TRABZON (A.A) - Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İnşaat
sektörü bizim ekonomimizin en dinamik en büyük alanlarından bir tanesidir. Hiçbir
zaman maketten satışın yasaklanması taraftarı değiliz, böyle bir yasaklama da
olmayacak dedi.
Bakan Yazıcı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sahil Tesislerinde düzenlediği
basın ile sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yazıcı, bir gazetecinin, bankaların mevduat dışı gelirlerinin
sınırlandırılması yönündeki çalışmalar kararlılıkla devam edecek mi sorusu
üzerine, Bizim ülkemizde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması
Kanunu var. Kanunla ilgili bir çalışmamız var. Bir taslak hazırladık 2012 Ağustos
ayında da kamuoyuyla paylaştık. Dünyada ticaret yöntemleri çok hızlı şekilde
değişiyor. Mesafeli satışlar devreye girdi, maketten satışlar çok yoğunlaştı.
Finansal alanda faaliyet gösteren kurumların, kuruluşların faiz dışı gelir
kalemleri habire artıyor ve uygulamada yaşanan sorunlar var diye konuştu.
Tüketici hakem heyetlerinin daha işlevsel hale gelmesini hedeflediklerini
vurgulayan Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
Bunları çoğaltmak mümkün. Tüm bu alanlardaki sorunları tasfiye etmeyi
amaçlayan bir taslak hazırladık, paylaştık. Bunu 96 ilgili kuruma gönderdik,
görüşleri alındı, son aşamadayız. Biz bankaların faiz dışı gelir kalemlerinde
aldıkları ücretleri tamamen kaldıracağız şeklinde yaklaşım içinde olmadık. Dün de
söylemedik, bugün de söylemedik. Bizim söylediğimiz şu, yapılan hizmet, yapılan
hizmetle orantılı olarak ücrete tabi tutulmalı. Sömürü olarak nitelendirilecek
boyuta vardırılmaması gerekir. Faiz içi kalemler üzerinde ücretlendirme
yapılırken henüz yeterince bilinçli olmayan tüketicinin korunması amacıyla buna
ilişkin sözleşmelerden bu konuların çok açık, net, kolay okunabilir şekilde
takdim edilmesi gerekir. Bunu söylüyoruz ve hiç kimseden sen hizmet yap ama para
alma şeklindeki beklenti ve yaklaşım içinde değiliz. Bankalar da elbette ki
ticaret müessesidir, bu çerçevede müşterisine hizmet sunarken karşılığını alır.
Biz bu alanda metnin konuşmasını istiyoruz. Belli bir yere de gelmişiz. Belki çok
seçenekli kart üretecekler, bazı kart türleri bugüne kadar tartışılan şekilde bu
ücretlendirmeye tabi tutulmayacak. Ama onun işlevi de diğerleri gibi olmayacak.
Bu seçeneklerden bir tanesi. İki nokta üzerinde çalışmamız bitmedi, biri
bankaların faiz dışı gelir kalemlerine ilişkin hususları düzenleyeceğiz.
-Konuyu EKKya oradan da Bakanlar Kuruluna taşıyacağız-
Bakan Yazıcı, diğer konunun da maketten satış olduğuna dikkati çekerek,
şunları kaydetti:
İnşaat sektörü bizim ekonomimizin en dinamik, en büyük alanlarından bir
tanesidir. Hiçbir zaman maketten satışın yasaklanması taraftarı değiliz, böyle
bir yasaklama da olmayacak. Ama maketten satışlarla ilgili, maketten satın alan
tüketicinin hukukunu koruyacak, sektörün de fazla maliyet yüklenmesine yol
açmayacak bir mekanizmayı devreye sokma çabası içindeyiz. Şu ana kadar da en
uygun mekanizmanın sigortalama olduğu yönünde bir eğilimimiz giderek artıyor. Bu
uygulamalar dünyada var, Almanyada uygulanıyor. Oradan bir heyet geldi
bakanlıktaki arkadaşlarla görüştüler, bu konuda inşaat sektörünün yaklaşımı da
aşağı yukarı bizim bakanlığımızdaki arkadaşların ve bu konuda çalışma yapanların
yaklaşımına çok paralel yürüyor. O iki alanı da netleştirince bu iki konuyu
Ekonomik Koordinasyon Kuruluna (EKK) oradan da Bakanlar Kuruluna taşıyacağız.
Bakanlar Kurulunun vereceği karar doğrultusunda tasarı yönünü bulacak.
Bakan Yazıcı, bir gazetecinin, yapılan araştırmaların açlık sınırı olarak
4 doların altını gösterdiğini, ancak siz 1 doların altında olduğundan
bahsettiniz, bu rakam Türkiye standartları için yeterli mi sorusu üzerine,
OECDnin, Dünya Bankasının verilerini paylaştım. Yoksulluk her ülke için söz
konusudur. Çok gelişmiş ülkelerde de nihayet bir skalanın üstü en iyidir, altı
üste göre düşüktür. Siz Türkiyede yaşam standardı belli bir kesimi aldığımız
zaman sizin söylediğiniz tarzda değerlendirme yapmak mümkündür. Ama ben OECD ve
Dünya Bankasının yaptığı araştırmaya göre Türkiyeyi kıyasladım dedi.
-Güçlü birey, aile, toplum bizim hedefimiz-
Bakan yazıcı, bir gazetecinin, son 10 yılda ülkede refah seviyesi arttı
ancak aile yapılarında sorunlar ve hırsızlık gibi çeşitli güvenlik konularında
problemler arttı, bu durumu neye bağlıyorsunuz sorusu üzerine şunları söyledi:
Bizim hükümetimizde ilk defa Türkiyede kurulmuş Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığımız var. Aileye ne denli önem verdiğimiz bu yapıdan belli
ve gene seçimler öncesi programımızı milletle paylaştık, orada başlıklar var.
İleri demokrasi, büyük ekonomi ve güçlü toplum. Güçlü toplumun alt başlıkları
var. Biz millet olarak aileye son derece önem veririz, hükümet olarak da. Aile
bizim toplumumuzun en temel ünitesidir. Ailenin huzuru, güvenliği toplumun birlik
ve güvenliği için vazgeçilmez derecede önemlidir. İnsanı esas alarak
faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Merkezinde birey var. Onun huzuru, güvenliği,
esenliği önemli bizim için. İcraatlarımızı böyle gerçekleştiriyoruz.
Güçlü birey, güçlü aile, güçlü toplum bizim hedefimiz. Bunu neye
dayandırarak söylüyorsunuz bilemiyorum. Ama aktiviteler ne kadar artırıyorsa,
ekonomi ne kadar büyüyorsa ekonomik suçlar da o oranda artar, dünyada da böyle.
Dediğiniz ölçekte, piyasayı veyahutta toplumu rahatsız edici boyutta bir artış
olduğuna ilişkin bende bir veri yok. Arzu ederiz ki hiç suç işlenmesin, adliyeler
boş kalsın. Hiç kimse hasta olmasın, hastaneler boş kalsın. Bu arzumuz. Bu
noktada da hükümet olarak bize görev düşüyor, biz de bu konuda gerekenleri
yaptığımız kanısındayız. Bireyler olarak da hepimiz bu alanda görevliyiz diye
düşünüyorum.
-Kaçak çay sorunu-
Bakan Yazıcı, Türkiyeye giren kaçak çay miktarı ve önlenmesi için yapılan
çalışmaların sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:
Kaçak çayla ilgili söylenen 70-80 bin ton çok afaki. Türkiyede çay
üretimi belli, tüketimi belli. Türkiyede 75 milyon insan var. Bunun günlük
tüketimi belli. Ortalama 2.5-3 kilo çay tüketimi olduğu söyleniyor. Bunu
çarptığımız zaman 225 bin ton oluyor. Türkiyede ÇAYKURun ürettiği çay belli,
aşağı yukarı 110 bin, 115 bin ton, özel sektörün ürettiği belli o da 110 bin ton.
Topluyorsunuz bunu bir miktarda bizim ithalatımız var. Diyeceksiniz bana niye
çay üreten bir ülkede ithalat var, dünyada sadece ben satayım almayayım
mevzusu olmaz. Alacaksınız, bu alanı yasaklayamazsınız. Çay ithalatıyla alakalı
uyguladığımız gümrük vergisi yüzde 140dır. Bu niye, ithalatı zorlaştırmak için.
Buna rağmen 5-6 bin ton civarında çay ithalatı var. Bütün bunları
hesaplandığınızda söylenen miktarda kaçak çayın Türkiyeye girmiş olması mümkün
değil, bu bir varsayım, biraz da fantazi bu.
Türkiyede kaçak çay gerçeği olduğunu belirten Bakan Yazıcı, şöyle devam
etti:
Değişik yerlerden geliyor. Kimseyi zan altında bırakmayayım. Bu alanla
ilgili bir mücadele planımız var. Sadece son birkaç yılda kaçak çay
yakalamalarıyla alakalı önemli yöntemleri devreye soktuk. Bunlardan bir tanesi de
çaya karşı duyarlı eğitimli köpekleri devreye koyduk. Adam sınırdan geçiyor
elinde valizi var, özel araçla geliyor. Siz bunu bir ihbar almamışsanız, açık bir
şüphe kafanızda oluşmamışsa her şeyi didik didik arayın derseniz o kapılardaki
kuyruklar uzar gider. Vatandaşın beyanını dikkate alacaksınız, bir şüphe yoksa,
kaçak ürün taşıdığına dair bir ihbar size ulaşmamışsa yoktur diye itibar
edeceksiniz. Buna rağmen yok dediği halde şüphelendiğiniz durumlar olur o zamanda
çeker hem fiziki arama yaparsınız, aracı yüklü bir araçsa xray cihazına çeker,
röntgenini elde eder, bulgular kaçak ürün taşıdığı yönündeyse hangara çeker
fiziki aramasını yaparsınız.
Bakan Yazıcı, kaçak çayın belli yerlerde harmanlanarak piyasaya sürüldüğü
yönünde kuşkusu bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
Bu bir bilgiye dayanmıyor, öyle bir kuşku taşıyorum. Ama bu kuşku
doğrultusunda da ekipler oluşturduk, çalışmaya başladık. Yakaladığım an, kim
olursa olsun canını yakarım. Kaçak çayın bölgeye verdiği zarar ötesinde ekonomiye
verdiği zarar var. Haksız kazanç sağlıyorsun, damak tadını bozuyorsun,
dolayısıyla bu konudaki çalışmalarımızı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak da
sürdürüyoruz ve ayrıca çay ürününün kalitesine, fidanlık sahalarının
yenilenmesine, damak tadının geliştirilmesine, pazar payının büyütülmesine
ilişkin çay eylem planı var. Eylem planını yaptık da rafa koymadık. Çay Kanunu
var. Ben şunu doğru bulmam, şu fiyatın altında çay satılmasın, özel sektör
almasın. Öyle bir şey olur mu, tekel mi kolacağız- ÇAYKUR o alanda tekel
olmaktan çıkartılmış, özel sektöre açılmış, ama ÇAYKURun varlığı özel sektörü
belli bir ölçüde disipline ediyor.
-Sarp Sınır Kapısı, yaya giriş çıkışlarında bir numaralı kapı-
Bakan Yazıcı, Sarp Sınır Kapısında yaya giriş çıkışlarında yoğunluk
nedeniyle yaşanan sorunun çözümüne ilişkin çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin
soru üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye kuzeyiyle olan çok önemli ticari aktivitelerini giderek
yoğunlaştırıyor. Sarp kapımız bu anlamda da hem bölge hem Karadeniz hem de
Türkiye için çok önemli bir kapı özelliği taşıyor. Buradan yaya giriş çıkışlar
kimlikle imkan verildiği günden buyana 5 milyon 600 bin kişi 1 yılda giriş çıkış
yapmış. Sayısal veri itibariyle yaya giriş çıkışlarında bir numaralı kapı. Diğer
aktiviteler itibariyle de üçüncü sırada yoğunluk içeren kapılarımızdan bir
tanesi. 2009 yılında açılışını yaptığımız kapı yapılırken yaya giriş çıkışlarının
devam edeceği düşünülmedi. Başladığımda projeler yapılmıştı, biz sadece temel
attık ve sonra da açılışını yaptık. Yapılanmasına ilişkin tasarım yapıldığı
dönemde kapı ortak olarak düşünülmüş Gürcülerle. Yapılınca yaya giriş
çıkışlarının yasaklanacağı var sayılmış. Onun için bir yaya giriş çıkış güzergahı
koridoru planlanmamış. Ama yapıldı fiili durum devam ediyor.
Yayaların giriş çıkışını kolaylaştıracak bir koridor oluşturduk üstü kapalı.
Kapıyı genişletme, giriş çıkışı kolaylaştırmaya yönelik bir çalışma içindeyiz.
Tünelin olduğu dağı indirelim, alan genişlesin diye düşündük onun maliyeti
yüksek, Ulaştırma Bakanlığının da yaklaşımı o tünele paralel bir tünel daha
yapmak. Herhalde büyük ihtimalle öyle olacak, çünkü tırların giriş çıkışında
manevra alanı yok. Güney tarafında askeri birlik var, onlarla görüşmeler devam
ediyor, onlara uygun bir yer bulmamız halinde o alanı da alacağız. Böylece gümrük
sahası, hizmet veren gümrüklü alan belli ölçüde genişleyecek. O genişleme olunca
oradan gelirken bir tasarruf olacak tabi. Bunun yapmamız gerektiğini
düşünüyorum.
Bakan Yazıcı, Barçada açılması planlanan Muratlı Sınır Kapısında çalışma
yapılacak mı sorusu üzerine Muratlı Kapısı bizim gündemimizde. O kapıyı giriş
çıkışa kaliteli şekilde hizmet vermek üzere yapılandıracağız. Orada giriş çıkışı
sağlayacağız dedi.
Bakan Yazıcı, bir gazetecinin, 2010-2011 sezonu şampiyonu Trabzonspordur,
Türkiyede şike yapılmıştır diyebilir misiniz sorusu üzerine, Beni şikeye
bulaştırmayın diye konuştu.
Toplantıya Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Emniyet Müdürü Ertan Yavaş,
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu, Doğu
Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, AK
Parti Trabzon İl Başkanı Adnan Günnar ile diğer ilgililer katıldı.
(Bitti)
Muhabir: Tuğba Yardımcı Mısır
Yayıncı: Murat Kaban