DİYARBAKIR (A.A) - Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi
tarafından düzenlenen Niçin Barış- Nasıl Bir Barış- Kimin İçin Barış-
çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı.
Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi tarafından Sümerpark Resepsiyon
Salonunda düzenlenen ve aralarında gazeteci, akademisyen ve STK temsilcilerinin
de bulunduğu katılımcıların sunum yaptığı Niçin Barış- Nasıl Bir Barış- Kimin
İçin Barış- çalıştayı sonuç bildirgesinde, Türkiyede Kürt meselesinin çözümüne
ve toplumsal barışın inşasına katkıda bulunmak amacıyla bu çalıştayın
düzenlendiği belirtildi.
İmralıda başlatılan görüşmelerin, sorunun çözümü için olumlu bir havanın
doğmasına yol açtığı ve çözüm imkanı sunduğu dile getirilen çalıştay sonuç
bildirgesinde, şu görüşlere yer verildi:
Bu görüşmeler desteklenmeli, görüşmeler kurumsallaşmalı ve müzakerelerin
her koşulda devamı sağlanmalıdır. Görüşmelerin sağlıklı bir zeminde yürümesi için
en kısa sürede bir çatışmasızlık ortamı yaratılmalı; taraflar, karşılıklı
adımlarla sürecin ilerlemesini kolaylaştırmalıdır. Bu bağlamda KCK davası
çerçevesinde tutuklananlar ile PKKnın elinde tuttuğu kişilerin serbest
bırakılması, süreci olumlu etkileyecektir. Çözüm için bütün taraflar, toplumsal
hassasiyetleri dikkate almalı ve süreci akamete uğratacak tavırlardan özenle
kaçınmalıdır. Fıratın doğusu ve batısındaki barış algısının ortaklaştırılması
için gayret sarf edilmelidir. Toplumsal kesimleri ötekileştiren ve toplumda
onlara karşı öfke ve nefretin yükselmesine neden olan bir dili kullanmaktan
imtina edilmeli, toplumsal uzlaşmaya hizmet edecek bir barış dili kullanılmasına
özen gösterilmelidir. Tüm toplumsal aktörlerin sürece katılmalarını sağlayacak
siyasi mekanizmalar açık tutulmalı ve iletişim kanalları çoğaltılmalıdır.
Barış görüşmelerinde tarafların eşit koşullarda diyalog ve müzakereleri
yürütebilmesi için Abdullah Öcalanın güvenlik, sağlık ve özgürlük koşullarının
iyileştirilmesi gerekir. Kürt meselesinin çözümü için, benzer sorunları yaşayan
ülkelerin deneyimlerinden faydalanılmalıdır. Ancak, çözüm taklit edilemez
gerçeğinden hareketle Türkiye kendi özgün çözüm modelini bulmalıdır. Sürece
sadece silahsızlandırma hedefi ile yaklaşılması sorunları çözmeyecektir. Kürt
meselesinin altında yatan sorun alanlarına yönelik anayasal düzenlemeler başta
olmak üzere hukuki, siyasi ve kültürel reform programları yürütülmelidir. Süreç
içerisinde provokatif eylemler olabilir. Taraflar, bu tür provokatif eylemleri
açığa çıkaracak kararlı bir irade göstermeli ve her koşulda sürecin devam
etmesini sağlamalıdır.
Kendi içinde toplumsal barışı sağlayamayan, Kürt meselesini çözemeyen bir
Türkiyenin, Suriye ve Ortadoğuya demokrasi ve barışı ihraç etme şansı olmadığı
vurgulanan bildirgede, Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Suriyedeki Kürt oluşumu
ile dostane ilişkiler geliştirmelidir. Çalıştayda tüm katılımcıların buluştuğu
ortak nokta, Kürt meselesinin çatışma, güvenlikçi bakış açısı ve savaş
politikaları ile değil, siyaset alanında diyalog, müzakere ve uzlaşma ile
çözülebileceği yönündedir. Sorunun demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl
temelde çözülmesi için her kesimin çaba sarf etmesi gerekir denildi.
Bildirgede ayrıca, Türkiye Barış Meclisinin farklı görüşlerden akademi,
medya, edebiyat ve sanat dünyasından katılımcılar ve STKlarla Barışa Omuz
Veriyoruz adıyla başlattığı imza kampanyasına, tüm çevrelerden aktif katılım
sağlanması çağrısında bulunulduğu kaydedildi.
Muhabir: Nail Kadırhan
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu