BARTIN (A.A) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Ülkemiz,
ekonomisiyle demokrasisiyle dış politikasıyla son 10 yıl gibi 1990lı yıllarda da
iyi idare ediliyor olsaydı, bugün Türkiye çok farklı bir yerde olurdu" dedi.
Bakan Yılmaz, AK Parti Bartın İl Başkanlığı tarafından Bartın Kültür
Merkezinde düzenlenen teşkilat içi eğitim toplantısında yaptığı konuşmada, dün
Reyhanlıda yaşanan patlamalarda hayatını kaybedenler için baş sağlığı, yaralılar
için de acil şifalar diledi.
Türkiye için 1990lı yılların, "kayıp yıllar" olduğunu ifade eden Yılmaz, bu
dönemde devletin topladığı vergilerin yüzde 85-86sının faizlere ödendiğini,
dünya ve Avrupada kriz olmamasına rağmen Türkiyede krizin yaşandığını anlattı.
Bu dönemde bankaların battığını ve devlete olan güvenin de en dip noktalara
geldiğini belirten Yılmaz, vatandaşların 2002 yılında bütün bu yaşanan
tecrübelerden sonra adeta sessiz bir devrim yaparak, o gün iktidarda olan DSP,
MHP ve ANAP koalisyon hükümetini tamamıyla tasfiye ettiğini söyledi.
Bakan Yılmaz, "Ülkemiz, ekonomisiyle demokrasisiyle dış politikasıyla son 10
yıl gibi 1990lı yıllarda da iyi idare ediliyor olsaydı, bugün Türkiye çok çok
farklı bir yerde olurdu. Fakat çok şükür 2002 yılında milletimiz ülkemizin
gidişatına el koydu. Seçimlerle adeta bir devrim gerçekleştirdi. Parlamentoyu
tamamıyla yeniledi. İki partiden oluşan bir parlamento oldu" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın o tarihte bütün topluma, "bize biraz süre
verin" dediğini aktaran Yılmaz, "Hiç popülizm yapmadı, hiç vatandaşı aldatmadı,
hayallerle kandırmadı. Gerçek neyse, içinde bulunulan durum neyse onu vatandaşa
anlattı. Bize biraz vakit verin, biz bu işleri düzelteceğiz dedi. Çok şükür
bunu da başardı. AK Parti ile siyaset de yeni bir anlam kazandı, siyasetçiye
bakış açısı da değişti. Güven kavramı eksenin de siyaset yeniden inşa edildi"
ifadesini kullandı.
Bakan Yılmaz, AK Parti camiası olarak kazandıkları güveni titizlikle
korumaları gerektiğini vurgulayarak, "Bu, bizim en büyük sermayemiz. O güveni
emekle uzun zamanda oluşturduk. Bizim politikalarımızın temelinde güven var"
dedi.
-"Son 4 yılda ürettiğimiz yeni istihdam, 4 milyonu aştı"
AK Parti iktidarında milli gelirin 230 milyar dolardan, 786 milyar dolara,
kişi başına gelirin 3 bin 500 dolardan 10 bin 500 dolara, ihracatın da 36 milyar
dolardan 152,5 milyar dolara çıkarıldığına dikkati çeken Yılmaz, bütün bunların
son 10 yıldaki güven ve istikrara dayalı ekonomik politikaların sonuçları
olduğunu ifade etti.
Bunları, yeni doğal kaynaklarla yapmadıklarını belirten Yılmaz, Türkiyenin
mevcut kaynaklarını daha iyi yöneterek, kullanarak bunu gerçekleştirdiklerini
anlattı.
Yılmaz, ülkenin daha önce böyle iyi yönetilmesi halinde bu hedeflere daha
erken ulaşacaklarını dile getirerek, Türkiyenin, önceden bu iyi yönetilememenin
getirdiği sorunları yaşadığını kaydetti.
Türkiyenin aslında zengin potansiyellere sahip bir ülke olduğunu, bunların
iyi yönetilmesi durumunda sonucun alınabildiğine işaret ederek şöyle konuştu:
"Ekonomi, Türkiye, dünyanın 16ncı Avrupanın ise 6ncı büyük ekonomisi
haline gelmiş durumdadır. Bugün, dünyada ve Avrupada bir kriz var. Türkiyede
çok şükür büyümemiz devam ediyor. İstihdam artışı devam ediyor. Dengelerimiz
düzelmeye devam ediyor. Sadece son 4 yılda ürettiğimiz yeni istihdam, 4 milyonu
aştı. Dünyada ve Avrupada işsizlik artarken, bazı ülkelerde genç işsizlik yüzde
50lere ulaşırken, çok şükür son yıllarda milyonlarca yeni istihdam ürettik. İşte
bu çarpıcı bir şekilde farkımızı gösteriyor. Geçmişte CHP, MHP ve DSPnin
döneminde dünyada kriz yoktu, bizde vardı. Şimdi dünyada kriz var, bizde kriz
yok."
-"Türkiyede yapılanlar, bir model olarak alınıyor"
Demokrasi ve hukuk alanında da AK Partinin çok önemli icraatlar
gerçekleştirdiğini vurgulayan Yılmaz, Türkiyenin vesayetçi, ayıplı ve eksik bir
demokrasiden, normal bir demokrasiye geçtiğini belirtti.
Yılmaz, büyük ve ileri bir demokrasi olmadan güçlü bir sosyal yapı
oluşturulamayacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ekonomide, sosyal hayatta, demokraside, hukukta, sağladığımız bu
gelişmelerle Türkiye artık dünyada da farklı noktalara geldi. Dünyanın
Türkiyeye bakış açısı değişmeye başladı. Bunu yurt dışına çıkan vatandaşlarımız
daha iyi anlıyor. Tabiri caizse, vatandaşlarımızı yürüyüşü değişti. Pasaportumuza
bakışımız değişti. Türkiye artık dünyada konuşulurken, bir başarı örneği olarak
konuşuluyor. Türkiyede yapılanlar, bir model olarak alınıyor."
-Çözüm süreci-
Bakan Yılmaz, Türkiyenin uzun süredir bir terör hadisesi yaşadığına işaret
ederek, buna artık "yeter" dediklerini söyledi.
Terör meselesinin olmaması halinde Türkiyenin bugün çok farklı yerlerde
olabileceğini dile getiren Yılmaz, "Bu bizim için bir ayak bağıdır. Kendi
içimizde, enerjimizi sarf etmemize neden olan, boş yere enerjimizi israf etmemize
neden olan bir olay. İşte bu problemi de artık aşalım diyoruz. Ülkemizin birliği
ve beraberliği için, temel ilkelerimizden hiçbir şekilde taviz vermeden, bu
problemi de aştığımız zaman, tutabilene aşk olsun demek lazım. Türkiye çok daha
farklı bir yere, çok daha süratli bir şekilde gidecek" şeklinde konuştu.
Terörle mücadele edilirken, can kayıplarının olduğunu, bir sürü kaynağın boş
yere sarf edildiğini anlatan Yılmaz, "terör var" diye yatırım yapılmadığını
kaydetti.
Yılmaz, terör meselesini hallettikleri zaman bütün bu maliyetlerden
kurtulacaklarını ifade ederek, kaynakların da o zaman çok daha rahat bir şekilde
ekonomik ve sosyal hayata ve diğer hedefler için harcama imkanına kavuşacaklarını
belirtti.
Türkiyenin menfaatinin sorunları çözmekten yana olduğunu vurgulayan Yılmaz,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiyenin gelişmesini istemeyen, güçlenmesini istemeyenler, uluslararası
alanda ön plana çıkmasını istemeyenler, bu sorunların devam etmesini istiyor
olabilir ama bizlerin bunu isteme lüksü yoktur. Bu sorunları çözmek zorundayız.
Nasıl enflasyonu çözdüysek, nasıl geçmişte çözülemez denilen ekonomik, sosyal ve
hukuki bir çok meseleyi çözdüysek, bu meseleyi de inşallah çözeceğiz. Bu yönde de
güzel gelişmeler yaşanıyor. Bunu provake etmeye, önlemeye çalışanlar olabilir.
Buna karşı da hep birlikte uyanık olmak zorundayız."
Muhabir: Sinan Özmüş
Yayıncı: Murat Paksoy