ANTALYA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Güç dengeleri
hızla değişiyor, dünyada ekonomik güç batıdan doğuya doğru hızla kaymakta.
Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayan bir güç söz konusu
dedi.
Babacan, Tekirova turizm merkezindeki Rixos Otelinde düzenlenen ve 21
ülkeden katılımcının yer aldığı Diyalog Avrasya Platformu (DAP) Küresel
Ekonomik Düzeni Yeniden Düşünmek başlıklı Antalya Forumuna katıldı.
Babacan, burada yaptığı konuşmada, gelişmekte olan ülkelerin büyüme
hızlarının arttığını vurgulayarak, Artık bu krizden sonra gerçekten küresel
ekonomiyle ilgili, ekonominin yönetimiyle ilgili, küresel finans ekonomik
kurumlarıyla ilgili yeni baştan tasarımlar ve yeni baştan düşünce gerekmektedir.
Güç dengeleri hızla değişiyor, dünyada ekonomik güç batıdan doğuya doğru hızla
kaymakta. Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayan bir güç söz
konusu. Böyle bir ortamda artık G 20 platformu daha ön plana çıktı diye
konuştu.
Küresel ekonomi ile ilgili dengelerin yeniden kurulabilmesi için güçlü bir
mutabakat zemininin mutlaka oluşması gerektiğine dikkati çeken Babacan, eğer bir
ülke sadece kendi ulusal perspektifinden bu krizi çözmeye yaklaşırsa bu krizin
kısa bir dönem içinde çözülemeyeceğini söyledi. Her ülkenin ulusal menfaatleri
ile küresel istikrar arasında mutlaka bir denge kurabilmesi gerektiğini kaydeden
Babacan, aksi takdirde kayıpların daha da devam edebileceğini söyledi.
Krizin uluslararası finansal kuruluşlarda yönetim yapısının değişmesine
neden olduğuna işaret eden Babacan, Hem IMFde hem Dünya Bankasında hisseler
değişti. Yönetim yapılarında gelişmekte olan ülkelerin ağırlığı arttı. Bugünkü
küresel ekonomik güç dengeleri artık IMF ve Dünya Bankasına daha iyi yansıyor.
2. Dünya Savaşından sonra kurulan bu kurumlar o dönemin galip ülkelerin bir
bakıma ağırlıkta olduğu yapıdan, bugünkü dünya gerçeklerine uygun hale geliyor
dedi.
Ancak bir kurumun 2. Dünya Savaşından sonraki yapısına takılı kaldığına
işaret eden Babacan, bunun da Birleşmiş Milletler olduğunu anlattı. Babacan,
Birleşmiş Milletlerde 2. Dünya Savaşında galip ülkelerin özel imtiyazları
bulunduğunu dile getirdi.
Artık dünyanın değiştiğini, 21. yüzyılda daha farklı anlayışa ihtiyaç
olduğunu vurgulayan Babacan, şunları söyledi:
Eğer Birleşmiş Milletler mevcut yapısında ısrar ederse, inat ederse
meşruiyeti ciddi şekilde sorgulanmaya başlayacak. IMF, Dünya Bankası yapısındaki
değişiklik kurumların meşruiyetini korumak için yapıldı. Eğer adil bir temsil
olmazsa, dünyadaki güç dengeleri adil bir şekilde kurumlara yansımazsa bu
kurumların etkinliği azalır. Aynı gerekçe Birleşmiş Milletler için de geçerli.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde mutlaka adil bir temsil görmemiz
gerekiyor. Dünya kamu vicdanı, insanlık adına olan haykırışların mutlaka karar
organına yansıması gerekiyor. Aksi halde zaman içinde etkisini yitirmiş bir hal
alacak.
-Ülkeler finansal ve ticari konuda yüksek duvarlar örmeye başladı-
Küresel krizin bir başka olumsuz sonucu olarak ise pek çok ülkenin finansal
ve ticari konuda kendi etrafında yüksek duvarlar örmeye başladığını anlatan
Babacan, bunu bir popülizm olarak gördüğünü kaydetti.
Pek çok ülkenin krizi dışarıdan geldiğini gerekçe sunarak, ekonomik ve
ticari ilişkilere yönelik yüksek duvarlar ördüğünü anlatan Babacan, Türkiye
olarak insanların, ülkelerin arasında serbestçe dolaşabilmesini, ürünlerin
serbestçe girebilmesini, paranın, finansın serbestçe dolaşabilmesi, enerjinin
serbestçe dolaşabilmesi, fikirlerin, düşüncelerin serbestçe dolaşabilmesini
arzulamaktayız. Bu yapı tüm ülkelerin kazanacağı bir yapı olacaktır dedi.
Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomi, insan ve çevre gibi üç boyutlu şekilde
gerçekleşeceğini vurgulayan Babacan, bu üç unsura da gereken önemin verilmesi
gerektiğini bildirdi. Ekonomi politikalarının rasyonel akılcı, ayağı yere basan
politikalar olması gerektiğini dile getiren Babacan, insan ile çevre unsurlarının
da dikkate alınması ve günü kurtarmak yerine geleceğe yönelik uzun vadeli adımlar
atılması gerektiğini kaydetti.
-Türkiyede reform sürecine devam etmemiz lazım-
Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiyenin son 10 yılda siyasi, sosyal,
ekonomik alanlarda ciddi bir dönüşüm yaşadığını kaydetti. Demokratikleşme
konusunda da önemli adımlar atıldığını belirten Babacan, Temel hak ve özgürlük
konusunda, hukukun üstünlüğü konusunda önemli adımlar atıldı. Ama attığımız
adımlara bakacak olursak daha atmamız gereken adımların olduğunu görüyoruz. Biz
henüz bu süreci tamamlamadık, önemli eksikliklerimiz var, bunların farkında
olmamız lazım ve reform sürecine devam etmemiz lazım diye konuştu.
Türkiyede en yüksek kalitede demokrasiye ulaşmak ve temel hak ile
özgürlükler konusunda asla yerinde saymamak gerektiğini ifade eden Babacan, basın
özgürlüğüne de önem verdiklerini bildirdi.
Türkiyenin artık her konuda halkına açık bir ülke haline geldiğini ifade
eden Babacan, Artık insanları sınırlamak, insanları belli formatlara hapsetmek
fiilen mümkün değil, ya siyasi yapı buna uygun gelecek ya da toplumsal basınç
gereğini yapıp geçecek dedi.
Babacan, 2002 yılında Türkiyenin milli gelirinin 3 bin 500 dolar olduğunu,
9 yılda bunu 3e katladıklarını dile getirerek, Türkiyedeki değişimin en önemli
kaynağının güven ve istikrar olduğunu vurguladı. Sorunların farkında olduklarını,
daima çözüme yönelik gayret sarf ettiklerini anlatan Babacan, krizlere rağmen
bütçe çağının yüzde 12lerden yüzde 1lere, 2lere kadar düştüğünü söyledi.
Küresel kriz döneminde Türkiyede hiçbir bankanın zarar görmediğini,
devletten bir kuruş para aktarılmadığını kaydeden Babacan, bunların siyasetteki
istikrarın ve ekonomi politikalarında hedeflenenlerin gerçekleşmesiyle mümkün
olduğuna dikkati çekti.
Türkiyede adalet ve eğitim alanlarına da büyük önem verdiklerini vurgulayan
Babacan, Bir ülke yüksek gelirli, kalkınmış ülke olmak istiyorsa aynı zamanda o
ülkede hukukun üstünlüğü de olması lazım. Bu nedenle yargı reformlarımız devam
edecek. Mahkemelerin hızlı çalışması, tutarlı, güvenilir karar vermesi çok çok
önemli diye konuştu.
Ekonomik kalkınmanın iyi yetişmiş insan gücüyle mümkün olacağının altını
çizen Babacan, bu doğrultuda eğitim alanında önemli reformlar yapıldığını
bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, pek çok ülkenin bugün Türkiyeyi ilham kaynağı
olarak gördüğünü ve model olarak aldığını belirtti.
(Bitti)
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu