GÜMÜŞHANE (A.A) - Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 10 yıl önce
Türkiyede yaklaşık 70 üniversite olduğunu, bugünün Türkiyesinde ise 172
üniversite bulunduğunu söyledi.
Bakan Kılıç, Gümüşhane Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Kulübü tarafından düzenlenen, 21. Yüzyıl
Gençliği konulu konferansta yaptığı konuşmada, Gümüşhane Üniversitesinin 2008
yılında kurulduğunu belirterek, 2008 yılında Türkiyede üniversitesi olmayan il
kalmadı. 10 yıl önce Türkiyede yaklaşık 70 üniversite vardı. Bugünün
Türkiyesinde 172 üniversite var dedi.
Yeni üniversiteler kurulurken muhalefetin ve bir kısım çevrelerin karşı
çıktıklarını ifade eden Bakan Kılıç, Bize söyledikleri hep şu oldu,
üniversiteyi kurmakla, tabelasını asmakla, inşaatları yapmakla o üniversite
kurulmuş sayılmaz. Profesörü, yardımcı doçenti nereden bulacaksınız- Hocası
olmayan üniversitemi olur dediler. Evet, birkaç yıl sıkıntı çekmeden yürümek
mümkün değil. Bugün bu üniversitelerimiz akademik personelinden başlayarak
yapılaşma, yeni binalar ihtiyacını büyük ölçüde tamamlamış durumda. Eksik
kalanları da tamamlama yönünde çok çok büyük bir gayretle çalışmalarına devam
ediyor diye konuştu.
İçinde bulunduğumuz yıllar 2000li yıllar diye, 21. yüzyılı başka bir
yüzyıl zannetmeyin diyen Bakan Kılıç, şunları söyledi:
21. yüzyıl içinde bulunduğumuz ve 12 senesini geride bıraktığımız,
önümüzde sadece 88 yılı kalan bir yüzyıl. Gümüşhanede esnaf ziyareti yaparken
İstiklal madalyası sahibi bir amcamızla karşılaştık. Babası Kurtuluş Savaşında
madalyayı kazanmış, oğlu bugün gururla madalyayı göğsünde taşırken biz kendisine
Gümüşhane sokaklarında rastladık. Amcamız 88 yaşındaydı. Bir baba İstiklal
Savaşında mücadele etmiş, gazilik mertebesine erişmiş, devletimiz kendisine 1338
tarihli İstiklal madalyası ile mukavelede bulunmuş, baba ebediyete intikal etmiş,
dünyadaki oğullarından biri babasına ait istiklal madalyasını göğsünde bugün
gururla taşıyor.
Bakan Kılıç, 21. yüzyıldan geriye sadece 88 yıl kaldığını anımsatarak, Biz
10 yıldır iktidardayız. 20li yaşlarınızdasınız, geriye dönün bakın 20 yaşına
kadar yaşadığınız süre hepinizin gözüne, kulağına sadece 20 gün gibi görünecek.
20 yıl gibi gelmeyecektir. Bugün 40-50 yaş aralığındadır hepinizin babası.
Gözünüzde babanız çok büyük, dağ gibi bir adamdır. Saçı, sakalı, bıyığı ağarmış,
hayatının yarıdan fazla yaşanmış, yarıdan azı geride kalmış, adeta orta yaş
grubunu geçmiş, yaşlanmaya yüz tutmuş bir adam. Oysaki 20 yıl sonra, babanızın o
bugünkü orta yaş halini hissettiğiniz yaşta olacaksınız ve oraya geldiğinizde
zamanın ne kadar hızlı akıp geçtiğinin farkında olmayacaksınız dedi.
-Günde asgari 5 saat bir gencin hayatında kayıp zamandır-
Bakan Kılıç, zamanın çok iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle
devam etti:
Her birinizin bir günlük hayatında en az 5 saatiniz israf hanesinde
tüketiliyor. Bilgisayar başında geçen fazladan zaman, televizyon başında geçen
zamanının tamamına yakını, izlediğiniz haberler değilse, çok önemli, kaliteli,
nitelikli ve saygın insanların konuştuğu dinlemeye değer bir tartışma programı
değilse, izlediğiniz bir tarih ya da belgesel ya da önemli bir yapıt, önemli bir
eser değilse, dizilere zaman ayırıyorsanız bunu da kayıp zamanlar hanesine ilave
edin. Yurtta ya da öğrenci evinizde, yatakta ya da kanepede, ayaklarınızı uzatıp
elinize televizyon kumandasını alarak ya da almayarak, ama elinize bir kitap,
rapor, doküman almayarak, boşa geçirdiğiniz o zamanı da kayıp zamanlar hanesine
ilave edin. Günde asgari 5 saat bir gencin hayatında kayıp zamandır. Bu 5 saati
24 saatlik hayatla orantılayın. Sonra bir güne orantıladığınız hayatınızın
tamamına orantılayın, sonra hayatınızın verimlilik dönemini alın, aklınız erdiği
çağdan, zorunlu emekli olacağınız zamanki yaşa kadar olan süre toplamda en fazla
50 yıl. Yani 15 yaş ile 65 yaş arasına alacak olursanız, 50 yıla o kayıp zamanı
uyarlayın.
Öğrencilere, günde bir saatlik kitap okuma limiti belirlemeleri tavsiyesinde
bulunan Bakan Kılıç, Diyelim ki bir saatte 40 sayfa kitap okuma limitiniz. 40
sayfa kitap, 5 saatte 200 sayfa eder. 400 sayfalık bir kitap elinize alacak
olsanız iki günde bir kitap bitirirsiniz. Her şeyin kazası var. Yemek yemezseniz
bir şey olmaz. Bir, iki, üç, dört öğün, çok önemli değil. Bir şekilde telafi
edilir. Ama kayıp zaman telafi edilmez. Bu noktaya gençlerin yoğunlaşmasını rica
ediyorum diye konuştu.
Siyasete girmek, milletvekili veya bakan olmak için ne yapmam lazım
diyen gençlerin sayısının bir hayli fazla olduğunu ifade eden Bakan Kılıç,
şunları kaydetti:
Milletvekili, bakan, Başbakan olsanız ne olacak, olmasanız ne olacak-
Önemli olan bu sorunun cevabını kendi içinizde verebilmek. Rektör olsanız ne
olacak, olmasanız ne olacak sorularının cevabını kendi içinizde, kendi
vicdanınıza izah etmeniz lazım. Ben bu görevi deruhte etmek istiyorum çünkü, bir
günden sonra düşünceleriniz çok ama çok önemli. Eğer, hayatım garanti altında
olur diye düşünüyorsanız, çok yazık. Eğer, prestijli bir iş, herkes selam
verir, temenna durur diye bakıyorsanız yine yazık. Eğer, memleketi yönetmekten
daha iyi ne olabilir diye bakıyorsanız hepten kuru gürültü. O zaman içini
doldurmanız lazım. O zaman hedefin kuru kuruya şu ya da bu olmak istiyorum
şeklinde bir hedef olmaktan çıkması lazım. Hedefin millete, memlekete, devlete,
ailenize, insanlığa, ezilenlere hizmet... Ezilenlerin, tarumar edilenlerin
kundaktaki bebesiyle, yataktaki hastasıyla bombalanan ve saldırıları maruz
kalanların hukukunu korumak şeklinde hedeflerin belirlenmesi lazım. Doğru
hedefler koyarsanız hayatta karşılaştığınız bütün imkanlar size doğru fırsatları
sunacaktır. O doğru fırsatlar da sizi doğru neticelere ulaştıracaktır. Ama
hepsinin baktığı yer zaman yönetimidir.
Muhabir: Osman Yetim / Tuğba Yardımcı Mısır
YAyıncı: Murat Kaban