AFYONKARAHİSAR (A.A) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Görmez, Diyanet işleri teşkilatında 128 bin personelin olduğunu belirterek,
Personelin yüzde 75i köylerde, yüzde 25i de şehirlerde görev yapıyor. Ama
halkımızın dağılımı nasıl, tam tersi. Aslında bu açıdan baktığımızda çok ciddi
bir enerji israfımız ve çok ciddi bir insan israfımız var dedi.
Prof. Dr. Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Afyonkarahisarın
Sandıklı ilçesinde bir otelde gerçekleştirilen İl Müftüleri Seminerinde konuştu.
İl müftüleri istişare toplantılarının her birinin adeta bir din şurası
vazifesi görmeye başladığını belirten Görmez, iki amaçla bir araya geldiklerini
bunlardan ilkinin geçmişin muhasebesini yapmak ikincisinin ise geleceği planlamak
olduğunu söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı gibi, toplumun kılcal damarlarına kadar hizmet
taşıyan bir kurumun daha Türkiyede olmadığını ifade eden Görmez, Öyleyse bizim
daima aylık, 6 aylık, bir yıllık ve 5 yıllık planlarımız olmalı. Bu toplantıların
bir faydası da kendimizi yenilememizdir. İnsanoğlu sürekli eskiyor, bizim daima
kendimizi yenilememiz lazım dedi.
Toplantının bir başka amacının da kalpleri birleştirmek olduğunu ifade eden
Görmez, şöyle konuştu:
Kalpleri birleştirmeyen bir topluluk milletin kalplerini birleştiremez.
Bütün bu buluşmaları aynı zamanda bir şey için yapmak lazım. Yaptığımız bütün
işlerde asıl aramamız gereken şey acaba bu yaptığımız yüce Rabbimizi razı ediyor
mu- Biz Rabbimizi razı etmeden, cemaatimizi zaten razı edemeyiz. Dünya, insanlık,
ülkemiz hızla değişiyor. Ülkemiz insanlarının maddi refahı değişiyor. Bu
değişimlere paralel dini, manevi, ahlaki ve ibadet hayatı da değişiyor. Başta
şahsım olarak buradaki heyetin omuzlarındaki yük çok büyük. Maddi kalkınmayla
birlikte bir ülke, bir millet eğer manevi hayatını ayağa kaldıramazsa ahlaken
yücelmezse, o milletin yer yüzünde kalması mümkün değildir. Dolayısıyla iş
adamlarımız, valilerimiz, siyaset adamları, topyekun ülkemizi yöneten insanlar
aslında sadece maddi refahı yükselmekle yükümlü değiller. Aynı zamanda kültürle,
manevi hayatı yüceltmekle de yükümlüdür. Onun alt yapısını oluşturacak bu hizmeti
toplumun her kesimine götürecek olan heyet işte burada.
-Diyanet teşkilatında 128 bin din görevlisi var-
Görmez, 128 bin din hizmeti yürüten görevlinin olduğu bir müessesede
herhangi bir insanın Benim İslamdan haberim yok. Benim İslamdan haberim
olmadı demesi halinde, bunu Allahın huzurunda demesi halinde, en büyük
sorumluluğun kendilerine ait olacağını bildirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak daima toplumun dini, ahlaki, manevi ve
ibadet hayatını nasıl ayağa kaldırabilecekleri konusunda kafa yorması gerektiğini
belirten Görmez, şöyle devam etti:
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bazı gecikmelerimiz var. İnsanoğlu için
en büyük gecikme idrak gecikmesidir. Çünkü idrak geciktiği zaman sizin onu yapma
imkanınız yok. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak üzerinde düşündüğümüzde 4-5
konuda çok ciddi idrak gecikmemiz var. Hizmetlerimizi planlamamızda onun için çok
zorluk çekiyoruz. Birinci idrak gecikmemizi; biz çok hızlı bir şekilde köylerde
şehirlere göçün başladığı zamanlarda yaptık. Köylerden kentlere çok hızlı göçler
başladı, göçlerle birlikte gelişim, dönüşümler yaşandı ama diyanet olarak hizmet
politikaları, köyden kente göçen bütün bu insanları kuşatacak düzeyde değildi.
Birinci gecikmeyi burada yaşadık.
İkinci idrak gecikmesini büyükşehirlerin, metropol şehirlerin kurulduğu
zaman yaşadıklarını anlatan Görmez, Şehirler içinde şehirler kuruldu, biz yine
o şehirler kurulmadan önce hizmetlerimizi oraya taşıma imkanına sahip değildik.
Bunu sadece mahalli idarelere, bakanlıklara yıkmak doğru değil. Biz öz eleştiri
yapacaksak sadece kendi hizmet unsurlarımızı değerlendirmek zorundayız. Diyanet
teşkilatında 128 bin personel var. Ama personelin yüzde 75i köylerde, yüzde 25i
şehirlerde görev yapıyor. Ama halkımızın dağılımı nasıl, tam tersi. Halkın da
yüzde 25i köyde, yüzde 75i şehirde yaşıyor. Aslında bu açıdan baktığımızda çok
ciddi bir enerji israfımız, çok ciddi bir insan israfımız var. 3 haneli köyde de
görevlimiz var. Ama bazen 100 bin insanın yaşadığı yerde bir tek imamımız var.
Peki ne yapılabilir- İşte bu toplantılarda bunu konuşmalıyız dedi.
Muhabir: Mustafa Güngör
Yayıncı: Ömer Erim Baştimar