KAYSERİ (A.A) - Orhan Canbulatel - Kayseride yaptırdıkları
fakülte, yüksek okul ve araştırma merkezleri ile Erciyes Üniversitesinin (ERÜ)
fiziki gelişimine büyük katkılar sağlayan hayırseverler, buralarda çalışacak
gençlerin yurt dışındaki eğitim masraflarını karşılayarak bilimsel gelişmelere
katkı sunuyorlar.
Rektör Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
ERÜnün hayırseverlerin inşa ettiği bir üniversite olduğunu söyledi.
Bunun örneklerine dünyada çok az ülkede rastlandığına dikkati çeken
Keleştemur, şöyle devam etti:
Kayserili hayırseverler sadece fakülte, yüksek okul ve araştırma merkezi
yaptırmakla kalmıyor, genç bilim insanlarının yurt dışında eğitim almasını
sağlayarak üniversitemizin bilimsel gelişimine de destek oluyorlar. Çünkü, Ziya
Eren bu binaları yaptırabilir, Sayın Hacı Boydak yaptırabilir, Sayın Faruk Molu,
Mustafa Özhamurkar, Mehmet Sağıroğlu ya da Fevzi Mercan yaptırabilir ama
çalışacak bilim insanları olmazsa sonunda buraların kapısına kilit vurursunuz.
Temel unsur insandır.
Keleştemur, bu nedenle özellikle araştırma merkezleri yapılmadan önce Genç
Bilim İnsanı Yetiştirme Projesini başlattıklarını ifade ederek, şunları
anlattı:
YÖK ya da TÜBİTAK kanalıyla yurt dışına gidemeyen, yüksek lisans, doktora
düzeyindeki elemanlara finansman bulamazsınız. Bizim de Genom ve Kök Hücre
Merkezi (GENKÖK) gibi yerlerde çalıştıracağımız temel elemanlar gençlerdir. Bu
gençler için bir program başlattık. Devletle hiçbir ilgisi yok, hayırseverlerin
verdikleri paralarla yürüyen bir program. ABD, İngiltere, Kore, Almanya,
Hollanda, Belçika, Kanada, Kırgızistan, İtalya, İspanya, İsveç, Fransa ve Gineye
100 civarında genç bilim insanı gönderdik. Bunlardan bir kısmı geri döndü, bir
kısmı çalışıyor. Hayırseverlerimize bu konuda müteşekkirim.
-Gençler, yurt dışında takip ediliyor-
Genç bilim insanlarını yurt dışındaki eğitimleri süresince takip ettiklerini
vurgulayan Keleştemur, Hocalarıyla haberleşiyoruz. İnanın hocalarından gelen
yazılar bizleri duygulandırıyor. Birkaç tanesinin söylediği şu, Bu genci bize
gönderdiğiniz için çok teşekkür ederim. 30 yıldır bu laboratuvardayım, böyle bir
genç araştırıcıyla karşılaşmadım. Eğer siz almayacaksanız, ben burada hemen görev
verip çalıştırmaya başlatacağım diyor. Sağolun bize lazım diyoruz tabi diye
konuştu.
Keleştemur, sadece sağlık, mühendislik bilimlerinde değil, güzel sanatlarda,
mimarlık, edebiyat alanlarında da genç bilim insanlarını yurt dışına eğitime
gönderdiklerini ifade ederek, Ancak, ön önemlisi GENKÖK gibi merkezlerde
çalışacak olanlar. Çünkü, buraların altyapısını hazırlamamız gerekiyor dedi.
Genç bilim insanlarının dünyayı sadece Kayseriden, Türkiyeden ibaret
olmadığını görmelerini istediğine işaret eden Keleştemur, şu ifadeleri kullandı:
Bir öğrencimiz, Hocam orası çok farklı bir dünya. Cumartesi, pazar,
gecenin bir yarısı gidip laboratuvarda çalışmak zorundayız diyor. Bu çok önemli
bur husustur. Bilim insanının akşamı, gecesi, hafta sonu tatili yoktur. Bir insan
bilimle uğraşmak istiyorsa, sosyal hayatına çeki düzen vermek zorundadır, aile
hayatını ona göre dizayn etmek zorundadır. Ben de GENKÖKün 1-2 ay sonra, gece
lambası yanmıyorsa, müdürünün yakasına yapışacağım. Çünkü, bu ülkenin ilerlemek
için çalışmaktan başka yapacağı bir şey yoktur.
-Beyin göçüne Kayserili çözümü-
Keleştemur, hayırseverlerin desteğiyle yurt dışında eğitim alan genç bilim
insanlarının, kente bağlı olması, buradan ayrılmaması için Kayserili olmasına
özen gösterdiklerini belirtti.
Ancak, evlendikten sonra eşi başka bir şehirde yaşamak isteyen bilim
insanları için yapacakları bir şey olmadığını vurgulayan Keleştemur, şöyle devam
etti:
Bugüne dek yurt dışına gönderdiğimiz elemanlardan ayrılan olmadı. Gelir
gelmez zaten kadrolarını veriyoruz. Şöyle de bir durum var; Türkiyede çok sayıda
üniversite var ama bunların çalışacağı bir merkez olmadığı için kimse almak
istemiyor. Herkes doçent, profesör almak istiyor. Çünkü, yeni fakülte kurmuş,
öğretim elemanı ihtiyacı var. Bu gençlerin çalışabilecekleri yerler sınırlı. 3-5
yıl sonra gitmek isterse, ona bir şey diyemeyiz, demokratik hakkıdır.
-Yurt dışında çalışanlar geri dönmek istiyor-
Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, yurt dışında çalışan Türk bilim adamlarının
da Türkiyeye dönmek istediklerini ancak burada çalışabilecekleri yeterli
araştırma merkezi bulunmadığını dile getirerek, şöyle dedi:
Yıllardır bahsediyoruz, Türk bilim insanları ABDden, Avrupadan buraya
gelmiyorlar, vatanlarını sevmiyorlar mı, niye oraya hizmet ediyorlar da
Türkiyede bilimin gelişmesine katkıda bulunmuyorlar- İnanın onlar da katkıda
bulunmak istiyorlar. Fakat oradaki bir bilim insanın buraya gelmesi için
Türkiyede de çalışma ortamının olması lazım. Burada araştırma merkezi yoksa bir
bilim insanını Erciyes Üniversitesine getirerek heba etmiş olurum. Bunu yapmaya
hakkım yok ama şimdi bana her gün yurt dışından başvuru geliyor. Mektup
gönderiyorlar, bizzat geliyorlar. Hocam ben Avustralyada doktora yaptım, sizin
orada böyle bir merkez olduğunu duydum, oraya gelmek istiyorum diyorlar.
İngiltereden, ABDden gelmek istiyorlar. Çağırıyoruz, yol parasını da veriyoruz,
seni bir dinleyelim diyoruz. Seminer veriyor, konuşuyor, ilgili hocalara
gönderiyoruz, bize nasıl fayda sağlar, değerlendiriyor ondan sonra seçip
alıyoruz.
-Beyin göçünü tersine çevirdik-
Bilimin evrensel bir yapısı olduğunu, bilginin nerede üretilirse üretilsin
insanlığın ortak malı olduğunu vurgulayan Keleştemur, sözlerini şöyle tamamladı:
Amerikalı, İngiliz, Fransız bilim insanlarından da burada faydalanmak
durumundayım. Geliyorlar, geziyorlar, Ben burada çalışabilirim, anlaşalım
diyorlar. Mesela Azeri kökenli, uzun yıllar önce Fransaya göç etmiş bir bilim
insanıyla anlaştık, GENKÖKde çalışmaya başladı. Hindistan kökenli İngiltereden
ya da başka ülkelerden bilim insanları geldi çalışmaya başladı. Bu tür merkezler
olduğu zaman beyin göçünü tersine çevirme şansınız var. Biz tersine çevirdik, şu
an yurt dışında doktorasını bitirip buraya gelmek isteyen genç bilim insanları
var.
Yayıncı: A. Fatih Tekcan