KOCAELİ (A.A) - Şahin Oktay - Yunus Emre Günaydın - Yaklaşan
Kurban Bayramı nedeniyle ülkenin değişik bölgelerinden bir yıllık emeklerinin
karşılığını almak için kurban pazarlarına gelen besiciler, zorlu yaşam
koşullarına rağmen ellerindeki kurbanlıkları satarak evlerine dönecekleri günün
hayalini kuruyor.
Türkiyenin birçok yerinden gelerek İzmitteki hayvan pazarlarında çadır
kuran besiciler, sabahın erken saatlerinde yataklarından kalkarak, kurbanlıkların
bulunduğu çadırlara girip hayvanların altlarını temizleyerek yemini ve suyunu
veriyor.
Hayvanların ihtiyaçları karşılanırken, aşçılık görevini üstlenenler çay
suyunu koyduktan sonra domates ve ekmekten oluşan sabah kahvaltısını hazırlamaya
başlıyor. Hayvanların bakımlarının ardından kahvaltılarını yapan besiciler, daha
sonra müşterilerin gelmesini bekliyorlar.
Çadırlarda öğlen saatlerinden itibaren başlayan yoğunlukta çetin
pazarlıkların ardından kurbanlıklarını satan kimi besiciler, bir yıl boyunca
besledikleri hayvanlarından ayrılmanın hüznü ve bir kurbanlığı daha satmanın
mutluluğunu aynı anda yaşıyorlar.
-Akşamları okey turnuvasıyla stres atıyorlar-
Karanlığın yavaş yavaş çökmeye başlamasıyla işlerin bittiği pazarda, Van,
Erzurum, Kars, Ordu, Afyon ve bir çok ilden gelen besiciler, kendi aralarında
okey turnuvası düzenleyerek günün stresini atmaya çalışıyorlar. Çekişmeli ve
heyecanlı görüntülerin oluştuğu okey turnuvasında, besiciler günün yorgunluğunu
üzerlerinden atıyor.
Kurban satıcıları, uykunun iyice bastırmasının ardından bazı satıcılar,
hayvanların bulunduğu çadırda, bazıları da kamyon ve yaptıkları barakalarda
uyuyarak sabahlıyorlar.
Kurbanlık satmak için 16 yıldır Karstan Kocaeliye geldiğini anlatan Serkan
Moğultay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kurban Bayramına bir ay kala
kamyonların tutulduğunu ve hayvanların sağlık kontrollerinin yapıldığını söyledi.
Moğultay, Kurban Bayramına 20-25 gün kala da hayvanları kamyona yükleyip
iki günlük uzun bir yolculuğa çıktıklarını dile getirerek, daha sonra kendileri
için ayrılan yerde çadırlarını kurduklarını dile getirdi.
Hayvan hırsızlığından korktukları için geceleri nöbet tuttuklarını ifade
eden Moğultay, Zabıta da nöbet tutuyor ama hayvan sıkışır ya da gece kaçar diye
yine de rahat edemiyoruz. Her gece bir kişi yatmıyor. Sabah 6.30 gibi kalkıyoruz.
Hayvanların samanı hazırlanıyor. Gün ağardıktan sonra içlerine giriyoruz,
hayvanların bakımlarını yapıyoruz. Saat 09.30a kadar bakımlarla uğraşıyoruz,
sonra kahvaltı yapıyoruz daha sonra müşteri bekliyoruz. Gelip hayvanları
beğenecek insanlarla pazarlık yapılıyor, çaylar içiliyor, yemekler yeniyor. Gün
içinde normal bir sosyal hayatımız yok. Sadece çay içiyoruz ve müşterilerle
ilgileniyoruz şeklinde konuştu.
Moğultay, yoğunluğun genellikle Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri olduğunu
belirterek, hafta içi günlerinde de 16.00-18.00 saatleri arasında pazarda
hareketliliğin yaşandığını bildirdi.
-Birbirini tanımayan insanların kaynaştığı yer
Moğultay, müşterilerin hayvan pazarından ayrılmasının ardından saat
18.00den sonra şahsi temizliklerimizi yaptıklarını anlatarak, Üstümüzü
başımızı temizliyoruz, sonra arkadaşlarla oturup muhabbet ediyoruz. Zaten herkes
farklı bir yerden gelmiş, biri Karstan, biri Trabzondan, biri Samsundan.
Burası için birbirini hiç tanımayan insanların kaynaştığı bir yer diyebiliriz
ifadesini kullandı.
Yabancı bir yerde oldukları ve kalacak bir evleri olmadığı için yaşadıkları
zorluklara dikkati çeken Moğultay, şöyle konuştu:
Yemek yapma, yatma sorunumuz var ama hayvanlar satıldığı zaman insanlar
bunlara öyle güzel katlanıyor ki... Ama bir de hayvanlar satılmazsa bu daha da
zor oluyor insan için. Moral olmadığı zaman hiçbir şey yapamıyorsun. Sadece geçim
kaynağımız hayvancılık başka hiç bir şey yok. Ekip biçme de yok. Bu hayvanlar
satılırsa tekrardan hayvanlar alınıp ahırlara konulacak. Yayla zamanına kadar
onlara bakılacak, yayladan inince tekrar kurban zamanı gelecek. Yıllardan beri
yaptığımız bu. Adet gibi gelmiş, böyle gidiyor.
Para kazanamadığı için bu sene bir çok arkadaşının besiciliği bırakacağını
dile getiren Moğultay, yem ve saman fiyatlarının çok pahalı olduğunu kaydetti.
Moğultay, geçen sene 3 bin 750 liraya satın aldıkları hayvan için bu sene 4
bin 500 lira istediklerini vurgulayarak, hayvanların bir çoğunun banka kredisiyle
alındığını söyledi. Bu sene tek şanslarının ithal hayvanların gelmemesi olduğuna
dikkati çeken Moğultay, Kurban Bayramında ithal hayvanın kesilmeyecek olmasının
kendilerini rahatlattığını ifade etti.
-Çocuğum benden uzakta doğacak-
Memlekette bıraktığı eşinin bir hafta içinde doğum yapacağını kaydeden
Moğultay, Çocuğum benden uzakta doğacak. Eşim de durumdan şikayetçi, sürekli
arayıp gelmemi istiyor ama yapacak bir şey yok. Çok büyük paralar kazanmıyoruz
ama en azından rızkımız çıkıyor dedi.
Moğultay, şu ana kadar hayvanların yarısını sattığını dile getirerek,
fiyatlar tahmin ettikleri gibi olmadığı için bekledikleri satışları
yapamadıklarını ve satışların geçen seneye göre az olduğunu anlattı.
Fiyatların 3 bin liradan başlayıp 6 bin 500 liraya kadar çıktığını kaydeden
Moğultay, tek amaçlarının bu hafta hayvanları satıp borçları kapatmak olduğunu
bildirdi.
Vandan gelen Hakkı Kara ise Kurban Bayramı için büyükbaş ve küçükbaş hayvan
getirdiklerini anlatarak, şu ana kadar hayvanların yarısını sattıklarını söyledi.
Kara, hayvan pazarındaki hayatlarının çok zor geçtiğini vurgulayarak,
Sabaha kadar bekliyoruz. Kalıcı bir yer olsa daha iyi olurdu. Çadırda zor.
Uyandıktan sonra hayvanlara bakıyoruz, yem veriyoruz, samanını yapıyoruz.
09.00da kahvaltımızı yapıyoruz, kahvaltıdan sonra tekrar hayvanlara bakmaya
başlıyoruz. Gece soğuk oluyor, banyo yok zorluk ondan oluyor diye konuştu.
Yayıncı: Murat Paksoy