DİYARBAKIR (A.A) - Dicle Üniversitesi (DÜ) Genel Sekreteri Prof.
Dr. Sabri Eyigün, Hem değişen şartlara uygun yeni bir anayasa, hem de gerçekten
olağanüstü şartların zorlaması ile değil de, ihtiyaçtan doğan sivil bir anayasa
ihtiyacı ortadadır dedi.
Prof. Dr. Eyigün, Gençlik ve Spor Bakanlığı, DÜ Öğrencileri ve Mezunları
Derneği ile Diyarbakır 21 İl Gençlik Platformu işbirliğiyle Kongre Merkezinde
düzenlenen Yeni Anayasa Gençlik Çalıştayının açılışında yaptığı konuşmada,
dünyada yaşanan sosyal, kültürel ve siyasal gelişmelerin ülkemizde daha da hızlı
gerçekleştiğini ifade ederek, değişen şartlara uygun olarak yeni bir anayasa
yapılması ihtiyacının, toplumun tüm kesimlerinin kabul edildiğini söyledi.
Türkiyede her zaman yeni bir anayasa yapılması ihtiyacının doğduğunu
belirten Eyigün, ancak ilk kez neredeyse Türkiyedeki herkes tarafından yeni bir
anayasa yapılmasının zaruri görüldüğünü, bunun da anayasanın yapılmasını
doğuracak bir şart olduğunu bildirdi.
Eyigün, Türkiyede defalarca anayasa değişikliği yapıldığını hatırlatarak
şöyle dedi:
Bu değişikliklerin büyük bir kısmı da Türkiyedeki siyaset dışı kurumların
zorlaması gibi olağanüstü şartlarda oldu. Türkiyede hiçbir zaman istenen düzeyde
sivil bir anayasa yapılamadı. Bununla beraber şu an mevcut anayasadaki bazı
hükümler, 50 yıl 100 yıl öncesindeki değişikliklere dayanıyor. Dolayısıyla hem
değişen şartlara uygun yeni bir anayasa, hem de gerçekten olağanüstü şartların
zorlaması ile değil de, ihtiyaçtan doğan ve sivil bir anayasa ihtiyacı ortadadır.
Sivil anayasa hep tartışılıyor. Sivil anayasa sivillerin yaptığı bir anayasa
değildir, çünkü Türkiyedeki bütün anayasalar, siviller, hukukçu profesörler
tarafından yapılmıştır. Yaptıranlar başkası olabilir ancak yapanlar sivillerdir.
Burada kastedilen sivil düşünce, hem anayasanın yapım sürecini hem de içerik
olarak demokratik ve özgürlükçü olmasını ifade ediyor. Herkes sivil bir anayasa
olsun istiyor. Ancak sivillerin de hepsinin bakışı aynı değil. Çünkü insan, sahip
olduğu düşünce, ideoloji ve değerleri ile olaylara bakar. Bunun için Türkiyede
sivil toplumun, bütün kurum ve kuruluşların ortak aklıyla yeni bir anayasa
yapılırsa, bu gerçek yeni bir anayasa olur.
Çalıştayın moderatörü İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kasım
Karagöz ise, anayasanın amacının devletin yetkilerini sınırlandırmak olduğunu
belirterek, bireyin temel hak özgürlüğünün güvence altına alınması için devletin
anayasal bir belgeyle sınırlandırıldığını söyledi.
-Laiklik tükenmiş, tüketilmiş bir kavramdır-
DÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Ergün ise, laiklikle demokrasi arasındaki
ilişkinin her zaman tartışıldığını, laikliğin demokrasilerde din ve vicdan
özgürlüğünün bir şemsiyesi olarak düşünülmüş bir sistem olduğunu, dolayısıyla
laikliğin demokrasinin olmazsa olmaz bir unsuru olmadığını savundu.
Laiklik olmazsa demokrasi olmaz gibi bir mantıksal yürütme yapılamaz
diyen Ergün, laiklik olmasa da din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen İngiltere,
Portekiz ve Danimarkadaki gibi sistemler olduğunu belirtti.
Ergün, anayasasında laiklik olan 2 ülke bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle
konuştu:
Bunlardan biri Fransa, ikincisi ise Türkiyedir. Türkiyedeki anayasada
buna 10 yerde, Fransada ise bir yerde vurgu yapılmıştır. Avrupada din ve vicdan
özgürlüğünün en fazla sorunlu olduğu 2 ülke Fransa ve Türkiyedir. Demek ki
laiklik uygulaması din ve vicdan özgürlüğünün kullanılması açısından uygun bir
sistem değildir. Çünkü uygulayan ülkelerde problem çıkıyor. Bu nedenle laiklik
sisteminin dışında Avrupada özellikle Fransa ve Türkiyenin dışındaki ülkelerin
uyguladığı din vicdan hürriyetine ilişkin konuyu onlara bakarak, onlardan ilham
alarak kendi benliğimizi ve toplum yapımıza uyarlaşyarak yeni bir sistem
geliştirmemiz mümkündür. Laiklik konusunda bunu yapamıyor ve anayasaya yine
laikliği koyalım diyorsak da çoğulculuğa saygı göstermemiz gerekir. Devletin
dinin, dinin de devletin karşısında özerk olması gerekir. Diyanet İşleri
Başkanlığının Başbakanlığa bağlı olması laikliğin temel unsurlarına aykırı bir
durumdur. Laikliği bir sistem olarak uygulayacaksak dini emellerin yerine
getirilmesi gibi konularda devlet tamamıyla tarafsız olmalıdır.
Konuşmaların ardından DÜ Hukuk Fakültesi öğrencileri yeni anayasaya ilişkin
sunum yaptılar.
Muhabir: Sema Kaplan
Yayıncı: