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesinde yer alan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı, 10. maddesinde yer alan ifade özgürlüğü ve 11. maddesinde yer alan toplanma özgürlüğü haklarını sınırlandırmaya yönelik düzenlemeler getirildiğinin anlaşıldığını söyledi.

'SAVCI YERİNE, POLİS VE JANDARMA KARAR VERECEK'

Tasarının 1. maddesiyle kişilerin özel alanları olan üstü, kişisel eşyası ve arabasının aranması için hâkim ve adli bir makam olan savcı yerine, "kolluk amiri" adı altında polis ve jandarma görevlileri tarafından karar verileceğini belirten İlhan, "Polise bireysel suçlarda 24 saat, toplu suçlarda 48 saatlik gözaltı yetkisi verilmek istenmektedir. Mevcut durumda gözaltı kararını savcı verir. Tasarıda ise polise, yakaladıklarını savcıya haber vermeden 24 saat, toplu suçlarda 48 saat alıkoyabilme yetkisi verilmek istenmektedir. Bu adım, pratikte gözaltında geçen ilk 24 saatin, toplu suçlarda 48 saatin yargısal denetimin tamamen dışına çıkması anlamına gelecektir. Mevcut durumda savcı ve yargıç denetimi varken dahi birçok işkence vakası yaşanırken ilk 24 saati yargısal denetimden kaçırılmış bir gözaltı kurumunda, işkence vakalarının artması sürpriz olmayacaktır. Bu nedenle bu değişiklik teklifi, açıkça işkence ve kötü muamele konusunda polise izin verilmesi anlamına gelmektedir." diye konuştu.

'CUMHURİYET SAVCISININ YETKİLERİ VALİ VE KAYMAKAMLARA GEÇİYOR'

Valiler ve kaymakamların görev ve yetkilerini anlatan 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun ilgili maddelerine bazı eklemeler yapılarak, adli kolluk amiri görevi yüklendiğini vurgulayan Müjdat İlhan, "Cumhuriyet savcısının görevi olan suç soruşturmasını yürütme yetkisi, vali ve kaymakamlara verilmiş olmaktadır. Bu halde yargının bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesi ağır zarar görmekle birlikte yürütmenin yargıya olan saygısı ortadan kalkarak, bir hukukçunun yürütmenin emri altına girmesi durumu oluşmaktadır." şeklinde konuştu.

'DEĞİŞİKLİKLER TOPLUMSAL MUHALEFETE OLAN TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN ÜRÜNÜDÜR'

Bu tasarıyla Türkiye'de hak ve özgürlüklerin gelişimi ve toplumsal meselelerin demokratik yollarla çözüm arayışları yerine, güvenlik ve polisiye önlemlerle çözüm arayan bir yola sapılacağını savunan İlhan, "Bu düzenlemeyle toplumda daha çok bir kaos oluşacak, sorunlar daha bir içinden çıkılmaz hale gelecektir. Tasarıyla getirilmek istenen ve yapılması düşünülen değişiklikler, toplumsal muhalefete olan tahammülsüzlüğün ürünüdür. Kişi temel hak ve özgürlüklerini ihlal eder nitelikte ve antidemokratiktir. TBMM'de sayısal üstünlüğe dayanarak yargıya yapılan müdahaleler zincirinin yeni bir halkası, yürütmeye bağlı yargı yaratma gayretinin devamı olması nedeniyle tasarı, kuvvetler ayrılığı prensibine de aykırıdır." ifadelerini kullandı. CİHAN
<< Önceki Haber Denizli Barosu: Güvenlik paketi demokratik geleceğe büyük... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER