KOCAELİ (A.A) - Ekonomi Balanı Zafer Çağlayan, yıllarca
başkalarının ekonomik başarı hikayelerini dinleyerek büyüdüklerini belirterek
Artık öyle bir dönemdeyiz ki, dünyanın küresel krizden geçtiği, adeta dünyada
ezberlerin bozulduğu, öngörülerin yıkıldığı bir ortamda, şükürler olsun artık
Türkiyenin de 10 yıldır süre gelen siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde, krize
meydan okuyan bir başarı hikayesi var dedi.
Kocaeli Valiliğince Başiskele ilçesindeki bir otelde düzenlenen İl
Ekonomi İstişare Toplantısına katılan Çağlayan, burada yaptığı konuşmada,
Devlet Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı döneminde dünyanın çevresini 30 kez
turladığını söyleyerek Türkiyenin yurt dışında itibarını, Türk işletmecilerin
itibarını, ülkemize gelen yabancı devlet adamlarının Türkiyeye gösterdiği ilgi
ve alakayı görüyorum ve yaşıyorum ifadelerini kullandı.
-Artık biz başkalarının başarı hikayelerini değil, başkaları bizim
hikayemizi anlatıyor-
Yıllarca başkalarının ekonomik başarı hikayelerini dinleyerek büyüdüklerini
belirten Çağlayan, şunları kaydetti, 1945lerde, Almanyanın, Japonyanın adeta
yerle bir olmuş bir vaziyetteyken, dünyanın en büyük ekonomik faktörleri haline
geldiğini, 1950lerde Türkiyenin aynı çizgide başladığı Güney Korenin nasıl
bizi sollayıp geçtiğini hep bir birimize anlattı. Öyle bir dönemdeyiz ki,
dünyanın küresel krizden geçtiği, adeta dünyada ezberlerin bozulduğu, öngörülerin
yıkıldığı bir ortamda, şükürler olsun artık Türkiyenin 10 yıldır süre gelen
siyasi istikrarı var, getirmiş olduğu ekonomik istikrar var ve adeta dünya
krizine meydan okuyan bir başarı hikayesi var. Artık biz başkalarının başarı
hikayelerini değil, başkaları bizim hikayemizi anlatıyor.
Bundan 10 yıl önce 36 milyar dolar ihracatı olan Türkiyenin, ihracatının
yarısını yaptığı Avrupa pazarlarındaki sıkıntıya rağmen, ihracatının dörtte
birini yapmış olduğu Kuzey Afrika ve Ortadoğuda yaşanan siyasi ve ekonomik
çalkantılara rağmen, nasıl böyle bir krizden başarı ile çıktığını ve ihracatını
152 milyar dolara getirdiğini, memurun maaşını ödemek için, 1 milyar dolar için
IMFnin kapısında bekletilen bir Türkiyenin, böylesi küresl krizde, IMF desteği
olmaksızın, hiçbir yerden destek ve yardım almaksızın, böylesi bir küresel
krizden nasıl ekonomisini başarılı bir şekilde büyüttüğünü herkes konuşuyor
Çağlayan, işsizliğin Avrupayı kasıp kavurduğu, Yunanistanda, İspanyada
her iki gençten birinin işsiz olduğu, Portekizde, İtalyada neredeyse 4 kişiden
birinin işsiz olduğunu, AB işsizlik ortalamasının yüzde 10,7 olduğu ortamda,
herkes Türkiyenin yüzde 9,1lik bir işsizlik rakamından bahsettiğini anlatan
Çağlayan Tarihimizde hep ilkleri gerçekleştiriyoruz dedi.
-Leblebi bile atsanız bu kriz patlayacaktı-
Çağlayan konuşmasını şöyle sürdürdü:
2001de bu ülkeye inanmış ve yatırım yapmış bir sanayiciydim, ama 2001
krizinin de Türkiyeyi nereye götürdüğünü de çok net bilen biriyim. -Efendim
Anayasa kitabı fırlatıldı- diyorlar. Ne Anayasa kitabı. Leblebi bile atsanız bu
kriz patlayacaktı. Çünkü, Türkiye kamu borçları yüzünden sıkışmış, duvara
dayanmıştı. Çünkü, Türkiye bütçe açıklarında iki haneli rakamların üzerine
çıkmıştı. Türkiye üç haneli faiz ve enflasyonu görmüştü. Ve Türkiyede özel
sektörle haksız rekabet yapan bir kamu vardı, devlet vardı. Ve Türkiyede
kontrolsüz, denetimsiz ve milletin parasını devlet garantisi ile toplayıp yiyen
bir bankacılık sistemi vardı.
Bugün gelinen noktada Türkiyede bırakın bir bankanın batmasını, burnu
bile kanamadı. Çünkü etkin bir denetim, düzenleme ve hata yapanı cezalandıran bir
sistem var. Bugün öyle bir siyasi irade var ki, bankalardan, bankacılardan
korkarak raporları tozlu raflarda saklayan bir siyasi anlayış yok. Türkiye böyle
bir ortamda finans kesimine bir kuruşluk destek yapmaksızın bu küresel krizi
geçirdi
Türk bankacılık sisteminin bazı yönlerini eleştirdiğini, özellikle özel
sektöre ve tüketiciye olan davranış biçimlerini eleştirdiğini söyleyen Çağlayan,
Hangi görevde, hangi bakanlıkta olursam olayım eleştirmeye devam edeceğim. Ama
buna rağmen bankalarımız dünyanın iki katı sermaye yeterlilik rasyosuna
sahiptir dedi.
-Avrupanın 23 ülkesini geride bıraktık-
ABnin ekonomik anayasası konumunda Mastrit Kriterlerinin enflasyonlarda 4
tane şart koştuğunu belirten Çağlayan, faizde, bütçe açıklarında ve bilhassa bir
ülkenin toplam iç ve dış borçlarının, yani kamunun tüm borcunun milli gelire
oranını yüzde 60dan fazla olmasını tehlike olarak gördüğünü ifade ederek Biz
geçen sene yüzde 39,4lük bir başarı elde ettik. İşte buydu bizi başarılı tutan.
Mastrit Kriterleri, bütçe açıkları yüzde 3ü geçmemeli der. Biz geçen sene
1,3lük bir başarı elde ettik. Avrupanın 23 ülkesini geride bıraktık diye
konuştu.
Bu konuda geçmişten dersini almış ve hiçbir şekilde popülizm yapmayan bir
hükümet olduğunu dile getiren Bakan Çağlayan, 2001 yılındaki seçimlerde Türkiye
eğer popülist politika üretseydi, geçmişteki gibi herkesin kaşına gözüne bakıp oy
almak için olmayacak vaatleri verseydi, 1 liraya mazot verseydi, çalışmayana 600
lira vereceğim şeklinde havadan sudan taahhütler vermiş olsaydı, bugün ben
sizlere bunları konuşamazdım. Başbakanımızın bizlere bu konuda hiçbir şekilde
tavizi söz konusu değil ifadelerini kullandı.
2012de bütçe açıklarının bir miktar yükseldiğini, bunun da iki nedeninin
olduğunu belirten Çağlayan, şunları kaydetti, Bir tanesi Van depremi. 5 milyar
lira harcadık. Allah vermesin. Devlet böyle günler için var. Devlet, milleti için
var. Millet varsa devlet var. Diğer neden ise benimde zaman zaman eleştirdiğim,
büyüme rakamlarının küçük olmasının ortaya çıkarmış olduğu bir sonuç. Türkiye
ekonomisi büyüdükçe ve geliştikçe, devletin gelirleri artacaktır
-Özel sektör olmasaydı 153 milyar dolar ihracat yapamazdık-
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kamu dış borcunun bulunmadığını, aksine
alacağının olduğunu açıklayan Bakan Çağlayan, Özel sektörün dış borcu olduğunu
belirterek Niye borçlanmış özel sektör- Gazino mu yaptı, kumar mı oynadı- Özel
sektör içeride yeterli finansman imkanını bankalardan bulamadığı için, Merkez
Bankasının -inmesi gereken- faizleri indir dediği için, gidip yurt dışından daha
ucuza kredi buldu. Ne yaptı bu kredi ile- İşletmesini büyüttü. Yatırım yapmasa,
modernizasyon yapmasa, biz nasıl 153 milyar dolar ihracat yapabilirdik dedi.
Çağlayan, sırf muhalefet yapmak adına, özel sektörün borcunun da devletin
borcu olarak gösterilmeye çalışıldığını söyledi.
Geçmişte bize hasta diyenler, şimdi oksijen çadırında, Türkiyeye hasta
diyenler ciddi zorluklar içerisindeler ifadelerini kullanan Çağlayan,
karşılıksız borçlanmalar, harcamalar ve Türkiyeye karşı her türlü iki yüzlülüğü,
riyakarlığı yapan Avrupa Birliği, Yunanistanın, İspanyanın, Portekizin bu
paraları batırmasına müsaade ettiğini bildirdi.
-Batan bir ülkede benim insanımın ne işi var--
Bunlara rağmen, AByi, Türkiyeye karşı farklı bir davranış içinde olmakla
suçlayan Çağlayan Onlar hala Türkiyeyi eski Türkiye sanıyorlar. Zannediyorlar
ki, Türkiye ABye girince, bir sürü insan gidecek Avrupaya iltica edecek. Batan
bir ülkede benim insanımın ne işi var- Şu anda ekmeğe muhtaç, hergün kavganın
gürültünün olduğu bir yerde benim insanım niye oraya gitsin şeklinde tepki
gösterdi.
Geçen yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 8,5 büyümesine karşılık, Avrupa
ekonomisinin yüzde 1,5 büyüdüğünü kaydeden Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü
Eğer Türkiye, AB üyesi bir ülke olsaydı, Türkiyenin içinde olduğu bir Avrupa
Birliği geçen sene yüzde 1,5 değil 1,8 büyüyecekti. Eğer Türkiye AB ülkesi
olsaydı, AB yüzde 20 daha fazla büyüyecekti. Bu kadar sayıda da işsiz
olmayacaktı. Ekonomiyi daha çabuk toparlayacaktı. Şimdi böyle bir Türkiye var
-Türkiye bu krizinde altından kalkamaz diyenlerin sokağa çıkacak yüzü
yok-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, 4 yıl önce bu kriz Türkiyeyi teğet
geçecek dediği zaman, kalbinden, gönlünden böyle olmasını istemeyenlerin,
muhalefet yapmak adına güldüklerini, yazılar yazdığını ve tabiri caizse dalga
geçtiklerini söyleyen Çağlayan Türkiye bu krizinde altından kalkamaz dediler.
Şimdi onların hiç birisinin sokağa çıkacak yüzü kalmadı. Bırakın krizin
Türkiyeyi teğet geçmesini, bu krizden başarı hikayesi de çıkan bir Türkiye var
artık diye konuştu.
-Türkiye, dünyanın eksenini takip eden bir yörüngededir-
Cumhuriyet tarihinde Türkiyenin ilk kez 243 gümrük bölgesindeki ülkelere
ihracat yaptığını ve 20 binden fazla ürün sattığını anlatan Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan, Türkiyenin dünyada sadece iki devlete ihracat yapamadığını belirtti.
Bunlardan birinin Mikronezya Federe Devleti, bir tanesi de Nauru devleti olduğunu
kaydeden Çağlayan, şöyle devam etti Bir tanesinin yüz ölçümü 700 kilometrekare,
diğerinin ise 35 kilometrekare. Orada da ihracat yapacağız. Türkiye, dünyanın
eksinini takip eden bir yörüngededir. Artık 500 milyar dolar ihracat hedefine
kitlenmiş bir Türkiye var
Kocaelinin bir ekonomi başkenti, bir bilim başkenti olduğunu söyleyen
Çağlayan, yerel yönetimleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla Kocaelinin çok şanslı
bir kent olduğunu söyleyerek Kocaelinin tek bakanı var. Ben de İzmitin
ekmeğini yemiş, havasını solumuş biri olarak, kabul ederseniz kendimi Kocaelinin
ikinci bakanı kabul ediyorum dedi.
(Bitti)
Muhabir: Metin Girgin
Yayıncı: Erdem Gültekin