KOCAELİ (A.A) - Necdet Doğruyol - Kocaeli Üniversitesinde (KOÜ)
başlatılan uygulamayla kanser hastaları ve yakınlarına psikolojik destek
verilerek hastanın tedaviye uyumunun artırılması hedefleniyor.
KOÜ Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Tural, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Psikiyatri Anabilim Dalı Konsültasyon ve Liyezon Birimi ve
Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı olarak başlattıkları çalışmayla kanser
hastalarının tedaviye uyumlarını ve yaşam kalitelerini artırmak amacıyla
konsültasyon ve liyezon biriminin faaliyetini genişlettiklerini söyledi.
Bu yöntemin gelişmiş ülkelerde yaygın olduğunu ifade eden Tural, kanser
hastalığının, uzun süreli tedavi isteyen ve tedavi uyumunun yüksek olmasını
gerektiren bir rahatsızlık türü olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Tural, yapılan araştırmalara göre, kanser hastalarının bir
çoğunun, uyum sorunları ya da ruhsal sıkıntı nedeniyle gerekli olan fiziksel
tedaviyi ihmal ettiğini anlatarak, Hastalara verilen ruhsal destek, gerek
bireysel psikoterapi, gerekse grup çalışmalarıyla verilen ruhsal destekle
hastaların daha uzun süre ve yaşam kalitesinin daha yüksek seviyede yaşamalarına
yardım etmekte. Biz de bu nedenle pek çok gelişmiş ülkede gördüğümüz hizmeti,
üniversitemizde uygulamaya başladık. Bir süreden beri birebir kanser hastalığı
olanlara ruhsal danışmanlık hizmetimiz vardı ama bunu geliştirdik ve grup
çalışmalarını da başlattık diye konuştu.
-Hasta yakınlarında depresyon eğilimi-
Bir başka önemli noktanın da kanser hastalarına destek veren, onların tıbbi
bakımı ve günlük işlevselliğinde yardım eden hasta yakınlarının
tükenmişlikleriyle baş etmek olduğunu vurgulayan Tural, bu konuda hasta kadar,
hasta yakınının da yorulduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Tural, hasta yakınlarında belli bir tükenmişlik, hatta daha ileri
düzeyde depresyon gibi başka ruhsal bozuklukların normal bireylere göre
yükseldiğine dikkati çekerek, bunu da önlemenin en önemli yolunun hasta
yakınlarına ruhsal desteği sunma olduğunu söyledi.
Hastaların tedaviye uyumunun artmasının en önemli hedefleri olduğunu dile
getiren Tural, Araştırmalar gösteriyor ki pek çok hastanın tedaviye uyumunun
artırılması kanser tedavisinde başarı oranını anlamlı bir şekilde yükseltiyor.
Tedavi uyumsuzluğunu öngören en önemli faktörlerden birisi de hastanın depresyon
ve buna benzer diğer psikiyatrik ya da ruhsal sorunlarından ötürü tedaviden
kopuşu olarak gösteriliyor. En basit yararı bu. ifadesini kullandı.
-Hastaneye bağımlı olmak yaşam kalitesini düşürüyor-
Prof. Dr. Tural, bu yöntemin gelişmiş ülkelerdeki düzeye ulaşması için de
çok çaba harcanması gerektiğini belirterek, psikolojik desteği verirken, çalışan
ekibin çok önemli olduğunu dile getirdi.
Bu konuda çalıştıkları diğer branşlardaki hekimler ya da sağlık hizmeti
veren diğer çalışanların bu konuda uyanık ve bilgili olması gerektiğini anlatan
Tural, bu kişilerin kendilerinden yardım isteyerek, hasta ve hasta yakınlarını
kendilerine yönlendirmesinin önemine işaret etti.
Tural, 8 kişilik bir ekiple çalıştıklarını ifade ederek, çalışılan konunun
oldukça yorucu ve ruhsal olarak yoğunluğun yaşandığı hastalıklar olduğunu ifade
etti.
Hasta ve hasta yakınlarında psikiyatriden söz edildiğinde bir ön yargı ve
uzaklaşma oluştuğuna dikkati çeken Tural, şöyle devam etti:
Hasta için sürekli kan tahlili vermek, uzun süre hastanede yatmak, normal
bir insan üzerinde uyumu bozucu bir takım sıkıntılar yaşatıcı durum. Biz buna
uyum bozukluğu diyoruz. İnsanın normal hayatını bozan, uykularını bozan bir
durum. Kanser hastaları da devamlı bir şekilde hastalığın doğasından ötürü
değişik tedavi, terapi, radyo terapi gibi devamlı değişik tedaviler almak
nedeniyle devamlı hastaneye gitmek, hastaneye yarı bağımlı olmak, kişinin uyumunu
yaşam kalitesini hayatla ilgili görüşlerini olumsuz etkileyebilen faktörler.
Dolayısıyla bunların üzerinde çalışılması ve böylece kişinin mutluluğu, yaşam
kalitesini tedaviye uyumunu artırmak en önemli hedef.
Yayıncı: Murat Paksoy