KAYSERİ (A.A) - Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu, Meclise getirilen ve ana dilde savunma hakkı olarak
nitelendirilen tasarının yasalaşması halinde birçok sakıncalarla
karşılaşılacağını belirtmek istiyorum dedi.
Halaçoğlu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşmelerinde TBMM Genel Kurulunda yaptığı
konuşmada Görülen o ki artık hukukiliğini kaybetmiş ve tamamen siyasi talep
haline gelmiş ana dilde savunma düzenlemesi hem ceza adaleti sistemimizi olumsuz
etkileyecek hem de teröre karşı yürütülen mücadelede birtakım olumsuzluklara yol
açacaktır diye konuştu.
Yargıtay Hakimi Kemalettin Erenin bir sözünün hatırlatan Halaçoğlu şunları
kaydetti:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. Tasarının Adalet Komisyonunda
görüşülmesi sırasında ana dilde savunma hakkı olarak bilinen tasarıya Yargıtay
Hâkimi Kemalettin Eren bir uyarıda bulunmuştu. Ana dilde savunma yapmak isteyen
sanığın il adli yargı adalet komisyonu listesinden tercüman seçmesinin doğru
olmayacağını, sanığın tercüman ücretini kendisinin karşılamasının da Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu belirtmişti. Şayet tasarının böyle geçmesi
halinde kendi elimizle AİHMde boşu boşuna tazminat ödemek zorunda kalırız
demişti. Bugün meclise getirilen ve ana dilde savunma hakkı olarak
nitelendirilen bu tasarının yasalaşması halinde birçok sakıncalarla
karşılaşılacağını belirtmek istiyorum.
Sizlere, PKK tarafından Diyarbakırda yapılan -onların yapmış oldukları- bir
mahkemenin örneğini göstermek istiyorum. O mahkeme Amed Eyaleti Andok Yüksek
Askerî Mahkemesinde görülen bir davanın iddianamesi ve görüşüldüğü davadır.
Bakın, burada kimlerin yargılandıkları belli. Kodu Selahattin, adı soyadı Mustafa
Yıldırım. Neymiş- Takım komutan yardımcısıymış. Karker kod adlı Vahit Dalar manga
komutanıymış. Bunlar yargılanmışlar fakat ilginçtir ki PKKnın yaptığı bu
yargılama tamamen Türkçedir ve daktilo edilmiştir.
Dolayısıyla, kim kimden ne istemektedir, siz ne yapmaktasınız- Bunları bu
şekliyle düşünün. Bakın, bu bir gerçek belge, kendi yaptıkları bir mahkemenin
tutanakları, daktilo edilmiş ve Türkçedir. Siz ne yapıyorsunuz- Hangi saiklerle
bu dili, ana dilini savunma içerisine sokuyorsunuz ve hukuki bir dil hâline
getiriyorsunuz, bunu izah edemezsiniz. Ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
çerçevesinde izah edersiniz ne Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde izah
edersiniz ne de anayasa çerçevesinde izah edersiniz. Aslında bununla ilgili
olarak yapacağınız şey şudur; yarın torunlarınıza ve çocuklarınıza nasıl cevap
vereceğinizi şimdiden düşünmeye başlayın.
Muhabir: Sercan Küçükşahin
Yayıncı: İsmail İçer