MALATYA (A.A) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Terörle mücadele
konusunda Türkiye çok da fazla destek gören bir ülke değildir. Bize en fazla
destek verdiğini söyleyen ülkeler bile, yapması gerekenin 10da birini bile
yapmıyor. Onun için bu sorunu biz çözeceğiz dedi.
Çiçek, İnönü Üniversitesinin 2012-2013 akademik yılı açılış törenine
katıldı. Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen törende İnönü
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik tarafından Çiçeke fahri doktora
unvanı verildi, cübbe giydirildi.
Törende konuşan Çiçek, yeni akademik yılın sağlıklı, huzurlu ve başarılı
geçmesini diledi. Üniversitelerin önemine işaret eden Çiçek, Cumhuriyetin ilk
kurulduğu yıllarda Türkiyenin bir tek üniversitesi bulunduğunu, bugün ise vakıf
üniversiteleri de dahil olmak üzere 168 üniversite olduğunu dile getirdi.
Üniversitelerin toplum hayatında önemli rolü bulunduğunu belirten Çiçek,
Üniversiteler her ilimize yakılmış büyük bir meşaledir. Bir medeniyet, kültür
ışığıdır. Dolayısıyla bunlar çevresini ne kadar aydınlatırsa biz de yolumuza
aydınlıkta devam ederiz. Aydınlatılmayan alanlarda da karanlıkta yolumuzu
yürümeye devam ederiz diye konuştu.
Üniversitelerin en fazla sorumluluk yüklenen kuruluşların başında geldiğini
vurgulayan Çiçek, hem Türkiyede hem de dünyada en önemli, en stratejik, en fazla
değer verilmesi gereken kuruluşlardan birinin üniversiteler olduğunu söyledi.
Türkiyede yaklaşık 20 milyon çocuk ve gencin öğretim çağında olduğunu
kaydeden Çiçek, Dünyadaki 205 devletin 3te birinden fazla sadece bizim
çocuklarımız ve gençlerimiz var. Bu Türkiyenin en büyük gücüdür, en büyük
dinamiğidir, en önemli stratejik değeridir. İyi değerlendirmek lazım. Bu ülkede
doğan her çocuk milletimiz için büyük bir imkandır, fırsattır. Çünkü petrol,
doğalgaz biter, altın tükenir ama bilgiyi üreten beyin ve gençler olduğu sürece,
geleceği en garanti olan ülkeler böylesine bir stratejik öneme ve imkana sahip
olan ülkelerdir dedi.
İnsan gücünün iyi eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, üniversitelerin
bilgiyi üreten, topluma yol gösteren, toplumun gelişmesine katkı sağlayan
kuruluşlar olması gerektiğini, bunun da yolunun değişimi iyi kavrayan kuruluşlar
olmaktan geçtiğini kaydetti.
-Gelişmiş batı demokrasilerinde bizimki kadar kanun çıkaran ülke yok-
Türkiyenin sorunları olduğunu dile getiren Çiçek, bunların çözümü için
insanların zaman zaman kestirme çözümler aradığını dile getirdi. Sorunların
çözümü için akla gelen en kestirme yolun da kanun çıkarmak olduğunu ifade eden
Çiçek, hiçbir ülkenin sorunlarını kanun çıkararak çözemeyeceğini vurguladı.
Çiçek, Belki karşılaştığınız tüm sorunların en önemli, en kestirme cevabı
eğitimdir. Biz eğitimin yeterince verilemeyişinden ya da eğitim öğretimdeki
kalite sorunlarımız sebebiyle bunların ortaya çıkardığı boşlukları kanun
çıkararak çözmeye çalışıyoruz. Gelişmiş batı demokrasilerinde bizimki kadar kanun
çıkaran ülke yok dedi.
Türkiyede toplam kalitenin artmasına üniversitelerin önemli katkıları
bulunabileceğine dikkati çeken Çiçek, üniversitelerin bölgelerinden başlayarak
ülkenin genel sorunlarına çözüm bulabilecek nitelikte çalışmalar yapması
gerektiğine vurgu yaptı.
Toplumun geleceğinin buralardan şekillendirildiğini dile getiren Çiçek,
gelişmiş ülkelerin en önem verdiği ve vermesi gereken kuruluşların başında da
üniversitelerin geldiğini söyledi.
Çiçek, üniversitelerden çok şey beklediklerini belirterek, Öncülük
yapmasını bekliyoruz. Ürettiği bilgilerin pratik hayatta işimize yaraması lazım.
Üniversitelerin özellikle sanayi alanında toplumsal araştırmalarda hem bölgenin
hem ülkenin sıkıntılarıyla ilgili araştırmaları yapması ve bu konuda diğer
kuruluşlarla işbirliği içinde olması lazım diye konuştu.
-Türkiyenin önündeki en büyük engel terör-
Üniversitelerde yapılan araştırmaların bir kısmının kendileri açısından da
son derece önemli ve değerli olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:
Türkiye 30-40 yıldır bir terör belası ile uğraşıyor. Türkiyenin önündeki
en büyük engeldir, ayağımızdaki en büyük prangadır. Bunun nelere mal olduğu ayrı
bir konferans konusudur. Türkiye bu sorunu çözmek mecburiyetindedir. Bu bizim
sorunumuz. Bu sorunu biz çözeceğiz. Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde
bulunmaz. Net olarak ifade ediyorum. Terörle mücadele konusunda Türkiye çok da
fazla destek gören bir ülke değildir. Bize en fazla destek verdiğini söyleyen
ülkeler bile, yapması gerekenin 10da birini bile yapmıyor. Onun için bu sorunu
biz çözeceğiz. Millet olarak, toplumun tüm kesimleriyle, siyasi partilerimiz
olarak, meclisimiz olarak, üniversiteler olarak... Ama bu sorunu çözerken el
yordamıyla çözemeyiz. Nitekim konulara zaman zaman el yordamıyla baktığımız
dönemler oluyor. Şimdi el yordamıyla bakmıyorsak ve herkesin sıkça vurgu yaptığı
gibi eğer bir terör meselesini sadece bir güvenlik, asayiş meselesi olarak kabul
etmeyip onun ötesinde de bir çok şeyin yapılması gerektiğini söylüyorsak, bu tam
da bilimsel araştırmaları gerektiren bir alandır. Terör, Türkiyede neden 30-40
senedir yaşama imkanı buluyor- Tamam dış güçler, dış destek, dış bağlantılar...
Bunların hepsi doğrudur. Bunda hiç tereddüt yok ama bunun Türkiye bağlamındaki
zeminini de iyi araştırmamız gerekiyor. Bir yere 3-5 katlı bir bina yaparken bile
zemin etüdünü yapıyoruz, böylesine karmaşık. Demir, çimento, statik hesabı ona
göre yapacaksınız. Kalıcı politikalar üretmek gerekecekse özellikle sosyal alanda
toplumu iyi tanımak, zaaf noktalarımızı iyi belirlemek, bir problem varsa bunun
sosyal dayanaklarını bilimsel verilere göre ortaya koymamız gerekir.
Cemil Çiçek, böylesine karmaşık, olumsuz anlamda tesir katsayısı çok yüksek
bir belayla ilgili olarak üniversitelerde 48 araştırma bulunduğunu kaydeden
Çiçek, bunların önemli bir kısmının Polis Akademileri ve Genelkurmay
Başkanlığının hazırlatığı raporlardan oluştuğunu söyledi. Bu araştırmaların bir
çoğunun da güvenlik politikaları açısından değerlendirmeler olduğunu dile getiren
Çiçek, şunları aktardı:
Psikolojik boyutu varsa bunun bir araştırma konusu olması gerekmiyor mu-
Sosyolojik boyutu varsa saha araştırması, sosyolojik araştırma yapmak gerekmiyor
mu- Varsa envanterde bunu görmemiz lazım. Ben siyaset adamı olarak politika
geliştirirken, politik kararlar alırken hangi noktalardan hareket edeceğim- Yolda
gelirken aklıma gelen bir fikir, bu alanda bir politika kararına dönüşebilir mi-
Onun için diyoruz ki, artık 168 üniversitemiz olduğuna göre, her şehirde
üniversitemiz olduğuna göre, sosyal araştırmalara daha fazla önem vermemiz ve
bunun da politikaya dönüşmesinde öncülüğü üniversitelerimizin yapması lazım. O
zaman Türkiyede siyaset daha kaliteli bir zemin üzerinden sürdürülür. Daha
bilimsel verilere dayalı bir zeminde sürdürülebilir.
-Siyasetin yumruk değil el sıkmak olduğunu merhum Özaldan öğrendim-
Kendisinin 1966 yılında üniversiteye girdiğini ve o dönemlerde
arkadaşlarıyla Türkiyenin meselesiyle ilgili sorunları karşılıklı anlayış içinde
tartıştıklarını anlatan Çiçek, ancak bir süre sonra Türkiyede bir hareketlilik
başladığını belirterek, şunları anlattı:
İster sağ deyin, ister sol deyin, hiçbirimiz Türkiyenin bulunduğu noktayı
Türkiyeye yakıştıramıyorduk. Türkiyenin ülkeler sıralamasında daha ilerilerde
olması gerektiğini söylüyorduk. Ama sonra araya girenler oldu. Bunlar yakın
tarihimizin arka planıdır, yavaş yavaş da bunlar aydınlanıyor. Üniversite
kantinlerinde, yurtlarda bunları güzel güzel tartışan gençler, birbirlerini bir
süre sonra suçlamaya başladılar. Birilerimiz Amerikanın uşağı, birilerimiz
Rusyanın uşağı. Ortada bizim millet diye bir şey kalmıyor. Öyle bir suçlama
dönemi başladı. Bir süre sonra başlangıçta kitapla, defterle, çantayla gittiğimiz
üniversitelere, sonra 30-40 santimetre uzunluğunda sopalarla gitmeye başladık.
Nereden gelirdi, nasıl gelirdi, bunları kim verirdi elimize, neden Malatyanın,
Yozgatın köyünden gitmiş, ailesinin tek umudu olan bu insanlar ne oldu da
sopalar almaya başladı- Bu da yetmedi, bunların neden olduğunu düşünecek kadar
bize zaman da bırakmadılar çünkü her gün yeni bir olay. Meydanların bir kısmında
sağ yumruklar, bir kısmında sol yumruklar. Sonra ne oldu- Bu sopalar da yetmedi,
bu defa tabanca menzilinden tartışmalar başladı. 5 binden fazla insan öldü.
Gencecik, bu milletin ümidi olan insanlar. Geriye baktığınızda ne kazandık- Bu
ülkeyle ilgili kim kumpas kuruyorsa, bilesiniz ki en fazla üzerinde oyun oynanan
kurumların başında üniversitelerimiz geliyor.
Bu tecrübelerden herkesin ders çıkarması gerektiğini vurgulayan Çiçek,
öğrencilere seslenerek, ülkenin sorunlarına ilgi duymaları gerektiğini kaydetti.
Gençlere, kavga etmemeleri tavsiyesinde bulunan Çiçek, Üniversite yıllarım
sağ yumruğumu sıkmakla geçti. İtiraf ediyorum ki, ben siyasetin yumruk sıkmak
değil el sıkmak olduğunu Malatyalı devlet adamı, rahmetli Turgut Özaldan
öğrendim. Ülke meseleleriyle ilgilenin ama sakın kavga etmeyin. Kavga hiçbir şeyi
çözmüyor. Belki en kolay şeydir kavga etmek ama hiçbir şeyi çözmüyor dedi.
Çiçek, ayrıca gençlere ön yargılı olmamalarını önererek, bu toplumda bir
uzlaşma kültürünün geliştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Muhabir: Tuba Karahan / Ahmet Ekici
Yayıncı: Cemal Coşkun