ANTALYA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2013 yılında
nasıl mali politikası uygulanacağı ile ilgili hiç kimsenin bir fikri yok. ABD
gibi dünyanın en büyük ekonomisinin öngörülemez gibi bir lüksü olamaz dedi.
Babacan, Tekirova turizm merkezindeki Rixos Otelinde düzenlenen ve 21
ülkeden katılımcının yer aldığı Diyalog Avrasya Platformu (DAP) Küresel
Ekonomik Düzeni Yeniden Düşünmek başlıklı Antalya Forumuna katıldı.
Babacan, forumun küresel ekonomi, finans sistemi ile ilgili teşhis ve tedavi
konusunda önemli yol gösterici olacağını kaydetti.
Dünyayı 2008-2009 yıllarından itibaren etkisi altına alan küresel krizin
devam ettiğini anlatan Babacan, krizle ilgili tartışmalar yapıldığını, pek çok
ülkenin farklı yaklaşımlar ve politikalar izlediğini, ancak henüz sorunların
çözümlenmediğini vurguladı.
Krizin ilk aşamasının bankalarla ilgili olduğunu ve devletlerin o bankalara
uyguladıkları farklı model ve müdahalelerle finans sistemindeki çöküşün
ertelendiğine işaret eden Babacan, Ancak krizin içinde bulunan devletlerin
kriterleri ciddi bir şekilde sorgulanıyor. Bankalar sıkıntıya girdiğinde o
bankaların yanına atılan devlet imzası, krizin ilk aşamasında belki ortalığı
sakinleştirmek için yeterliyken bugün itibarıyla devlet imzasının değeri çok çok
düşmüş durumda diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Avrupa Birliğine üye ülkelerde ciddi sorunlar
yaşandığını dile getirerek, ABDde sorunların ciddi boyuta ulaştığını, bütçe
çağının milli gelirin yüzde 10a, milli borç durumunun ise yüzde 100e ulaştığını
kaydetti. Çözüm olarak şu anda yapılan tek şeyin para basmak olduğunu söyleyen
Babacan, bu şekilde finans kuruluşlarının çökmesinin önlendiğini ifade etti.
Kriz nedeniyle parasal gelişmenin ne zaman ve nasıl normale döneceği ile
ilgili kimsenin bilgisi olmadığını belirten Babacan, şunları söyledi:
2013 yılında nasıl mali politikası uygulanacağı ile ilgili hiç kimsenin
bir fikri yok. ABD gibi dünyanın en büyük ekonomisinin öngörülemez gibi bir lüksü
olamaz. Çünkü sorumluluk sadece o ülkeyle değil, küresel finansal ve ekonomik
sistem ile alakalı bir durumdur. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde orta vadeli
en az 3 yıllık programla neler yapılması gerektiği ortaya konulur.
Avrupa Birliğinde 2. Dünya Savaşından sonraki en derin krizin yaşandığına
işaret eden Babacan, asıl depremin merkezini avro bölgesinin oluşturduğunu
kaydetti. Son dönemde önemli adımlar atıldığını, 25 ülke tarafından ortak bir
maliye çerçeve konusunda liderler seviyesinde mutabakata varıldığını anlatan
Babacan, Avrupa Birliğine üye ülkelerin ve büyük finans kuruluşlarının iflasının
şimdilik ertelediğini belirtti.
IMF ve dünya bankalarının Yunanistana, İrlandaya ve Portekize müdahale
ettiğini, İspanya ile İtalyada yeni göreve başlayan hükümetlerin olumlu atımlar
attığını, ancak hala olumlu bir tablo çizilemediğini ifade eden Babacan, Bu yıl
avro bölgesi toplama baktığımızda daralacak, ekonomik büyüme negatif olacak.
Gelecek yıl ile ilgili büyüme ya sıfır ya az artı, ya da az eksi o mertebede
bekleniyor dedi.
-Güven sorunu-
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, alınan tedbirlere, müdahalelere rağmen avro
bölgesinde önemli bir unsur olan güvenin eksik olduğunu vurguladı. Güven
olmadığında ne yapılırsa yapılsın ekonomide büyümenin sağlanamayacağına işaret
eden Babacan, İşin teknik yönü, mali, finansal politikalar, bunların hepsi
önemli, ama halkta güven var mı, iş dünyasında güven var mı- Bunlar sağlanamadığı
zaman ekonomik kalkınma, büyüme mümkün değil diye konuştu.
Küresel kriz ile ilgili liderler tarafından yüksek sesle tartışmaların
yapıldığını, farklı politikaların açıklandığını dile getiren Babacan, bu
gürültünün çözüme yönelik atılan adımları, tedbirleri gölgelediğini belirtti.
Babacan, Avrupalı dostlarımıza her platformda kendi aranızda her şeyi tartışın,
kapıları kapatın, bütün kavganızı edin, ama aldığınız kararlar konusunda da hep
beraber arkasında durun, artık farklı farklı fikirler, farklı farklı yaklaşımlar
kamuoyunda önünde dillendirmeyin önerisinde bulunuyoruz diye konuştu.
Krizin sonucu olarak siyaset kurumunun da zayıfladığını kaydeden Babacan,
hükümetlerin çok sık değiştiğini, hükümetler ile parlamentolar arasında kopuklar
oluştuğunu bildirdi. Pek çok hükümet başkanının, pek çok bakanın kendi orta ve
uzun vadede geleceğini göremediğini ifade eden Babacan, Dolayısıyla hemen kısa
vadede adım atıp, kısa vadede sonuç alabilecek yöntemler peşinde koşuyorlar. 3
sene sonra Ben var mıyım yok muyum- diyor, bu kısa vadeli yaklaşım uzun vadede
istikrarı ve güveni sağlayacak politikaların oluşmamasına neden oluyor dedi.
Krize yönelik 25 ülkenin vardığı mutabakat kapsamında ortak alınan
kararların uygulanabilirliği konusunda da riskler bulunduğuna işaret eden
Babacan, özellikle avro bölgesinin risk alanında olduğunu kaydetti.
Japonyanın da krizden etkilendiğini, hemen hemen her yıl bir hükümet
değiştiğini, milli borcunun milli gelirin yüzde 200ünü aştığını dile getiren
Babacan, neredeyse 10 yıldır ekonomisinin büyümediğini belirtti.
(Sürecek)
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu