DİYARBAKIR (A.A) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker,
"Türkiyede barışın yerine savaşı hakim etmeye, savaştan beslenenler ne kadar
çaba sarf etse de onlara rağmen, onlara inat, biz yine bu mücadeleyi
sürdüreceğiz" dedi.
Sağlık Bakanlığınca Diyarbakır Sağlık Müdürlüğüne gönderilen 10 ambulansın
teslim törenine katılan Eker, yaptığı konuşmada,Hatayda dün bir menfur saldırı
olduğunu hatırlatarak, Türkiyenin gücünü sınamaya kalkışan, Türkiyeyi
kışkırtmaya çalışan menfur, hain ellerin bombaları patlattığını söyledi.
Olayda şehitlerin ve yaralıların olduğunu belirten Eker, şöyle devam etti:
"Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Türkiye büyük bir ülke, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Bu badireleri bu
sıkıntıları elbette ki aşacağız. Güzel bir geleceği inşallah birlikte inşa
edeceğiz. Türkiyede barışın yerine savaşı hakim etmeye, savaştan beslenenler ne
kadar çaba sarf etse de onlara rağmen, onlara inat, biz yine bu mücadeleyi
sürdüreceğiz. Bunu en iyi anneler bilir. Bugün anneler günü bunun değerini
kıymetini, bunu en iyi, bu acıyı geçmişte yaşayanlar bilir. Onun için o
ızdırabın, hüznün, acıların ortaya koyduğu tecrübeyle, birikimle biz o hoşgörüyü
kendi medeniyetimize yasalanarak bu süreci birlikte inşa edeceğiz. Yüreği yanan
annelerin acısına son vermek, bir daha annelerin acı yaşamaması için başladığımız
çözüm sürecini inşallah bu memleketin hayrına, huzuru için neticeye
ulaştıracağız. Yüreğimiz zaman zaman yansa da ağrısa, acısa da gözlerimiz yaşarsa
da mutlu ve mutlu bir gelecek için yine barış, özgürlük ve kardeşlik türkülerini
birlikte söyleyeceğiz."
Diyarbakırda birçok annenin doğum yaparken öldüğünü, bebeğini kaybettiğini
bildiğini anlatan Eker, şöyle konuştu:
Çünkü sağlık hizmetleri yeterli değildi. Bu şehir Türkiyede bağırsak en
yüksek oranda olduğu ildi. Çünkü sular kirli, sağlık, altyapı hizmetleri,
bulaşıcı hastalıklarla mücadele yeterli değildi. Bugün Türkiyede herkes sağlık
hizmetlerinden en iyi şekilde istifade ediyor. Sağlık ekipleri her yerde ve
herkese sağlık güvencesi olsun veya olmasın hizmet veriyor bu çok önemli.
Anneler Gününe değinen Eker, annesi hayata olan herkesin annesinin çok iyi
bilmesini, onlara çok saygı göstermelerini istediğini, kendisi gibi annesini
kaybetmiş olanların hepsinin annesine de rahmet dilediğini bütün annelerimizin
ellerinden öptüğünü sözlerine ekledi.
Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas da 2002 yılında 3 ambulansın bulunduğu
Diyarbakırda bugün 67 ambulans olduğunu kaydetti.
AK Parti iktidarından önce Türkiye genelinde 600ün altında ambulans
bulunduğunu ve bunların bir kısmının da gayri faal olduğunu vurgulayan Kafkas,
şunları söyledi:
"600 ambulansın ortak özelliği bakanlığı devraldığımızda depolarında mazot
yoktu. Vatandaş ihtiyacı varsa, deposuna da mazotu koyacak kadar da parası varsa
o ambulanslardan yararlanma imkanına sahipti. Bugün ambulans sayımız 3 bin
civarındadır ve 750 ambulans alım hazırlıklarına da başladık. Diyarbakırda,
Diyarbakır ve çevresindeki insanımızın acil sağlık sorunlarını gidermek üzere 1
ambulans uçağımız var. Ambulanslarımız da uçaklarımız da bir telefon mesafesinde,
ülkedeki bütün insanımızın emrinde. Daha önce 3 tarafı denizlerle kaplı
ülkemizde, sanki bu ülkede hiç deniz yokmuş gibi denizden hiç yararlanmayı
düşünmedik. Ama Allaha şükür bugün botlarımızla denizden de acil hizmetlerin
altyapısını kuruyoruz ve yetmez. 200 yataklı dev bir hastane gemimizin ihalesi
tamamlanmak üzere."
-"Bu topraklarda bir sevgi fukaralığı yaşıyoruz"-
Kafkas, dün kendi ülkesindeki insanının sağlık problemlerini gideremeyen,
sağlıksız bir yapının sahibi bir ülke iken, bugün 75 milyona eşit, adil,
sürdürülebilir bir sağlık hizmeti sunduklarını bildirdi.
Agah Kafkas, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama artık bugün biz 75 milyonla sınırlı değiliz. Bugün bizim UMKE
ekiplerimiz var, buradan herkesin alkışlamasını isterim. Dünyada medarı
iftiharımız onlar bizim. Dünyada nerede akan bir kan, akan bir gözyaşı varsa,
UMKE o gözyaşını silen, bu milletin eli oldu. Nerede siliyor- Somalide,
Afganistanda, dünyanın dört bir tarafında... Nerede olursa olsun, kim olursa
olsun, hangi millet, hangi dilden olursa olsun hiç fark etmez. Mazlumsa ağlıyorsa
orada bizim elimiz var Allaha şükürler olsun. Yani devlet olmanın gereği budur
diye düşünüyorum. Doluluk oranında doktor da hemşire de Diyarbakıra pozitif
ayırımcılık yaptık. Ana yüreği ve ana sevgisinin bu ülkede sevgiyi yeniden
tanımak, tanımlamak ve yeniden yaşanmasına neden olmasını diliyorum. Çünkü bu
topraklarda bir sevgi fukaralığı yaşıyoruz. Biz çocuklarımıza seni seviyorum
demeyi ıskontolu yapan bir milletiz. Ölürüz, aşık oluyoruz sevgilimize seni
seviyorum demeyi beceremeyiz niye- şımarır deriz. Bu topraklarda sevgiyi
öldürdüler. Gelin bu süreçte bu farklılıkların bir zenginlik olduğunun farkına
varalım, insan olduğu için yaradandan dolayı birbirimizi sevelim."
Muhabir: Nail Kadırhan
Yayıncı: A. Fatih Tekcan