EDİRNE (A.A) - Edirnenin fethinin 652. yıl dönümü etkinlikleri
kapsamında "Osmanlı Devleti ve Edirnenin Fethi" konferansı düzenlendi.
Devecihan Kültür Merkezinde düzenlenen konferansta konuşan tarihçi Prof.
Dr. Fehamettin Başer, Osmanlı Devletinin topraklarını genişleterek hakim olduğu
yerlerde Türk-İslam kültürünü yaşatma ülküsü ile hareket ettiğini söyledi.
Edirnenin 1361 yılında fethedildiğini hatırlatan Başer, Edirne fethinin hem
Balkanlara doğru ilerleme hem de İstanbula yapılacak seferler için önemli bir
adım olduğunu ifade etti.
Osmanlının Edirneden hareket ederek Üsküp, Filibe, Selanik ve Balkanların
büyük bir bölümüne sahip olduğunu aktaran Başer, şunları kaydetti:
"Balkanlar, Edirnenin fethinden sonra Türk kimliğini kazanmaya başlamıştır.
Burada kendimize Osmanlının geniş topraklara sahip olmasında fetih yöntemi
neydi- sorusunu sorabiliriz. Anadolunun alınmasından önce Osmanlı, Balkanlarda
farklı dinlere, mezheplere ait yerli halk ile hoşgörü içerisinde hakimiyet
yaşamıştır. Bunun sebebi nedir- Bu başarıya ulaştıktan sonra orada sağlamca nasıl
kalıyordu- Burada pek çok faktör var ama öncelikle, Osmanlıların fethettikleri
yerlere uyguladıkları hoşgörü siyaseti en önemli faktörlerden birisidir. Anadolu
fetihlerinden itibaren, Osmanlı hükümdarları fethedilen bölgede yaşayan
insanların yaşayış tarzlarına karışmadılar. Onların can ve mal güvenliklerinden
kendilerini sorumlu saydılar."
Başer, hoşgörülü idare anlayışına İslam öncesi Türk devletlerinde de önem
verildiğini anlatarak, "İnsanların huzuruna ve inanç hürriyetine çok dikkat
edilmişti. Günümüzde bazı durumlarda Osmanlı hoşgörüsü aranır olmuştur. Akil
İnsanlar da Osmanlı hoşgörüsü uygulamasını anlatıyor. Yakın dönemde Balkan
devletlerinin azınlıklara uyguladığı durumlarla Osmanlı devleti
karşılaştırıldığında yönetimin farkı ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
-"Mimari açıdan çok önemli yapılar var"-
Prof. Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu da Osmanlı devletinin geniş topraklara
yayılarak birçok eser bıraktığını söyledi.
Edirnede Osmanlı devletine ait önemli izlerin olduğunu belirten Çobanoğlu,
"Edirnenin tarih içerisindeki bu parlak dönemi son yüzyıllara gelindiğinde hızlı
bir çöküntü ile tahrip olmaya başlamıştır. O dönemlerdeki iç karışıklıklar ve
Balkanlardaki toprak kayıpları, Edirnenin işgali ve boşaltılması gibi
sebeplerden dolayı üçyüzbin kişinin şehit olması ile tarihi eserlerde de büyük
kayıplara yol açmıştır. Osmanlı devrinde ve bu dönemde, Edirne bol minareli bir
şehir olarak karşımıza çıkmaktadır. Edirnede mimari açıdan çok önemli yapılar
var" dedi.
Prof. Dr. Hüsrev Subaşı ise İstanbulda birçok tarihi eser bulunmasına
rağmen Edirnenin ayrı yeri ve önemi olduğunu ifade etti. Subaşı, Edirne tarihi
eserlerindeki işleme ve sanatların kendine has bir özellik taşıdığını kaydetti.
Konferansa, Edirne Valisi Hasan Duruer, Vali Yardımcıları Abdullah Aslaner,
Salih Altınok ve vatandaşlar katıldı.
Muhabir: Cihan Demirci
Yayıncı: Nurettin Coşkun