İZMİR (A.A) - Yunus Karakaya - İzmir Bölgesi Su Ürünleri
Kooperatifler Birliği Başkan Vekili Hasan Eser, bölgede trollerle kaçak avcılık
yapıldığını öne sürerek, kaçakçılığın önüne geçilmesi için ilgili kurumların bir
konsorsiyum kurması ve denizlerde farklı istihbarat kaynaklarına yönelinmesi
gerektiğini söyledi.
Eser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birliğin faaliyet alanındaki
denizlerde kaçak avcılık faaliyetlerinin, işini yasalara uygun olarak, dürüst
şekilde yapan balıkçıya büyük zarar verdiğini, balıkçının da kaçak avcılığın
üzerine gidilmesini istediğini belirtti.
Hükümetin oy kaybetme riskini göz önüne alarak özellikle balık boylarına ve
av derinliklerine sınırlamalar getirerek denizleri gelecek nesillere ulaştırma
noktasında çaba sarfettiğini, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tepkilere
rağmen dik duruşunu bozmadığını belirten Eser, bu iradenin işini dürüst yapan
balıkçılarca desteklendiğini ifade etti.
Buna rağmen Ege Denizinde uygulamada ayağında sıkıntılar bulunduğunu
kaydeden belirten Eser, İzmirde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne bağlı
ekiplerin denetimler yapmasına rağmen memur sayısı, araç ve ekipman sayısının
yetersiz olması nedeniyle etkili sonuç alınamadığını ileri sürdü.
Eser, şöyle konuştu:
Türkiyede illegal avcılık yaparak yakalanan balıkların aklanma merkezi
İzmirdir. Burada pazarlanmak üzere Türkiyenin hemen hemen tüm balıkçılık
bölgelerinden İzmire kamyonlar dolusu balık nakledilmektedir. Çünkü avlanması,
alımı ve satımı yasak olan balıkları riske etmeden en iyi şekilde pazarlamanın
merkezi İzmirdir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde görevli denetim
memurları her ne kadar ellerinden geleni yapsalar da memuru sayısının yetersiz
olması, memurların can güvenliği tehlikesi ve istenilen düzeyde istihbaratın
sağlanamaması İzmirin kaçak balık cenneti olmasına neden olmaktadır.
-İstanbuldaki gibi işbirliği zorunlu-
Marmarada bu konuda başarılı çalışmalar yapıldığını, İstanbulda Sahil
Güvenlik Komutanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, üniversiteler, sivil
toplum örgütleri ve balıkçılar arasında iş ve güç birliği anlayışı bulunduğunu,
İzmirde ise bu ortamın bir türlü oluşturulamadığını öne süren Eser, bu sorunun
kanun çıkarmakla çözülemeyeceğini, uygulama ayağında tüm tarafların işbirliğinin
zorunlu olduğunu ifade etti.
Bölgede kaçak trollerle avcılığın da büyük bir sorun olduğuna işaret eden
Eser, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sorun sadece dışarıdan getirilip tezgahlarda satılan yavru balıklar
değildir. Son birkaç yıldır özellikle Çandarlı ve Aliağa kıyılarında halk
arasında şebeke diye bilinen illegal troller adeta kol gezmektedir. Bu tekneler
gelecek nesillere miras bırakacağımız denizlerimizi talan etmektedirler. Denizin
mafyası adlandırdığımız bu kaçak troller, bölgemizde hüküm sürmektedirler.
Kaçak avcılık yapanlar hayattan çok fazla beklentisi olmayan insanlardır. Bu
nedenle de dürüst balıkçılar onları ihbar etmekten ve kamera ile suçu
kanıtlamaktan çekinmektedirler. Çünkü bir çok balıkçımız ihbarcı kimliğinin gizli
tutulmadığını iddia ediyor. İzmirde ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında bir
konsorsiyum kurulmalı, karada polisin, jandarmanın yaptığı gibi denizlerde de
farklı istihbarat kanallarına yönelinmelidir.
Eser, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununun yeniden düzenlenmesi, Su Ürünleri
Genel Müdürlüğünün taşrada da örgütlenmesi, denetim ve eğitim için her
kooperatifte bir su ürünleri mühendisinin istihdam edilmesi gerektiğini
belirterek kamu spotları aracılığıyla tüketicinin de kaçak avcılığa karşı
bilinçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
-330 bin lira para cezası uygulandı-
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlü Ahmet Güldal ise kaçak avcılıkla ilgili
yoğun ihbar aldıklarını, su ürünleri denetim ekiplerinin anında denetim yaptığını
belirterek geçen yıl 5 bin 600 denetim sonucu kaçak avcılıkla ilgili 330 bin lira
para cezası uygulandığını, 22 ton balığa el konduğunu ifade etti.
Personel ve imkanlar konusunda sorunlarının bulunmadığını ancak çok geniş
bir sahada çalıştıklarını kaydeden Güldal, İzmirde balık hali ve toplu satış
merkezlerini kontrol edebiliyoruz. Ancak ara sokaklardaki muhtelif satış
yerlerine aynı anda ulaşma imkanımız olmuyor. Dolasıyla yerel yönetimlerin ve
diğer kamu kuruluşlarının bu konuda hassas olması gerekiyor. Emniyet güçleri ve
Sahil Güvenlik ekipleriyle iyi bir çalışma yapabildiğimize inanıyorum. Herhangi
bir ihbar geldiğinde yarım saat içerisinde müdahale yapabiliyoruz dedi.
Güldal, başka illerden yasal olmayan boylarda balıkların geldiği ve
satıldığı iddiaları hakkında ise Ben, İzmire kolay kolay sızma olacağına,
sürekli bir giriş olacağına inanmıyorum. Arada kaçak olabilir ama onlar da
ihbarlarla ortaya çıkıyor zaten dedi.
Konuyla ilgili vatandaşın işbirliğinin de gerekli olduğuna işaret eden
Güldal, Hangi balıkların hangi boylarda tüketilmesi gerektiğini ilan ettik, sık
sık da duyurusunu yapmaktayız. İnternet adresimizde bu bilgiler mevcuttur. Yasal
olmayan boylardaki ve özelliklerdeki balıkların tüketilmemesi, satışının
görülmesi halinde ihbar edilmesini bekliyoruz diye konuştu.
Yayıncı: Osman Kurt