SAMSUN (A.A) - Fazla kilolu olmanın ve hareketsiz yaşamın,
vücutta insülin bulunmasına rağmen etkisini gösteremediği insülin direnci
denilen durumu oluşturarak, diyabete neden olduğu bildirildi.
Samsun Medicana Hastanesi Dahiliye Bölümü Uzmanı Dr. Yüksel Kaş, 14 Kasım
Dünya Diyabet Günü dolayısıyla, diyabet hastalığı ve tedavisiyle ilgili
uyarılarda bulundu.
İnsülinin, pankreastan salgılanan ve şekerin hücre içine girmesini sağlayan
bir hormon olduğunu anlatan Kaş, Diyabet ise pankreastan salgılanan insülin
hormonunun azlığı, yetersizliği ya da etkinliğinin azalması sonucu ortaya çıkan
ve kan şekerinin yüksekliği ile seyreden bir hastalık. Ağız kuruluğu, çok su
içme, çok idrara çıkma, el ve ayaklarda güçsüzlük, tekrarlayan enfeksiyonlar,
sürekli açlık hissi, ani kilo kaybı, yavaş iyileşen yaralar en sık görülen
belirtilerdir ifadelerini kullandı.
Kilolu, hareketsiz, ailesinde diyabeti olan, gebelik sırasında şekeri yüksek
seyreden kişilerin risk altında olduğunu vurgulayan Kaş, şöyle devam etti:
Fazla kilolar ve hareketsizlik, vücutta insülin bulunmasına rağmen
etkisini gösteremediği insülin direnci denilen durumu oluşturarak diyabete
neden olur. Haftada en az 3 gün 45 dakika tempolu yürüyüş, yürüme mesafesindeki
yerlere giderken araç kullanmamak, yürüyerek gitmek, mümkün olduğunca asansör
kullanmamak, bilinçsiz diyet yapmamak, şekerli ve yağlı gıdaları diyetimizde
sınırlı olarak bulundurmak ilk akla gelen önerilerdir.
-Diyet, tedavinin en önemli ayağı-
Günde üç ana ve üç ara öğünden oluşan, hekim, hasta ve diyetisyenin birlikte
belirleyeceği diyet listesine uymanın, tedavinin en önemli kısmı olacağını
belirten Kaş, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Diyetine uymayan bir hastanın şekerini düzenlemenin hiçbir şekilde mümkün
olmayacağı unutulmamalıdır. Bunun dışında ağızdan alınan ilaçlarda aç ya da tok
alınması önerilenlerde bu kurala uyulması, insülin kullanan hastalarda ise
insülinin her zaman yemekten önce yapılmasına ve insülinden sonra her zaman yemek
yenmesine dikkat edilmesi önemlidir.
Dr. Yüksel Kaş, diyabet hastalarının evde şeker ölçümü yaparak kendilerini
takip etmeleri ve doktora çok nadir gitmelerinin en sık yapılan yanlış olduğunu
vurgulayarak, şunları kaydetti:
Oysa ki evde şeker ölçümünün amacı, hasta kendini kötü hissettiğinde
doktora gidene kadar şekerini ölçüp, şeker düşüklüğünü ya da yüksekliğini tespit
edebilmektir. İyi bir diyabet takibinde her üç ayda bir yapılan testlerin
tekrarlanması ve yine belirli aralıklarla hastanın göz muayenesinin yapılması,
nöroloji ve kardiyoloji hekimi tarafından da değerlendirilmesi gerekebilir.
Muhabir: Anıl Kuru
Yayıncı: Orhan Topal