İZMİR (A.A) - Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Sabiha
Gökçen Havalimanında Türkmenistana gitmek üzere olan uçağın kargo bölümünde
yapılan aramalarda ele geçirilen 190 kilo altınla ilgili olarak, firmanın
beyanıyla ürün arasında uyumsuzluk durumunun bulunduğunu, firmaya ürünün
değerinin yarı oranına kadar bir para cezasının gözüktüğünü söyledi.
Bakan Yazıcı, İzmir programı kapsamında Hilton Otelinde medya
kuruluşlarının bölge temsilcileriyle sohbet toplantısı yaptı.
Yazıcı, Sabiha Gökçen Havalimanında Türkmenistana gitmek üzere olan
uçağın kargo bölümünde yapılan aramalarda 2 adet boş para kasası olarak beyan
edilen kargo paketinde toplam 190 kilo kalıp altın ele geçirilmesi ile ilgili
gelişmelerin sorulması üzerine, mevzuata göre altın ithalat ve ihracatının
serbest olduğunu, yasak bir ürünün ihracatı gibi bir durumun söz konusu
olmadığını anımsattı.
Olayda beyanla ürün arasında uyumsuzluk durumunun bulunduğuna işaret eden
Yazıcı, şöyle konuştu:
Yasak bir ürünün ihracatı diye bir durum söz konusu değil. Beyanla ürün
arasında bir uyumsuzluk var. Kişilerin bu tür beyanlarını düzeltmeleri mümkün.
Gümrük mevzuatı açısından baktığınızda suç veya kabahat olarak teşkil edecek bir
durum yok. Ancak Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu kapsamında bu fiil, suç
olarak tanımlanmış. Onun da değerinin yarı oranına kadar para cezası var. Bu
kısmı savcılık yürütüyor. Sanırım işlemler tamamlanmak üzere. Sevkıyat
gerçekleşti mi bilgim yok. Ama el konulan ürünlerin emanette olduğunu biliyorum.
Savcılık işlemleri yaptıktan sonra herhalde ihracatını gerçekleştirecekler.
Firmanın altınları beyan etmeyerek prosedürü neden atladığını, neden usul
hatası yaptığını bilemediğini ifade eden Yazıcı, güvenlik sebebiyle böyle bir şey
yapılmış olabileceğini düşündüğünü kaydetti.
-EXPO alanının imar düzenlemesinin yargıya takılması-
EXPO 2020ya aday olan İzmirin organizasyon için belirlediği İnciraltı
bölgesinin imar düzenlemesinin yargıya takılmasıyla ilgili soru üzerine Bakan
Yazıcı, EXPOnun hem İzmir hem Türkiye için çok önemli bir proje olduğunu,
hükümetiyle yerel yönetimiyle herkesin buna odaklandığını dile getirdi.
Bir taraftan da EXPO alanıyla ilgili sorun çıktığını ifade eden Yazıcı,
Olayın mahiyetini bilemiyorum. Ama herhalde aşılır. Alternatifi var mı, onu da
bilmiyorum. Belki usul eksikliği olabilir. Bunlar aşılır diye düşünüyorum.
EXPOnun İzmire gelmesini içimizden hiç kimsenin engellemesi mümkün değil. Buna
yargı da dahil bana göre diye konuştu.
-Bankaların aldığı hizmet masrafları-
Bakan Yazıcı, bankaların aldığı hizmet ücretlerine ilişkin tartışmalarla
ilgili soru üzerine, Tüketici Koruma Kanunu üzerinde tartışmaların sürdüğünü,
düzenlemeyi tüm kesimlerin uzlaşısıyla hayata geçirme gayreti içinde olduklarını
ifade etti.
Son dönemde yaptığı bazı değerlendirmelerin yanlış anlaşıldığını dile
getiren Yazıcı, şunları kaydetti:
Bu konuda ne derseniz bir sıkıntıya yol açıyor. Özü itibarıyla aynı şeyi
söyledik. Hizmet üretenler, ticaret yapanlar elbette ki karlarını gözetir. Buna
kimsenin bir diyeceği yok. Yaptığınız hizmetle aldığınız ücretin denk olması
lazım. Kadr-i maruf olması lazım. Sömürü ya da gabin olarak nitelendirecek
boyutta olmaması lazım. Hizmet yapın ama ücret almayın derseniz hizmeti verene
angarya yüklemiş olursunuz, bu da anayasamızda yasak. Tüketicinin hangi yüklerle,
risklerle muhatap olacağını bilmesi lazım. Tüketicinin katlanacağı gider ya da
harcamaları hesabına borç olarak nelerin yazılıp yazılmayacağını bilmesi lazım.
Bu konularda hassasiyetimiz var. Tüketicinin sıkıntılı durumundan faydalanarak,
verilen hizmetle uyumlu olmayacak ücreti almanın etik olmayacağı bankaların bu
konuda hassasiyet göstermeleri gerektiğinin altını çiziyoruz.
Yasal düzeyde önlemleri tartışarak alıyoruz. Ama bunu da tartışarak
yapıyoruz. Bankalar Birliğiyle, bankalarla müzakereler yapılıyor. Tüketicinin
Korunması Kanunu ile ilgili son aşamaya gelen taslakta 2 alanda henüz net
değiliz. Birisi bankaların sağladığı hizmetlerle ilgili. Diğeri de maketten
satışlarla ilgili. Bu iki konuda da iyi bir yerdeyiz. Bu iki noktayı
netleştirdiğimizde Ekonomik Koordinasyon Kuruluna, ardından Bakanlar Kuruluna
taşıyacağız. Daha sonra Meclise götüreceğiz. Dolayısıyla bu konuda geri gitti,
geldi, dikleşti, sert dedi, yumuşak dedi... Böyle bir şey yok. Konuşarak
götürüyoruz. Bu alanda sıkıntıları bankalar da biliyor. Belki kartlar
çeşitlenebilir. Bir tüketicin kartının işlevi çok dar olabilir. Hangisini tercih
ediyorsa onu alabilir.
-Kaçak akaryakıtla mücadele-
Bakan Yazıcı, kaçak akaryakıtla mücadelede önemli başarılar elde edildiğini,
bunun önemli ölçüde engellendiğini, bu konudaki mücadelenin Meclis Plan Bütçe
Komisyonunda görüşülmeye başlanacak 65 maddelik Bakanlar Kurulu tasarısının
yasalaşması halinde daha vurucu ve etkili hale geleceğini ifade etti.
Yazıcı, standart depo uygulamasına getirilen sınırla sınır kapılarında
karınca olarak tabir edilen, akaryakıt taşımak için giriş çıkış yapmanın da
önüne geçtiklerini kaydederek 10 numara yağ konusunda alınan vergisel
düzenlemenin neticelerinin alınmaya başlandığını ifade etti. Yazıcı, Aradaki
vergi farkı kaldırıldığından bu yana 10 numara yağ tüketiminde bir azalma var.
Ama bize gelen haberlere göre şu sıralar hala var deniyor. Biz şöyle
yorumluyoruz. Herhalde stoklamışlardı, bunu tüketiyorlar. Bekliyoruz, süreci
takip ediyoruz dedi.
-TOBB ile ilgili düzenlemeler-
Bakan Yazıcı, bakanlığa TOBBa bağlı odaların oda başkanı ve yöneticilerini
görevden alma yetkisi verilmesiyle ilgili tartışmalar üzerine ise tartışmayı
getirilen düzenlemeyi anlamayanların bir değerlendirmesi olarak düşündüğünü ifade
ederek, 5174 sayılı kanunun son maddesinde kanunun hükümlerinin Bakanlar Kurulu
tarafından yürütüleceğini belirttiğini hatırlattı.
Yazıcı şöyle konuştu:
Nasıl yürütecek Bakanlar Kurulu. Bakarak mı, seyrederek mi yürütecek- Olup
bitenleri bir hükümet komiseri gibi tutanağa bağlayıp bir yere mi götürecek-
Elbette ki odalar mevzuata göre çalışacak. Mevzuat dışına çıkarlarsa, görevleri
kötüye kullanırlarsa bunları birisi denetleyecek. Denetlediniz yasa dışı
tasarrufların yapıldığını gördünüz. Ne yapacaksınız- Bir dahaki seçime kadar bu
dursun denmez. Orada yürütme elbette ki seçilmiş olanın doğrudan doğruya
görevine son veremiyor. Böyle bir önerimiz, yaklaşımımız olmaz. Böyle bir durumda
sadece savcı bunu mahkemeye taşıyordu. Şimdi hem savcı hem bakanlık mahkemeye
taşıyabilecek. Mahkeme karar verecek. Yapılan bu. Yoksa Ben geldim, baktım
kaşını gözünü beğenmedim, seni kenara çektim Böyle bir şey yok. Hukuk devletinde
böyle şey olmaz.
Odalarda memur statüsünde çalışan ve görevi kötüye kullananlarla ilgili ise
denetim elemanının acil durumlarda memuru geçici olarak görevden
uzaklaştırabileceğini ifade eden Yazıcı, en önemli ölçülerinin hukuk olduğunu
söyledi.
TOBBa bağlı odalarda iki dönem görev yapan başkanlara getirilen
kısıtlamalarla ilgili düzenlemenin 2004 yılında oda ve borsaların isteğiyle
getirildiğini hatırlatan Yazıcı, bunun 2010 yılında mahkemeye taşındığını, bu
süreçte kendisinin üst üste iki dönem görev yapan başkanların tekrar başkan
olabilmek için 8 yıl bekleme süresinin uzun olduğu yönünde bir açıklama yaptığını
ancak daha sonra Anayasa Mahkemesinin düzenlemeyi tamamen iptal ettiğini
kaydetti.
Bakan Yazıcı, Ne yapalım şimdi- Aday olma şartlarını taşıyanlar girecek,
yarışacak. Bizim o konuda başka bir tasarrufumuz söz konusu değil. Etik açıdan o
gün istediler böyle bir düzenleme yapıldı da bugün diye dava ettiler. Sanki
burada yani hükümetin tasarrufuna karşı yargı aracılığıyla performans sağlanmış
gibi algılama durumu var. Bu bize karşı haksızlık, bunu kendileri istedi
kendileri bozdu. Dolayısıyla bizim buna diyeceğimiz bir şey yok diye konuştu.
Muhabir: Tolga Albay
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı