ŞIRNAK (A.A) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ne
zaman bir yeni düzenleme konuşulsa bakıyorsunuz ertesi gün infial uyandıracak, o
düzenlemeyi yapmayı engellemeye dönük bir saldırı olduğunu görüyoruz dedi.
Beraberinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbetin Arzu, Vali
Vahdettin Özkan ve AK Parti Milletvekili Mehmet Emin Değer ile Şehri Nuh
Otelinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen toplantıya
katılan Bakan Eker, burada yaptığı konuşmada, bölgede yatırımların istenilen
düzeyde gerçekleşmemesinin en büyük nedenlerinin başında terör olaylarının
geldiğini hatırlattı.
-Sesiz kalınmamalı
Bakan Eker, yatırımcıların teröristlerin şantiyesinin basılacağı, aracının
yakılacağı veya haraç istenileceği düşüncesiyle bölgede yatırım yapmaktan endişe
duyduğunu belirterek, Bunların hepsi bölgemizde var, bunları biliyoruz. Bu
nedenle terör örgütü yatırım ortamını zehirliyor dedi.
Buna sesiz kalınmamasını, başta sivil toplum kuruluşları ile meslek
odalarının sesini çıkarmasını isteyen Eker, şöyle konuştu:
(Senin politik çıkarların bunu gerektiriyor diye benim ekmeğime niye mani
oluyorsun.) dememiz lazım. Bana zorla niye kepenk kapattırıyorsun. 365 günün 50
gününde, 60 gününde gelip kepenk kapatacaksın diyorsun. Ben evime ekmek
götüreceğim, sen mi benim evime ekmeği götüreceksin. dememiz lazım. Yatırım
ortamının zehirlenmesi budur. Bir süre sonra insanlarda huzur kalmıyor ya çekip
gidiyor ya da buraya gelmekten korkuyor. Adamın iş makinelerini yakıyorsan,
şantiyesini basıyorsan, işçiyi taciz ediyorsan bu bir problemdir. Bu Kürtlerin
haklarının savunulması için bahane olamaz, gerekçe de olamaz. Senin bir siyasi
görüşün varsa bunu meşru demokratik yollarda söylersin. Ama mayın patlatarak,
bomba atarak, saldırarak, insan öldürmek bir hak arama yolu değil.
Biz Kürt meselesini çözmeye uğraşıyoruz. Demokratikleşme ve sivilleşmeyi
yaygınlaştırmak daha ileri noktalara taşımak suretiyle çözmeye uğraşıyoruz. Bu
bizim de sorunumuz, Türkiyenin de sorunu. Bunu biz kabul ediyoruz, idrak
ediyoruz, çözmeye çalışıyoruz ve adımlar atıyoruz. Başka sorunları yaratmadan
daha büyük sorunlara yol açmadan bunu çözmek zorundayız. Bu çabanın gayreti
içerisindeyiz. Her gün yeni yeni adımlar atıyoruz. Ama ne zaman bir umut dalgası
gelse, ne zaman birisi umuda dönük bir şey söylese, ne zaman bir yeni düzenleme
konuşulsa bakıyorsunuz ertesi gün bir saldırı, bir büyük olay, infial
uyandıracak, vicdanları rahatsız edecek, toplumu endişeye sevk edecek, sadece o
düzenlemeyi yapmayı engellemeye dönük bir saldırı olduğunu görüyoruz.
-Son örnek Leyla Zana-
Bakan Eker, bununla ilgili olarak 2004 yılından bu yana yüzlerce örnek
verebileceğini belirterek, bunun en son örneğinin Leyla Zana olduğunu söyledi.
Leyla Zananın Bu sorunu Başbakan Erdoğan çözer söyleminin ardından
tehditlerin başladığını ifade eden Eker, şunları söyledi:
Görüşme gerçekleşti, arkasından saldırılar yaptılar. Hakkaride askerlerin
şehit edildiği saldırılar yapıldı. Niye Ben yaptırmam, barış ve huzurun
gelmesine engel olurum. diyor. Çünkü örgütün politik çıkarları var. Başka bir
şey değil. Yani Kürt meselesinin çözümü değil, Kürtleri daha fazla hak elde
etmek, ya da bu sorunu kan dökmeyi engellemeye dönük bir şey değil. Örgütün kendi
politik çıkarları bunu gerektirdiği için bunu yapıyor. Kürtlerle alakalı değil.
-Benim gibi milyonlarca Kürdü de temsil etmez
Eker, terör örgütün bütün Kürtlerin temsilcisi olmadığını, örgütün sadece
kendi mensuplarının temsilcisi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Onları temsil eder, beni temsil edemez. Ben de Kürdüm, beni temsil
etmiyor, benim gibi milyonlarca Kürdü de temsil etmez. Biz demokratik haklarımızı
meşru taleplerimizi dile getiriyoruz ve getireceğiz. Türkiyede birlik ve
beraberliğe zarar gelmeyecek şekilde huzur ve güvenliği tesis etmek suretiyle
herkesin kimlik hakları ve diliyle ilgili taleplerinin yerine getirilmesinden
yanayız. Ama bunun Türkiyede demokratikleşme ve sivilleşmeyi tesis etmek yoluyla
yapmaktan yanayız. Biz bunu sağlıyoruz ve sağlamaya çalışıyoruz. Bu ülkede
yaşayan kim olursa olsun demokratik taleplerini gelsin konuşsun. Biz bunu
müzakere etmeye, bunu konuşmaya ve tartışmaya varız. Terör insanlık suçudur.
Benim gibi düşünmüyorsun diye insanlara zulüm ediyor, saldırıyorsanız bu doğru
bir şey değil. Bu kabul edilebilir bir şey değil.
Muhabir: Özgür Ayaydın- Ümit Özdal/ Meral Özdemir
Yayıncı: Behçet Güngör