BURSA (A.A) - Eski TBMM başkanlarından Hüsamettin Cindoruk,
(İmralıdaki görüşmeler) Böyle bir müzakere yapılacaksa burada aracı, Mecliste
bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) olmalıdır dedi.
Eski Adalet bakanlarından Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile Uğur Mumcu
Sahnesinde düzenlenen Yüz Yüze Söyleşileri adlı programa katılan Cindoruk,
basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İmralıda bir hükümlüyle müzakereye
başlamanın devleti sıkıntıya sokacağını belirtti.
Cindoruk, İmralıdaki görüşmelerin içeriğinin bilinmediğini ifade ederek,
şöyle konuştu:
Dışarıdan, biçimsel olarak bakıldığında devletimiz, bu müzakerelerde terör
örgütünün başı ile yüz göz olmuştur. Böyle bir müzakere yapılacaksa burada aracı,
Mecliste bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) olmalıdır. BDP, gerekli
istişareleri kiminle isterse yapar. Sonuçta eğer bir müzakere ve hatta bir
pazarlık yapılacaksa uzlaşmak için, devletin, hükümetin, parlamentonun muhatabı,
BDPdir. Ben sakıncalı buluyorum ve bu sakınca, hükümeti de devlet otoritesini de
yıpratmaktadır. Bu müzakereden sonuç alınmazsa burada kaybedecek olan devlettir,
devlet otoritesidir.
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de Türkiyede bölücü terör nedeniyle 1983ten
beri 40 bine yakın kişinin hayatını kaybettiğini ve 5 bin şehit verildiğini dile
getirerek, şunları kaydetti:
Bunun sona ermesi yolunda yalnız silahla değil ama belki böyle görüşmeler
yoluyla da bir sonuç alınabileceği umudu var. Bunun değerlendirilmesi gerekir ama
bölücü örgütün öteden beri bilinen bazı talepleri var. Uzun vadede bu talepler,
ayrı bir Kürdistan kurulmasında toplanıyor ama buna belirli aşamalarla gidilecek.
Bu nedenle o aşamalardan hangisi konusunda şimdi bir uzlaşmaya varılacak- Ana
dilde eğitim mi- Yoksa coğrafi özerklik mi- Bunu tabi bu görüşmelerin sonrasında
öğrenebileceğiz ama herhalde bölücü örgüt, silah bırakacaksa bunun karşılığında
Türkiyeden asgari bir takım talepleri olacaktır. O bakımdan cereyan eden
müzakereler, çok önemli.
Türkiyenin ödün veremeyeceği bazı noktalar olduğunu vurgulayan Türk,
Bunların başında Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü
gelir. Biz, üniter bir devletiz. Bu ülkenin bütün etnik gruplarının Türk kimliği
altında kendi kültürel özelliklerini yaşayabilmeleri, örneğin kendi dillerinde
yayın yapabilmeleri ki, bunların hemen hemen hepsi gerçekleşti, bu elbette
sağlanmalıdır ama burada ölçüyü çok iyi kullanmak gerekir. Hiçbir biçimde ileride
tam bir ayrılmaya gidebilecek herhangi bir ödün verilmemelidir diye konuştu.
Muhabir: Büşra Nur Özcan
Yayıncı: Zafer Akpınar