DİYARBAKIR (A.A) - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker,
Yüreğim umuttan yana. Barıştan, dostluktan, kardeşlikten yana dedi.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyetinin (GGC), bu yıl, Van Depreminde hayatını
kaybeden gazeteciler Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz anısına düzenlediği Başarılı
Gazetecilik Ödüllerinin 27incisi nedeniyle GGC Lokalinde tören yapıldı.
Törende konuşan Bakan Eker, törenin Diyarbakırda GGC tarafından özellikle
de Van depreminde hayatını kaybeden Cem Emir ve Sebahattin Yılmazın anısına
düzenlenmiş olmasının ayrı bir önemi bulunduğunu, bu vesile ile tüm basın
şehitlerine rahmet dilediğini söyledi.
Basın emekçilerinin zor şartlarda görevlerini yerine getirmeye çalıştığını
ifade eden Eker, Bir söz vardır, marifet iltifata tabidir, müşterisi olmayan
mal zayidir diye. Özellikle basın emekçilerinin ödüllendirilmesi, en azından
marifetlerinin takdir edildiği anlamını verir. Eskiden gazetecilik vardı, yazı
vardı. O faaliyet de kuşkusuz bir emek istiyordu ve emekçiler vardı, zordu. Sonra
iş medya oldu, medya bussiness oldu. İşler biraz değişti. Ama kimin bakımından
değişti- Medyanın sahipleri, patronları açısından değişti. Emekçiler için çok
fazla bir şey değişmedi maalesef. Basın emekçileri, bugün de dün de zor şartlarda
bu görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorlar. Onları yürekten
kutluyorum dedi.
Türkiyenin dün olduğu gibi bugün de sorunları olduğunu, gelecekte de bu
sorunların olacağını ifade eden Eker, hayat devam ettikçe sorunların olmasının
kaçınılmaz olduğunu, sorunların daha çok demokrasi, daha sivil bir anlayışla
yönetilen daha sivil bir rejimle çözülmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Eker, bunu inşa etmek, bu sorunları gidermek, bu rejimi bir şekilde restore
etmenin herkesin görevi olduğuna dikkati çekerek, şöyle dedi:
İktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları, basını ile medyası ile
hepimizin görevi. Nasıl ki tarihi eserleri restore ediyoruz, sistemimizin de bir
şekilde restorasyona ihtiyacı var. Bunu yaparken iddiamız şu; Diyoruz ki; bunu
barış içerisinde yapalım. Haksızlığa uğradığımızda, bir başka haksızlık yaratacak
şekilde, bir saldırıyı bir başka saldırı ile bir yanlışı bir başka yanlış ile
kafa göz yararak değil, Türkiyede barışı kardeşliği kırmadan, dökmeden, birlikte
inşa edelim. Hep beraber, Kürt, Türk, Arap, kim varsa bu topraklarda yaşayan. Bu
akşam burada bu duyguların ifade edilmesi benim için anlamlı, önemli onun için
umut verici olarak değerlendiriyorum. Çünkü bu topraklarda ne zaman umuttan
bahsedilse, ne zaman umutlu bir konuşma olsa, arkasından maalesef yakın yıllarda
acı olaylara şahit olduk. Ne zaman hayırlı bir adım atılsa, ne zaman geleceğe
doğru önemli bir barış projesinden bahsedilse arkasından maalesef üzücü, menfur
bir saldırı oluyor. Yüreğim umuttan yana,barıştan yana, dostluktan kardeşlikten
yana.
Eker, konuşmasının sonunda, Kürtçe, Hayır ve güzellik bulasınız, geceniz
iyi, keyfiniz iyi, gönlünüz aydınlık olsun dedi.
-Artık bu coğrafyada tek bir insan yaşamını yitirmemelidir-
Konuşmasına konuklara Kürtçe, hoş geldiniz diyerek başlayan Büyükşehir
Belediye Başkanı Osman Baydemir ise, birbirinden farklı siyasetlerin mensupları
olarak, birbirinden farklı politik düşüncelerin yürütücüleri olarak aynı masanın
etrafında buluşabilmeyi dilediğini söyledi.
Bugünden itibaren bu coğrafyada yeni bir süreç başlatılması dileğinde
bulunan Baydemir, Bugün Türkiyeye baktığımızda Diyarbakırdan Edirneye,
Hakkariden, Trabzona kadar bir medeniyetler beşiğinde yaşıyoruz. Çok dilli, çok
kültürlü, çok inançlı bir toplum mozaiğinde yaşıyoruz. Neden bu kavga- Aynı rabbe
inanıyoruz. İnancım o ki; sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da
bir gün mesul olacak, hesaba tutulacağız diye konuştu.
Artık bu coğrafyaya tek bir insanımızın bedeni düşmemelidir diyen
Baydemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Mensubu olduğum Kürt milleti kardeşçe, eşitçe kendi coğrafyasında birlikte
yeni bir toplumsal sözleşme ile bir kardeşlik hukukunu yaratmaya çalışıyor. Artık
bu coğrafyada tek bir insan yaşamını yitirmemelidir. El birliği ile kardeş
kavgasını durdurabileceğimize inanıyorum. Barışçıl ve aydınlık bir geleceği
birlikte kurgulayabileceğimize birlikte inşa edebileceğimize inanıyorum. Bugün
yaşadığımız coğrafya 16 büyük devletin sonuncusu. Bu coğrafyanın hiçbir
devletinde katı merkeziyetçilik yoktur. Hepsinin uzun ömürlü olmasının nedeni
ademi merkeziyetçiliğe dayalı olmasıdır. Bir gün gelecek bu coğrafyada, Kürtü
de, Türkü de, Lazı da, Çerkezi de, Arapı da kardeşlik türküsü ve halayıyla
kardeşlik kavgasını nihayete erdirecektir. Kim ki buna bir katkı sunar, bu yürek
yangınını söndürürse, Allah binlerce kez ondan razı olsun. İnşallah bir gün hak
ettiğimiz kardeşliği, dostluğu ve barışı bu coğrafyada yaşayacağız.
Daha sonra konuşan GGC Başkanı Veysi İpek de, gazeteciliğin zor bir meslek;
bölgede gazetecilik yapmanın ise çok daha zor olduğunu ifade etti.
Bugüne kadar pek çok arkadaşımız görevi başında yaşamını yitirdi, bazıları
tutuklandı. Birçok arkadaşımız da yaralandı diyen İpek, bu yıl ki ödülleri
ithaf ettikleri Cem Emir ve Sebahattin Yılmazı da böyle kaybettiklerini, kısa
bir süre önce de Anadolu Ajansı Diyarbakır kameramanı Ümit Özdalın Bingölde
çıkan sokak olayında kafasına isabet eden cam parçalarıyla ağır yaralandığını
belirtti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın gazetecilerin yıpranma haklarının teslim
edilmesi için gösterdiği çabanın kendilerini heyecanlandırdığını dile getiren
İpek, 4. Yargı Paketinde ele alınması planlanan basın özgürlüğü kapsamındaki
tasarının, gazeteci örgütlerinin fikirleri alınarak hazırlanması ve
yasalaşmasının en büyük dilekleri olduğunu belirtti.
İpek, bölgeden acı haberler servis ettiklerini, bundan sonra haberlerde
sevgi, kardeşlik, barış ve hoşgörüyü paylaşmak istediklerini sözlerine ekledi.
(Bitti)
Muhabir: Sema Kaplan
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu