AKSARAY (A.A) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, özel sektör
yatırımlarının mutlaka artırılması gerektiğini belirterek, Geri kalmış bir
bölgenin ortalamanın üzerinde bir hızla kalkınmasını istiyorsak, ortalamanın
üzerinde bir kamu etkinliğine de ihtiyacımız var o bölgede dedi.
Yılmaz, Sütaşın Aksaray Tesislerinde düzenlenen Aksaray Entegre
Tesisleri Yatırım Ekonomik Etki Analizi sunum toplantısının açılışında yaptığı
konuşmada, yapmak istediklerinin kalkınmayı olabildiğince adil, dengeli bir
şekilde gerçekleştirmek olduğunu söyledi.
Kalkınma Bakanlığı olarak en temel gündem maddelerinden birinin, bölgesel
gelişmişlik olduğunu vurgulayan Yılmaz, Bunun için büyük, çok büyük gayretler
sarf ediyoruz. Kişi başına gelirimiz 3 bin 500 dolardan, yaklaşık 10 bin 500
dolara ulaştı. İyi gidiyoruz. Birçok göstergemiz gerçekten iyi ama bir taraftan
da bunu yaygınlaştırmak zorundayız. Kapsayıcı bir kalkınma anlayışı ile hareket
ettiğimiz zaman hem daha fazla insanı, bölgeyi kalkınma sürecine dahil edeceğiz,
hem de kalkınmanın oluşturduğu nimetleri her tarafa yaymamız gerekiyor diye
konuştu.
Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinin
önemli bir kısmının bu açıdan hedef coğrafya olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye
genelinde 26 tane kalkınma ajansı kurduklarını, bunlardan birinin de Ahiler
Kalkınma Ajansı olduğunu söyledi.
Ahiler Kalkınma Ajansının bulundukları bölgeye hitap ettiğini belirten
Yılmaz, Bu da bölgesel gelişme anlamında son derece önemli bir kurumsal yapı.
Bütün bunlarla daha dengeli bir kalkınmayı hedefliyoruz dedi.
-Kalkınmanın iki ayağı-
Kalkınmada birbirini tamamlayan iki önemli ayağın olduğunu vurgulayan
Yılmaz, şöyle devam etti:
Bir kamu ayağı var, bir de özel sektör ayağı var. Kamu olarak bizim
anlayışımız şu; kamu üretim yapmamalı, işletmecilik yapmamalı, temel alt yapı
hizmetlerini getirmeli, yolunu, suyunu, hastanesini, okulunu, üniversitesini
getirmeli. Bir takım destekler, teşvikler vermeli kamu. Belli bir güven ortamı
oluşturmalı, bir hukuk düzeni oluşturmalı, aynı zamanda sosyal bir takım
politikalar için uygulamalar yapmalı. Ama gerisini milletin kendisi yapmalı.
Sizler yapmalısınız. Burada da özel sektör dediğimiz yapı devreye girmeli. Özel
sektör yatırımlarını mutlaka artırmamız gerekiyor. Geri kalmış bir bölgenin
ortalamanın üzerinde bir hızla kalkınmasını istiyorsak, ortalamanın üzerinde bir
kamu etkinliğine ihtiyacımız var o bölgede. Ortalamanın üzerinde özel sektör
yatırımlarını o bölgeye çekmemiz gerekiyor. Sütaşı doğrusu ben biraz böyle
algılıyorum. Aksarayda yaptığı bu yatırım bir anlamda bölgesel gelişme
programının bir parçası.
Bir taraftan bu bölgelerin altyapısına çok büyük yatırımlar yaptık.
Üniversitesine, hastanesine yatırım yaptık. Biz bu yatırımları yapmasak Muharrem
Yılmaz bey buraya yatırım yapar mıydı bilmiyorum. Mutlaka burası erişilebilir,
ulaşılabilir bir bölge haline geldiği için belli kurumlar oluştuğu için,
üniversitesi, hastanesi, bir takım hizmetleri oluştuğu için özel sektör de burayı
yatırım yapılabilir bir alan olarak görüyor. Tabii kamu yatırımları çok önemli.
Bunlara devam etmemiz lazım. Ama yeterli değil. Kamu yatırımları dediğim gibi
resmin sadece bir parçasını oluşturuyor. Diğer parça, asıl üzerinde durmamız
gereken konu özel sektör yatırımları.
-Yeni Teşvik Sistemi-
Yılmaz, az gelişmiş bölgelerin Türkiye ortalamalarına daha da
yaklaştırılması için daha fazla özel sektör yatırımlarına ihtiyacı olduğunu ifade
ederek, Son dönemlerde bir teşvik sistemi ilan ettik. İşte o teşvik sisteminin
arkasında yatan felsefe de bu. Biz kamu olarak çok şeyler yaptık ama özel sektör
de daha fazla yatırım yapsın istiyoruz. Cumhuriyet tarihimizin en cömert
teşviğini geçtiğimiz aylarda sayın Başbakanımız ilan etti. Çok yakında
kararnamesi de çıkacak inşallah diye konuştu.
Yeni teşvik sistemi ile özel sektörün yapacağı yatırımlardan çok karlı
çıkacağına yürekten inandığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
Çünkü bu bölgelerimizde kullanılmamış çok büyük bir potansiyel var. Kısa
bir eğitimle ve az bir çalışmayla yaklaştığınızda kurumuna sahip çıkan çok daha
çalışkan bir iş gücü oluşturmanız mümkün. Bunun örnekleri mevcut. Sırf sosyal
sorumluluk projesi olsun diye bir şirketimiz Bingöle çağrı merkezi açtı. Daha
sonra bir ölçüm yaptılar. Bingölde çalışanların verimliliği İstanbulda
çalışanların verimliliğinin 2,5 katı çıktı. Çok daha düşük bir maliyetle, çok
daha verimli bir şekilde bir iş gücü. Türkiyenin ortalama yaşı 29 yıl 7 ay. Orta
yaşa yaklaşıyoruz. Az gelişmiş dediğimiz bölgeler çok daha fazla genç nüfusa
sahip. Buralara bir varlık olarak bakmalıyız, bir yük olarak değil. Buralar bir
fırsat alanı.
Yılmaz, yatırımların parasal büyüklüğü kadar niteliklerinin de çok önemli
olduğunu vurgulayarak, Dışardan ithal girdi kullanarak üretim yapan nispi
olarak düşük katma değerli yatırımlar var. Tamamen içinde bulunduğu yörenin,
bölgenin, ülkenin, girdilerini kullanıp yüksek katma değer üreten projeler,
yatırımlar var. İşte Sütaşın yatırımları geriye, ileriye doğru bağlantıları
yüksek, katma değeri yüksek, yerli girdi kullanımı, yöresel girdi kullanımı
yüksek yatırımlar. Bu anlamda parasal etkisinin çok ötesinde etkileri olan
yatırımlar. Bunu da çok önemsediğimizi belirtmek istiyorum diye konuştu.
Bakan Yılmaz, Türkiyede süt tüketiminin yetersiz olduğunu, bunun
artırılması ve gelişmiş ülkelerin oranlarının yakalanmasının gerektiğini söyledi.
Son dönemlerde bu konuda da çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Yılmaz,
Talebi de artırmamız lazım. Okullarda başlattığımız proje de buna örnek. 7
milyon civarında öğrencimize süt dağıtıyoruz. Bu sadece o anda ihtiyacı
karşılamanın ötesinde, süt içme alışkanlığının kazandırılması açısından önemli.
Süt içme alışkanlığını ve piyasayı geliştiren bir uygulama dedi.
-2023te kişi başına düşen süt tüketimini artırma hedefi-
Sütaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz da gelişmiş ülkelerin
beslenme rejimi içerisinde sütün çok önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
Türkiyede gelişmiş ülkelerin henüz yarısı kadar süt tüketildiğini dile
getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
Bu rakama da son yıllarda ulaştık. Ülkemizde kişi başına süt tüketiminde
180 litreye ulaştık. Ben bu mesleğe başladığımda 100 litrelerdeydi. Yavaş yavaş
yükseliyor. Genç nesillerin sağlıklı gelişmesi bizim süt tüketimimizle doğrudan
ilişkili. Önemli bir sorumluluğumuz var. Bizim 2023 hedeflerimiz arasında kişi
başına süt tüketimini 350 litreye çıkarmak olmalı. Bu, dünyanın en çok gelişmiş
10 ülkesi arasına girmek demektir. 13,5 milyon ton civarındaki süt üretimimizi de
25 milyon ton seviyesine, iki katına çıkaralım. Türkiyede insanlarımızın
geleceği için bu güzel yatırımı 2023 yılına yetiştirelim. Biz bu konuda elimizden
geleni yapacağız.
Program, Sütaş Aksaray Entegre Tesisleri Yatırımının Ekonomik Etki Analizi
konulu sunumla devam etti.
Programa, Aksaray Milletvekilleri Ali Rıza Alaboyun ve İlknur İnceöz de
katıldı.
Muhabir: Ersin Altınsoy
Yayıncı: Ahmet Kayır