BİNGÖL (A.A) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiyenin en
önemli meselesinin bölgesel gelişme meselesi olduğunu söyledi.
Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığınca Bingöl
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde düzenlenen Doğu Anadolu Bölgesi
Hayvancılık Çalıştayına katılmak üzere Elazığdan karayoluyla Bingöle gelen
Yılmaz, Bingöl-Elazığ karayolu Yado Çeşmesi mevkisinde Vali Mustafa Hakan
Güvençer, Belediye Başkanı Serdar Atalay ile kalabalık bir grup partili
tarafından karşılandı. Buradaki tesislerde kendisine ikram edilen Bingöl
kavurmasını yiyen Bakan Yılmaz, daha sonra Bingöl Üniversitesinde düzenlenen
Doğu Anadolu Bölgesi Hayvancılık Çalıştayına katıldı.
Bakan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, kalkınma ajanslarını, bölgesel
kalkınmada önemli aktörler olarak gördüklerini belirterek, Geçmişte de bölgesel
çalışma planları yapardık, yıllardır da yapıyoruz. Çünkü Türkiyenin en önemli
meselelerinden bir tanesi de bölgesel gelişme meselesidir. Gelişmişlik olarak
Türkiye ortalamasının altında olan Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu
Karadeniz Bölgesi ve Orta Anadolunun belli kesimleri var. Buralara dönük olarak
uzun zamandır belli politikalar ortaya konuluyordu, tartışılıyordu. Maalesef
bunun kurumsal ve finansal ayağı eksikti. Son 10 yılda, yeni kurumsal yapılarla,
yeni programlarla bölgesel politikamıza ayrı bir güç vermiş durumdayız dedi.
Kamu yatırımlarında Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz Bölgesi
ve Orta Anadoluyu öncelikli alanlar olarak gördüklerini anlatan Yılmaz, şöyle
dedi:
Doğu Anadolu Projesi, Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi ve
Doğu Karadeniz Projesi ile bu bölgeleri diğer bölgelere yakınlaştırmaya
çalışıyoruz. Ne kadar öncelik verdiğimizi göstermek maksadıyla birkaç rakam
vereyim. Bundan 10 yıl önce toplam kamu yatırımlarımız içinde bu dört bölgeye
ayırdığımız kaynak, önce yüzde 20lik bir paya sahipti. Geçtiğimiz yıl bu yüzde
35 civarlarına yükseldi. Bu kamu yatırımları açısından ne kadar büyük önem
verdiğimizi açık bir şekilde gösteriyor. Yollarıyla, üniversiteleriyle,
hastaneleriyle, kırsal alana yaptığımız yatırımlarıyla, birçok alandaki
çabalarımızla bu bölgelerimizin daha iyi bir noktaya çıkması için gayret
ediyoruz. Fakat sadece kamu yatırımlarının yeterli olmadığının da farkındayız. Bu
bölgelerimizde aynı zamanda özel sektör, girişimciler, çiftçiler tüm bunların
katkılarıyla ancak kalkınmayı gerçekleştirebiliriz.
Sadece kamu yatırımlarıyla değil, teşvik politikalarıyla da bölgeleri
desteklediklerini anlatan Yılmaz, 6ıncı bölge kapsamında yer alan illerde her
türlü desteği sağlamaya çalıştıklarını anımsatarak, Sadece teşvik sistemi
içerisinde değil, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın kısal kalkınma
destekleriyle, ajanslarımızın mali destek programlarıyla, yine bölgesel kalkınma
idarelerimizin çabalarıyla bu bölgelerimizde daha farklı bir ekonomik ortamı
oluşturmaya çalışıyoruz diye konuştu.
-AB karşısında rekabet gücünü artırmaya çalışıyoruz-
Yılmaz, Doğu Anadolu Projesinin Türkiye nüfusunun yüzde 8inin yaşadığı 14
ili kapsadığını ve bu bölgenin karasal bir yapıya sahip olmasının ulaşım, ulaşım
maliyetleri anlamında dezavantajları olan, iklim koşulları anlamında belli
özellikleri olan bir bölge olduğuna işaret etti.
Bu kadar geniş bir coğrafyada, bu kadar ili kapsayan bir bölgede, tek bir
eksen altında düşünmenin her zaman doğru olmadığını ifade eden Yılmaz, şöyle
konuştu:
Bir taraftan Ağrı, Ardahan, Iğdır, Kars gibi illerimizin olduğu Kuzeydoğu
Anadolu bölgemiz, Erzurum, Gümüşhane, Bayburta kadar gelen, diğer taraftan Van
havzası diyeceğimiz Muş, Bitlis, Van, Hakkari gibi illerimizin olduğu alan, bir
taraftan Malatya, Elazığ, Bingöl Tunceliden oluşan 4 tane alt alandan oluşan bir
bölgemiz. Bu bölgemize dönük olarak birçok farklı programlar farklı tedbirler
düşünülebilir. Hepsi için ortak olan bir özellik varsa o da hayvancılık.
Hayvancılık bu bölgemiz için hayati bir sektör. Büyükbaş hayvancılıktan, küçükbaş
hayvancılığa, su ürünlerinden, arıcılığa, kümes hayvancılığına kadar çok geniş
bir yelpazede bu bölgemizdeki hayvancılığı ele almak ve geliştirmek durumundayız.
Tarım ve hayvancılık, emek yoğunluğu ve katma değeri yüksek bir alan. Bir
taraftan ülke olarak hayvancılığı geliştirmeye çalışırken, bir taraftan da Avrupa
karşısında rekabet gücünü artırmaya çalışıyoruz. Bunun için tabii geleneksel
hayvancılığın ötesine geçen, daha büyük ölçeklerde, daha verimli bir
işletmeciliği de yerleştirmek durumundayız.
-Tarım ve hayvancılık 21inci yüzyılın stratejik sektörü-
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, son dönemlerde hayvancılık açısından önemli
atılımlar yaptıklarını bildirdi.
Hayvancılığı ne kadar geliştirirsek, ne kadar verimli ve rekabetçi hale
getirsek, hem üreticilerimiz iyi gelir elde eder, refahı yüksek bir hale
getiririz hem de tüketiciler açısından daha ucuza daha nitelikli daha kaliteli
beslenme imkanları sağlarız diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Tarım alanları geçmişte sanayileşme söylemi içerisinde biraz ikinci plana
itilmiş fakat ben Kalkınma Bakanı olarak şuna yürekten inanıyorum, tarım ve
hayvancılık sektörü 21inci yüzyılın stratejik sektörü. Küresel ısınmayı, artan
nüfusu ve değişen tüketim kalıplarını düşündüğünüzde, ülkelerin gıda güvenliği
giderek stratejik bir hale geliyor. Hem ekonomik anlamda hem de başka
boyutlarıyla birlikte tarım sektörü kritik bir konumda fakat tarımda az önce
söylediğim gibi eskisi gibi anlaşılmamalı daha profesyonel daha bilgiyle teknikle
pazar şartlarıyla bütünleşmiş bir şekilde hayata geçirilmelidir.
Yılmaz, hayvancılık konusunda Bingölde güzel gelişmeler yaşandığını, hayvan
sayılarında, kalitesinde ve stokunda iyileşmeler görüldüğüne değindi.
Arıcılıktan küçükbaş hayvancılığa, süt inekçiliğinden diğer birtakım
alanlara güzel gelişmeler gördüklerini söyleyen Yılmaz, Bunu daha ileriye
taşımamız için bir taraftan da bu ürünleri kuracak endüstrileri geliştirmek
durumundayız. Bingöl Et Balık Kurumumuzun güzel bir tesisi var. Bu uzun yıllardır
ihmal edilmişti, şimdi yeni bir yatırım yapıyoruz yakında tamamlamış olacak. Yine
özel sektör ile büyük entegre tesisleri doğuya çekmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda
uzun süredir Sütaş ile görüşmelerimiz var. Bingölde birtakım alanlar ayırmış
durumdayız. Tabii Sütaş özel sektör. Onlar adına burada bir şey söyleyecek
durumda değilim ama gelip buraya yatırım yapmaları için elimizden gelen tüm
gayreti sarf ediyoruz. Doğu Anadoluda böyle bir tesis yok. Entegre bir tesis
olmadan, pazar koşullarını üretmeden, talebi üretmeden hayvancılık üretimini de
tam arzu ettiğiniz noktaya getiremiyorsunuz şeklinde konuştu.
Muhabir: Abdullah Çelik-Naim Boşkut/Nail Kadırhan
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu